Son elli yıldır Türkiye, zamanını model aramakla geçirmiştir. Her ne hikmetse hiç kendisi olmak gibi bir gayret içine girmemiştir. Türkiye’deki küresel/enternasyonel aydınlar nerede gelişen bir ülke varsa hemen Türkiye’nin onu model olarak alması gerektiğini savunmuşlardır. Bu bağlamda “Almanya” , “Tayvan” , “Japonya” , “Güney Kore” , “Asya’nın beş kaplanları” dahil neredeyse Türkiye’ye örnek ve model olarak gösterilmeyen ülke kalmamıştır. Daha sonra siyasi ve idari anlamda Türkiye, çok çeşitli amaçlar için model gösterilmeye başlanmıştır. Önce ABD tarafından Türkiye, SSCB dağılınca bağımsızlığına kavuşan Türk Cumhuriyetlerine “örnek model” olarak gösterilmişti. Onlara Türkiye’deki modeli benimsemeleri için onlarca tepeden inmeci teklif ve yönlendirmeler yapıldı. Gelinen nokta herkes tarafından bilinmektedir. Ardından Türkiye, ABD tarafından Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi bağlamında hedef İslam ülkelerine “örnek model” olarak gösterildi. Hatta Başbakan Erdoğan’a bu yüzden BOP’un “eş başkanlığı” uygun görüldü.
Tarihi süreci, sosyal yapısı, kültürel konumu ve ekonomik durumu dikkate alınmadan Türkiyeli yöneticilerin yıllarca yaptıkları tek şey ülkeye model ithal etmek olmuştur. Türkiye’nin özgün, kimlikli ve kendi dinamikleri üzerinden yükselen bir ülke olması, yönetimde bulunanların aklına hiç gelmemiştir. İktidara gelenler idarede, eğitimde, sağlıkta, hukukta, ekonomide hangi ülkenin modelinin esas alınacağı hususunu tartışmanın dışında bir şey yapmadılar.
Türkiye bir yandan model ithalatıyla uğraşırken, diğer yandan da kendisine özgü bir takım kaygıları da duyuyordu. Hatırlayalım 2002’de Türkiye’ye göre daha hafif bir ekonomik kriz geçiren Arjantin’de büyük bir kaos ve ayaklanma yaşanmıştı. O zaman malum odaklar Türkiye’de “Arjantin’deki gibi olaylar olur mu?” sorusuna cevap aramıştı! İran’daki Humeyni devrimi sonrasında “Türkiye İran olur mu?”, son gelişmeler üzerine de “Türkiye Malezya olur mu?” tartışılmaktadır. İktidar yanlıları ise Türkiye’nin Malezya gibi değil “Avrupa ülkeleri gibi” olacağını söylüyorlar. Hâlâ bu zevatın aklına Türkiye’nin “Türkiye” gibi olması gelmemeye devam ediyor. Türkiye şu ülke gibi olur mu ya da olmaz mı sorularının altında Türkiye ve Türk milletini tanımayan zihniyet vardır.
Son zamanlarda Türkiye çeşitli odaklar tarafından (özellikle de ABD/AB karşısındaki yumuşak başlı tutumu yüzünden olacak) örnek gösterilmeye başlandı. Bunlardan birisi de Türkiye’nin “ılımlı İslam” için diğer İslam ülkelerine model olarak gösterilmesidir. Türkiye ve İslam üzerine hesap üstüne hesap yapanlar, Türkiye’nin konumunu, sorunlarını ve çıkmazlarını hesaba katmadan sözüm ona “Ilımlı İslam’ın” bir model ülkesi olarak Türkiye’yi öne çıkarmaya çalışıyorlar. Atatürk gibi bir lideri anlayamayan, türban gibi bir münhalı sorun yapan, laiklik gibi bir kavramı tanımlayamayan, kimlik gibi bir olguda dahi mutabakata varamayan bir ülke, “Ilımlı İslam”, daha doğrusu “ABD İslam” ı için model ülke olarak pazarlanmaktadır.
Başbakan Erdoğan’ın ABD’de katıldığı bir toplantıda Türkiye bu kez, yeni bir model olarak dünyanın en geri ülkelerine önerildi. Kim mi önerdi? ABD Başkanı Bush. ABD’de Başkan Bush çoğu demokrasiye yeni adım atan 20 az gelişmiş ülkeye Türkiye’yi örnek ülke olarak göstermiş! Türkiye “demokraside örnek ülke” olarak gösterilmiş ama hangi ülkelere; dünyanın en sorunlu hatta geri ülkelerine. Yirmi tane birbirinden sorunlu ülkeyle Türkiye’nin yan yana getirilmesi, Türkiye’nin üçüncü lig ülkeleriyle aynı kategoriye sokulması anlamına gelmektedir.
ABD, böylece Türkiye’yi ileri demokrasiye sahip, kalkınmış ve gelişmiş olan ülkeler ligine değil; sorunlu ve geri ülkeler ligine dahil etmiştir. Sormak lazım ABD, Türkiye’yi Irak’ın geleceği ile ilgili toplantılara çağırmazken, hepsi birbirinden sorunlu ülkeler platformuna niçin çağırıyor? Türkiye Başbakanının birbirinden sorunlu ve geri ülkeler platformunda yer alması bu anlamda üzüntü vericidir. Türkiye medyası ise bu toplantıyı G-8’ler toplantısı sanmış olacak ki Türkiye’nin demokrasi özürlü ülkelere “örnek” gösterilmesini zafer havası içinde servis etti. Medyaya inat, ezilenler ve müminler ise bu mübarek Ramazanda “Allah her hangi bir ülkeyi ABD tarafından ’örnek ülke’ olarak ilan edilmesinden korusun” diye dua etmektedir.
