Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terör kuşatmasına karşı başlattığı harekatın tozu dumanı içinde kalmasın...
Sorular sormalıyız...
Hükümetin operasyon sonrasındaki amacı nedir? Yani nasıl bir çıkış planı var?
Şimdilik bilmiyoruz...
Bölgenin güvenliği sağlandıktan sonra, yani PKK-YPG unsurları temizlendikten sonra bölgede hakimiyet kimde olacak?
Özgür Suriye Ordusu'nda (ÖSO) mı?
ÖSO ne?
Cumhurbaşkanı Erdoğan için Esad "yok hükmünde!"
Suriye merkezi hükümetini ve ordusunu "yok" sayarak bu operasyonun finali nasıl kurgulanacak?
Yani kahraman askerlerimiz görevlerini yapıp işi siyasete devrettiğinde, siyaset Türkiye'nin çıkarlarını bölgede koruyacak planı yapabildi mi?
Yanıt vereyim; büyük soru işaretleri ve endişelerim var...
***
Türk Silahlı Kuvvetleri hava harekatları ve top atışları ile uzaktan bombardıman yapıyor, ÖSO unsurları sıcak çatışmanın içinde yer alıyor.
Yani Mehmetçiğimiz cephenin gerisinde, öyle de olmalı!.. Ancak buna rağmen şu ana kadar iki şehidimiz var!
Peki, TSK'nın birlikte operasyon yaptığı ÖSO nedir?
Türkiye, Suriye'de kalıcı olmadığını açıkladığına göre, terörden kurtardığı toprakları ÖSO yönetimine bırakacak gibi görünüyor.
Hatırlayalım;
Özgür Suriye Ordusu, Suriye'nin içerden bölünmeye çalışıldığı günlerde Esad'a muhalif unsurların Türkiye'de eğitilmesi ile gündeme gelmişti. ABD, Esad'ı devireceğine inandığı ÖSO için Türkiye ile işbirliği yapıyordu.
ÖSO daha çok bir ABD projesiydi! Ve Esad'ı devirecek bir güce hiç bir dönem ulaşamadı.
Bölgenin kaygan zemininde değişen stratejiler, tehdit algıları, ulusal çıkarlar; kartların defalarca karılıp yeniden dağıtılmasına neden oldu...
Geldiğimiz noktada ABD planını harfiyen uyguluyor...
Hamleleri şöyle ilerledi;
* Suriye'yi bölmek için Türkiye ile birlikte ÖSO'yu kur, rejimi zayıflat,
* IŞİD'i sahaya sür, korkunç cinayetlerle dünyanın dikkatini bölgeye ve IŞİD'e çek,
* IŞİD'i temizleme "bahanesi" ile YPG'yi silahlandır, sahaya sür, önünü aç...
Bu denklemde oyun dışı kalan ÖSO şimdi Türkiye ile en etkili şekilde sahaya döndü...
Sorum şu; bir ABD projesi olan ÖSO'ya, temizlenen toprakları nasıl güvenle emanet edeceksiniz?
IŞİD'in savaşmadan YPG'ye alan açtığını unutmayalım...
***
İlk düğmeyi yanlış iliklediğinizde doğruyu bulma şansınızı kaybedersiniz.
AKP iktidarı Esad'ı düşmanlaştırarak, tüm diplomatik kanalları kapatarak, onu yok sayarak, ilk düğmeyi yanlış ilikledi.
Bu nedenle bugün Afrin'e yapılan, yarın tüm Suriye sınırımıza yönelik genişletilmesi kaçınılmaz olan Harekatın sebebi de; AKP iktidarının en başından uyguladığı yanlış bölge politikasıdır.
Sınırımızdaki terör kuşatmasının sorumlusu AKP iktidarıdır.
Şimdi neden olduğu bu milli güvenlik sorununa karşı TSK ile geç de olsa doğru bir müdahalede bulunmaktadır.
Peki, AKP işin sonunu doğru kurguladı mı? Bilemiyorum, ancak hâlâ bir şansımız var.
Esad'ın kendi halkına uyguladığı zulüm, dikta yönetimi... Bunu unutmadan yazıyorum; Türkiye bu meseleyi erteleyerek kendi ulusal çıkarlarını öncelik edinmelidir...
Türkiye'nin 911 km'lik en uzun sınır hattında güvenliği uzun süreli sağlaması, Suriye'de merkezi hükümet ve milli ordu ile işbirliği yapmasına bağlı.
Sadece Afrin ile PKK sorunu çözülemez. Sınır hattı boyunca oluşturulacak kantonların daha sonra birleştirilmesi ile ucu Irak'ın kuzeyinden açılan, sonu Akdeniz'e varan bir koridor planlanıyor.
Afrin bir YPG/PKK kantonu... Devamı gelecektir...
Esad'a kendi ülkesinde, kendi sınırlarının güvenliğini sağlama imkanı tanınmalıdır. Rusya ve İran'ın da gayretleri bu yönde değil mi?
Türkiye bir yandan ABD'nin bölgedeki planını silah gücü ile ve şehitler vererek yıkarken, masa başında ABD'nin örtülü planlarına uydu olmasın...
Harekatın finalinde sınırımızın yüzlerce kilometresi, PKK'ya bir daha izin vermeyecek bir otoriteye bırakılmalıdır.
Bu otorite, Suriye devletinden başkası olmamalıdır.
Uluslararası hukuk, Türkiye'nin milli çıkarları bunu gerektiriyor.
Harekatın adı olan Zeytin Dalı'nın bir ucundan Esad tutmalıdır.
