Ön inceleme raporu: "Sabotaj değil"
Türkiye sivil, askeri helikopter kazalarında giderek artan rakamlar yüzünden dünya istatistiklerinde dikkat çeken bir ülke... Yaklaşık son 20 yılda milletçe canımızın çok yandığı onlarca kaza yaşadık.
Kato'yu bölücü hainlere mezar eden operasyonları yöneten başarılı kahramanlarımızı, vatanımızın yiğit evlatlarını, bir helikopter kazasında kaybettik. Mekanları cennet olsun. Milletçe başımız sağ olsun. Rabbim, kederli yakınlarına peygamber sabrı versin.
Kolay değil böyle günlerde klavyenin tuşlarına dokunmak. Ancak, ne zaman Türkiye'de bölücü hainlere karşı başarılı operasyonlar düzenlense onlarca kahramanımızı aynı helikopter içinde yitirdiğimiz kazalarla derin acılara boğuluyoruz.
Kato kahramanlarımızı taşıyan helikopter Şırnak'ta yüksek gerilim hattına takılarak düştü. Kara Kuvvetleri'nde 1996 yılından bu yana görev yapan Fransız-Alman ortak tasarımı AS532 Cougar helikopterlerinin Türkiye'de karıştığı 3 kazada 28 askerimiz şehit oldu.
Özellikle, FETÖ ve PKK yüzünden Almanya ile gerilen ilişkilerde sıcak günler yaşadığımız bugünlerde hafızalara soru işaretleri ve kuşkular yerleşiyor. Nitekim, dün Ankara'da bu kuşku ve soru işaretlerini açıktan dillendiren ve titizlikle araştırma yapılmasını isteyen siyasetçiler de oldu.
İster istemez aklıma, 4 Haziran 1997'de Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na ait AS532 Cougar tipi helikopterimizin Kuzey Irak Zap bölgesinde görev uçuşu icra ederken bölücü terör örgütü tarafından Rus yapımı SA-7B tipi karadan havaya atılan füzeler ile düşürülmesi geldi. Hainlerin saldırısında pilotlarımız dahil 11 askerimiz şehit olmuştu.
Çok farklı ve en yetkili kaynaklara (Ankara) ve kaza yerine ilk ulaşan askeri ekiplere "sabotaj" ihtimalini sordum. Yapılan ön incelemeler neticesinde, "Sabotaj ihtimali yok. Direkt yüksek gerilim tellerine takılma" dediler. Kaza yerine giden askeri kaynaklardan ilk karşılaştıkları manzara karşısında yürekleri dağlayan izlenimleri sizlerle paylaşmayacağım. Kaynaklar, "kaza yerine ilk vardığımızda parçalanan elektrik tellerini gördük" dediler. Bölgedeki zorlukların ve bu tip gece uçuşlarındaki güçlüklerin, risklerin tekrar tekrar altını çizdiler. Ulaştığım bilgilere göre, düşen helikopterimiz İzmir Kara Havacılık Komutanlığına ait. Geçici görevle, takviye amaçlı bölgeye gönderilmiş.
Hatırlayabildiğim kadarıyla, terör bölgesinde, yüksek gerilim hattına takılarak yaşadığımız bazı acı helikopter kazaları;
*Tunceli bölgesinde görev uçuşu yapan Jandarma'ya ait Skorsky-70 helikopteri yüksek gerilim hattına takıldı, 3 subay şehit oldu. (10 Ağustos 1993)
*Van'ın Gevaş ilçesinde görev uçuşu yapan Skorsky, yüksek gerilim hattına takıldı. Kazada pilotlar dahil 10 asker şehit oldu. (12 Kasım 1996)
*Van'da Skorsky helikopteri yüksek gerilim hattına takılarak düştü. Olayda pilotlar dahil 6 asker şehit oldu. (14 Eylül 1997)
*Erzincan'a gitmekte olan askeri helikopter Erzincan'a 55 km. uzaklıkta, yüksek gerilim hattına çarparak düştü. Kazada 4 asker şehit olurken, bir asker de yaralı kurtuldu. (17 Mart 2006)
*Diyarbakır'ın Lice ilçesinde S-70 Blackhawk tipi helikopter kalkış sırasında elektrik aktarım tellerine takılarak düştü. 1 askerimiz şehit oldu, 7 asker yaralandı. (11 Ekim 2012)
* Ankara Gölbaşı'nda S-70 Blackhawk tipi helikopter yüksek gerilim hattına takılarak düştü. 4 askerimiz şehit oldu. (17 Aralık.2013)
Şimdi gelelim, bunca teknik imkan varken, teknoloji bu kadar ileriyken, bu gerilim hatları neden görülemiyor sorusuna. Askeri kaynaklar, bu tip kazaların önlenmesi için dünyada uygulanan kesin sonuç sistemlerinin var olduğuna işaret ediyor. Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın, 2010 yılında askeri helikopterlere HETS olarak adlandırılan Helikopter Engel Tespit Sistemi takılması için çalışmalara başladığı hatırlatılıyor. Şırnak'ta düşen Cougar helikopterinde HETS'in olup olmadığı konusundaki sorularıma net cevap alamadım. Kaza sonuç raporunu bekleyeceğiz!.. Kaç helikopterimizde HETS mevcut ve SSM'in başlattığı proje ne aşamada?.. Askeri kaynaklarda suskunluk söz konusu!.. Sistemin maliyetinin pahalı olmadığını söylemekle yetiniyorlar.
Bu hayati proje tamamlanamıyorsa, neden ve nerelere takılıyor?.. Maliyeti ne olursa olsun... Güçlü Türk devletine bu eksiklik yakışıyor mu!.. Kaybettiğimiz onlarca kahramanın değerini ölçebilecek herhangi bir maddi birim var mı?..