Örgüt var mı; var ama yok mu?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "PKK'nın 2 yıldan beri ormanların yakılması hususunda net talimatları olduğunu", "Hatay'da üç ilçeyi saran yangının arkasında da terör örgütünün bulunduğuna dair kanaat oluştuğunu" söylemekle birlikte, "Siz yine de bunu fazla dillendirmeyin" kıvamında bir uyarıda bulunuyor.
PKK'nın çevre katliamındaki rolünü çok fazla tekrarlamanın, 'Burayı onlar yaktı', 'Şurayı da onlar yıktı' demenin, "Bunu bir terör örgütü kampanyasına döndürmek isteyenler"e hizmet etmek olacağını savunuyor.
***
Kurucu direktörünün Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, eski Genel Koordinatör Yardımcısının Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun olduğunu düşününce, iktidara çok da uzak varsayamayacağımız SETA'nın, adıyla sanıyla "Çevre Terörizmi ve PKK'nın Orman Sabotajları" diye 25 sayfalık bir yayını var; tam da Soylu'nun "Aman ha" diye uyardığı şeyi yapıp, hemen her sayfada hatta her paragrafta bu işin failinin -üstelik de 1994'ten bu yana- PKK olduğunu söylüyorlar.
***
650 hektar ormanlık alan ve 200 hektar bahçenin kül olduğu 1997 Manavgat yangını…
Bodrum'da 700, Kaş'ta 500, Nazilli'de 40, Kuşadası'nda 300, Selçuk'ta 350 ve Adana'da da 100 hektar olmak üzere toplam 2 bin hektarlık ormanlık alanının ve 4 milyon ağacın yok olduğu 2006 yangınları…
Antalya'da, 350 hektara yayılan 2019 yangını…
Yine 2019'daki;
Kütahya Gediz, Edirne Keşan, Mersin Tarsus, Bozyazı, Balıkesir Edremit, Marmara, Muğla Marmaris, Bodrum, Fethiye, İzmir Karabağlar, Bornova, Menderes, Selçuk, Foça, İstanbul Pendik, Şile, Afyonkarahisar Başmakçı, Antalya Kumluca, Manavgat, Bursa İznik, Aydın Nazilli, Manisa Soma, Çanakkale Eceabat yangınları…
***
Üstlendiğini ilan etmesinin, her yangının failinin PKK olduğu anlamını taşımadığına dikkat çeken İçişleri Bakanı, terör örgütünün kendi çıkardığı yangınlar olduğu gibi, bazen de yangınları provokasyon amacıyla üstlenebildiğini söylerken, SETA,1994'ten itibaren, sadece üstlendiklerini değil, üstlenmedikleri, TSK'nın üzerine attıkları yangınları da PKK'nın çıkardığını savunuyor çalışmasında.
Tezleri şu:
"Tarım ve Orman Bakanlığından alınan istatistiklere göre Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da 2013'te toplam 236 orman yangını çıkmış ve 519,3 hektarlık alan zarar görmüştür. 42 2014'te ise Bakanlık istatistiklerine göre Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da toplam 420 orman yangını çıkmış ve 523,6 hektarlık alan zarar görmüştür. 43 2015'te ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da toplam 217 orman yangını çıkmış ve bu orman yangınları sonucunda 715,6 hektarlık alan zarar görmüştür. Bu veriler incelendiğinde PKK'nın "Çözüm Süreci'nde orman yangını çıkmazken sürecin bitmesiyle Türk ordusunun ormanları yakmaya başladığı" yönündeki argümanının gerçeği yansıtmadığı görülmektedir."
Keza…
Daha 1995 yılında medyaya yansımış "çok gizli MİT raporları(!)" var; PKK'nın böyle bir eylem tarzına da yöneldiğiyle ilgili. Çarşaf çarşaf yayınlamış 25 yıl öncenin gazeteleri. (SETA'nın ses konusu raporunda var küpürleri)
***
İnsan yakan ağaç mı yakmayacak; bunu tartışacak değilim elbette.
Merak ettiğim, TBMM Başkanı dün geniş bir ifade hürriyeti tanımı yaptı ya; hıh işte, o hürriyetin ne kadarına sahibiz bu yangınlar konusunda?
Daha üç beş yıl öncesine kadar, ülkemiz, neredeyse PKK'ya terör örgütü demenin bile yasak hale geldiği, İmralı'daki caninin katliamlarını hatırlatmanın esefle kınandığı bir "süreç"ten geçtiği için sormak lüzumu hissediyor insan;
"Bebek katillleri"ne, ağaç, kuş, çiçek, böcek katili de demek serbest mi?
Yoksa evet onlar yaktı ama "aramızda kalsın" mı; Sayın Bakan'ın uyarısına binaen "örgütün amacına hizmet" etmiş mi sayılırız bunu dersek devletimiz nezdinde!
Nedir "resmi strateji"miz?
***
Hayır konuyu bir an önce netleştirelim de, trol ordusu da kime saldıracağını bilsin değil mi!
Yazık, kaç gündür, "Yangını kınadın ama PKK demedin", "Terör örgütü dedin ama hangisi söylemedin" diye dar ettiler sosyal medyayı, aslında yaptıkları, teknik olarak İçişleri Bakanı'nın uyarısına uymaktan başka bir şey olmayan bir grup sanatçıya!
SORU-YORUM
Gence'nin Türkiye'deki kardeş şehirlerini ve o şehirlerdeki tepkisizliği Yılmaz Özdil yazdı. İronik ve çok daha trajikomiği var; Azerbaycan'ın Gence saldırısına eli kolu bağlı yakalanmasına yol açan "ateşkes" kararının alındığı "Moskova"nın da Gence'nin "kardeş şehri" olduğunu biliyor muydunuz?