Oscarlık oyuncu

TÜSİAD’ın Kemal Derviş’li toplantısı “yeni siyasi oluşum” iddiasını ayyuka çıkarınca Hıncal Uluç, Türk ekonomisini kelepçeleyen Derviş’in “yakın siyasi tarihini” yazdı

Bu fİlm bİr ABD yapImIdIr
Kemal Derviş, AKP’yi iktidara getiren ABD’nin baş oyuncusudur. İyi hatırlayalım. 2000 ekonomik krizi ülkeyi fena halde sarsarken Kemal Derviş sihirli formülleri ile Amerika’dan yollandı ve koalisyonun tüm ekonomisini yönetmeye başladı. İlk önlemler hep ayni olur.. Kemerleri iyice sıkmak.. Krizden zaten biten millet patlama noktasına gelince ikinci adım atıldı. Acemi politikacı Devlet Bahçeli paniklettirildi. Koalisyon bozuldu.
Üçüncü adım erken seçimdi. Çünkü ekilen acı tohumların meyvelerinin alınma zamanı geliyordu. Bu meyveleri koalisyon partileri toplarsa işleri düzeltebilir, Amerika’nın hesapları bozguna uğrardı. Erken seçim yapılıp iktidar el değiştirmeliydi ki, meyveler onun eteklerine dökülsün, millet “Bunlar geldi, nefes aldık” desin ve öbür seçimde daha çok oy versin. Oyunu Bülent Ecevit resmen, alenen yuttu. Mesut Yılmaz son anda ayıldı ama seçim kararını önleyemedi.
İsmail Cem ve Hüsamettin Özkan yeni bir oluşum için kolları sıvadılar. Kemal Derviş hemen onlara katıldı. DSP’yi parçalayan Amerikalı Danışman, yeni partiyi de daha kurulmadan bitirme misyonunu başarıyla yerine getirdi.. Seçime çok kısa bir süre kala Cem ve Özkan’ı terk edip, filizlenen umutları sildi, süpürdü..
Meydan, AKP’ye kaldı. İktidara geldiğinde Derviş politikalarını aynen devam ettiren AKP’ye..
Sonunda işte bugündeyiz..
* Hıncal Uluç / Sabah


+++++


Derviş’e öneri

Puslu günlerde ortaya çıkmayı seven Kemal Derviş dün yine sahnedeydi.
En iyisi, stand-up şovunu yapıp bir an önce Washington’a geri dönsün...
* Serdar Turgut / Akşam


+++++



Türkiye 2008 kadrosu
Türk siyasetinin aktörleri, Avrupa Şampiyonası’na katılan takımları aratmadılar. Böyle olunca Türkiye’nin kaderi için söylenecek tek söz kaldı: Top yuvarlaktır!

Takunyaspor: İman gücüyle oynayıp, geçen sezonu şampiyon bitirdi. Rakipler duran toplara bile vuramadığı için liderliğini koruyordu. Tam kupayı kaldırmaya hazırlanırken, Yargıspor’dan Abdurrahman’ın uzatmada attığı rövaşata golüyle şoke oldular... Santrfor Takoz Recep çılgına döndü, hakemlere saldırdı. 100 bin maç saha kapatma cezası yemeleri bekleniyor. Kulüp kapatılırsa, Takkespor’a transfer olacaklar.

* * *

Liboşspor: Forma aşkı sıfır... Zaten forma renkleri de yok. Bonservisleri Sorosspor’da... Bu sezon Takunyaspor’da kiralık oynuyorlar. Daha önce Kıratgücü’nde ve Papatyagençlik’te ter dökmüşlerdi. Yabancı pasaport taşımalarına rağmen yabancı kontenjanından sayılmıyorlar; ancak, kendi kalelerine gol atmaktan adeta zevk aldıkları için milli takıma alınmıyorlar.

* * *

Hizipspor: Ver topu bunlara, 24 saat pas yapsınlar, kafasında sektiren mi ararsın, kendi kendine çalım atan mı... Gene de bitirici vuruşu yapamazlar. Herkes kendi ortasına kendisi vurmak istediği için, ceza sahasına girince birbirleriyle kavga ederler, küserler, kimi maçı terk eder, kimi topu alır gider. Yanlışlıkla gol bile atsalar, bu sefer hakeme itiraz ederler, “ofsayttı, görmedin” derler. Her maçtan sonra “yenildik ama ezilmedik” derler. Geçenlerde bir tanesi soyunma odasında “no” ya basacağına “yes” e bastı, taktiği bütün rakipler duydu. Telefonu UEFA’ya şikáyet ettiler, UEFA’yı FIFA’ya şikáyet ettiler, FIFA’yı da taraftara şikáyet ettiler. Taraftar kulübü yakmaya kalkınca, taraftarı da UEFA’ya şikáyet ettiler.

* * *

Kımızspor: Sert futbol oynayan bir takım; dan dun... Desteklemeyeni dövüyorlar. Teknik direktörü kapalı kutu... Sezon öncesi ip atlayarak formda olduğunu göstermiş, tribünleri doldurmuştu. Ancak, kendi takımına taktik vereceğine, “şöyle oynayın, böyle oynayın” diye, devamlı Takunyaspor’a taktik veriyor. Bu nedenle Takunyaspor’la şike yaptığından şüpheleniliyor. Bu şüpheyi dile getireni de dövüyorlar. Şampiyonluk için, Yargıspor-Takunyaspor ve Postalspor-PKK İTmanyurdu derbilerinin sonucunu bekliyor.

* * *

Garibanspor: Gelen takıyor, giden takıyor. Folluk oldu. Stadı satıldı. Kramponlarına bile haciz geldi. Tekmeye kafa uzattığı için, beyin sarsıntısı geçirdi, durumu kavrayamıyor. Bu akşam maçı var gene... Umutlu hálá... Avrupa Kupaları’na katılacağını sanıyor.
* Yılmaz Özdil / Hürriyet


+++++



Medyadaki parti komiserleri
Geçenlerde bir büyük gazetenin yazıişleri toplantısında yaşanan olayı aktardılar. Manşete müdahale etmeye çalışan “baş karikatüriste” Genel Yayın Müdürü “Hayrola, noluyor sana” demiş, “Başıma parti komiseri mi kesildin?” ..
Sermaye el değiştirdiği zaman kendi medyasını oluşturuyor. Karşılıklı bir ilişki bu: Sermaye kendisini yaratan hükümete biat ediyor, hükümet de sermaye medyasından destek alarak güç bulmaya
çalışıyor.
Yeni medya gazeteciyi değil bir komiseri başa getiriyor. Görevi de patronlarını yaratan iktidarı her koşulda ve şartta desteklemek, gerektiğinde aklamak. O yüzden ismi bilinmeyen, kıdemi olmayan, gazetecilik geçmişi sorgulamalı, yetenekli oldukları da tartışılan birtakım isimler konum sahibi oluyor. İşin tuhafı, bunun sonucunda ya sıfırdan kurulan yandaş medyanın bir etkinliği gücü oluşmuyor. El değiştiren, önceden kendini kanıtlamış ama şimdi dönüşen medyanınsa rating’i ve tirajı düşüyor.
Bugün Başbakan’ın danışmanının yakın arkadaşları, eski dershane yöneticileri, halıcılar, kitapçılar gerçek gazetecilerin yerini alıyor. Belki büyük medyada astsubay rütbesi bile verilmeyecek isimler...
Nasıl ki her iktidar değişikliğinde şekillenen medya devlet bürokrasisinde esaslılık olmadığını kanıtlıyorsa, medya da bundan nasibini alıyor.
* Oray Eğin / Akşam


+++++



Nostradamus IlIcakus tam yol
Kehanete devam
AKP davası, Temmuz sonu, Ağustos başı neticelenirse, partinin kapatılmama ihtimali güçlenir. Diyelim ki kapatıldı ve hem Gül, hem Erdoğan “laiklik karşıtı” görüldü. Erdoğan’ın başbakanlığı düşeceğine göre kim katılacak Askeri Şûra’ya? Gül’ün cumhurbaşkanlığı düşmez ama o da yara alır. AKP’nin kapatılması Askeri Şûra’dan önce olursa önemli bir temsil problemi doğacaktır...
* Nazlı Ilıcak / Sabah


+++++




Ordu-Mİllet el ele
Ikınsan da, sıkınsan da...

Taraf Yasemin Çongar’ı boşuna getirmemiş. Her durumda ve şart altında “asker” e saldırmayı görev edinen bu kadıncağız, şimdi de “TSK milleti kendi çizigisine çekmeye çalışıyor” şeklinde bir korku senaryosu yazıyor. Genelkurmay habere konu olan belgeyi yalanlayarak gerekli cevabı zaten verdi. Çongar’ın hassasiyeti keşke ‘darbe’ kokusu alması olsaydı. Ama burada mesele milletin, aldıkları fonlarla sinsi-hainane faaliyetler yapan bunca etki ajanına karşı, devleti kuran iradeyi kullanarak savunma refleksi geliştirmesini önlemek!


+++++




Dolandırıcıya yakışan bir öneri olmuş... Tebrik ederiz!
Erdoğan Erbil’e gitsin
Mehmet Ali Birand, “Başbakan’ın Erbil’e uğraması bir barış jestidir. Güneydoğu için yumuşama mesajıdır” diyor.
Bir Başbakan neden tanımadığı sözde devlet oluşumunun merkezine gidip, peşmerge başlarını tepemize çıkartsın? Ve niye kendi insanlarını “yumuşatmak” için, Kuzey Irak topraklarından göz kırpmaya ihtiyaç duysun?


+++++


Meclis’in haysiyet sınavı
TBMM Dışişleri Komisyonu’ndan bağımsız ve haysiyetli bir ülkenin kendine yediremeyeceği bir yasa tasarısı yağ gibi geçti... Konu; İslam Konferansı Örgütü’nün (İKÖ) İstanbul’da kurulması kararlaştırılan Gençlik Forumu... Gençlik Forumu’na öyle ayrıcalıklar tanınıyor ki... Akıl mantık alır gibi değil...
Bu örgütün Başkanı yargı dokunulmazlığına sahip olacak.. Verdiği demeçlerden dolayı yargılanamayacak... Hiçbir sözü hakkında soruşturma açılamayacak... Yurtdışından bu örgüte gelecek paralar üzerinde Türk devletinin kontrolü olmayacak...
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen toplantıda:
- Bu kurulmasını istediğiniz resmen devlet içinde devlet, diyor...
Tasarı “Medeniyetler ittifakı” na dayandırılıyor bu arada... Onur Öymen, Atatürk’ün şu sözünü anımsatıyor:
“Kültürler farklıdır ama medeniyet birdir. Türkiye o medeniyetin içinde yer almalıdır...”
Canan Arıtman, “Bu örgüt ne iş yapacak” diye soruyor... AKP’liler “Konferans düzenleyecek” deyince, Arıtman, “Konferans düzenlemek için bu kadar yetki fazla değil mi?” diye soruyor.. Yanıt yok. Tasarı MHP’nin de muhalefetine rağmen AKP’lilerin oylarıyla komisyondan geçiyor. Arıtman noktayı şöyle koyuyor: “Yüce Divan’lık bir antlaşma.”
* Melih Aşık / Milliyet


+++++




GÜNÜN SÖZÜ
Avrupa’daki güven vermeyen liderler sıralamasında Erdoğan açık arayla önde gidiyormuş...
Son kullanma tarihi doldu demek...
Haldun Ertem


+++++



MİNİ YORUM
Gelibolu yanarken
Her yaz birkaç kere yanıyoruz. Ormanlık arazilerde, tarihi evlerde.. İhmal deseek de biliriz ki kasıt var. Ya o arazi peşkeş çekilecek, ya asırlık evlerin yerine bir iş merkezi dikilecek. Şimdi yanan Gelibolu. Yahya Çavuş’ların, topyekün şehit olma kararı alan 57. Alay’ın, Yemen’den, Azerbaycan’dan, Bosna’dan, Trabzon’dan... onbinlerce şehidimizin hâlâ dolaştığı söylenen o kutsal toprak... Bu yazıyı yazarken hâlâ söndürülememişti Gelibolu’nun yangını, tarihi yanarken hep birden ayaklanılmalı diye bekliyorum, öyle olmayınca kurt düşüyor içimize, buradada mı kasıt? Ama neden?
* Selcan TAŞÇI

Yazarın Diğer Yazıları