"Ölüm listeleri mi yapsaydım?"

TBMM'de kabul edilen infaz düzenlemesi, Covid-19 tedbirleriyle birleşince cezaevlerinden "izinli" olarak salıverilen ve bir bölümü neredeyse 8 aydır "dışarıda" olan 60 binden fazla mahkumu, cezaevine döndürmemek için formül arayışına girişildiği ortaya çıkınca, "Bir de cezaevinden salıverilmeme formülü aranan biri var" demiş ve gazeteci Müyesser Yıldız'ın durumunu hatırlatmıştım.

"Binlerce "suçlu" cezalarının bir gününü bile yatmadan, hayatlarına devam ederken ve cezaları, cezalarını çekmedikleri halde infaz edilmiş sayılacakken, "suçlu" olmayan Yıldız'ın 4 aydan fazla süredir cezaevinde tutuluyor olması, hangi gerekçeyle izah edilebilir?" diye sormuştum.

Edilemez.

O yüzden, bu tip soruları muhatap alarak cevap vermek için bir hayli yürek gerek.

Olmadığından zahir, maruz kaldığı ucube halin izahını yapmak bile Müyesser Yıldız'ın kendisine kaldı.

Birkaç gün önce, avukatı, görüşte hızlıca yazdırdığı bu notu ulaştırdı.

"Canım kardeşim" diye başlamış "Canım ablam";

"O dışarı çıkarılanlar, ülkeyi yönetenlerin çıkarlarına tecavüz etmedi, vatandaşların canını yaktı. Onların dışarıda olması çok normal. Ben ise, yıllardır iğfale uğrayan bu bu milletin hak ve hukukunu savunmaya çalıştım. Birilerini rahatsız ettim. Benim de içeride olmam normal."

Ve sormuş;

"Milletin, devletin hak ve hukukuna sahip çıkmak yerine ölüm listeleri mi yapsaydım?"

Ne dersiniz, öyle yapsa daha mı kıymetli olurdu acaba?

Duruşması 9 Kasım'da…

Sayısızı geçtiğine göre, sayılı gün de geçer elbet; hep birlikte göreceğiz…

SORU-YORUM

AK Parti Gençlik Kolları'nın, geçmişi ve geleceği Atatürksüzleştirdiği "Sen kimsin?" klibi dolayısıyla madem günün en popüler sorusu bu; ben de eksik kalmayayım;

Ben, konjonktürel olarak değil, oya sıkışınca değil, ikbalimi kurtarmak üzere değil, "Adalar denizinden Altaylar'ın daha ötesine kadar" her yerde, tarihin her anında, göçten, sürgüne, mübadeleden mücadeleye, kuruluştan kurtuluşa, işgalden direnişe, soykırımdan büyük zafere, başıma gelen her durum karşısında "Türk'üm"; sen kimsin?

Madem konu açıldı…

İddia şu:

Kars Belediyesi'ni HDP'nin kazanmasının "suçlusu" İYİ Parti'ymiş.

Millet İttifakı'na mensup İYİ Parti, Kars'ta Belediye Başkan adayını Cumhur İttifakı'na mensup olan MHP'nin lehine çekmediği için seçimi HDP kazanmış.

İyi de, Iğdır'da, İYİ Parti, adayını, üstelik de açık açık "HDP kazanmasın diye MHP lehine çekiliyoruz" diyerek geri çektiği halde, burada niye kazanamadı peki MHP?

Ne oldu, nasıl oldu da, 31 Mart gecesi saat 22.00 sularında, MHP, seçimi kazandığını duyurduğu halde, gece yarısından sonra, 1 Nisan'ın ilk saatlerinde ve Iğdır'daki MHP'li ilgililerin büyük bölümü huzurlu bir uykuya dalmış haldeyken seçimin kazananının HDP olduğu açıklandı Türkiye'ye?

Medyaya yansımıştı; MHP'li Iğdır Belediye Başkan Adayı, niye "siyasi bir komploya" hatta "siyasi bir suikasta" kurban gittiklerini haykırmıştı o günlerde; kim kurmuştu bu komployu MHP'ye?

AK Parti'nin sesini "MHP lehine" duyan oldu mu burada kampanya süresince? AK Parti'nin "çekilen" adayı nerelerde çalıştı? HDP'ye karşı, MHP'nin hakkını korumak üzere bir kere "Sandıklara sahip çıkın" uyarısı yaptı mı? MHP seçim sonuçlarına itiraz ederken, neden yalnızdı?

Bugün oluşan hukuki ve siyasi kompozisyon doğrultusunda dönüp bakınca, şöyle bir soru da gelmiyor değil insanın aklına;

Bu iki "stratejik değeri yüksek" şehri bugün MHP'li başkanlar yönetiyor olsaydı; "kayyum" atamak mülkün olacak mıydı?

Fıkra gibi…

İYİ Parti, Kars Belediye Başkanlığı seçiminde aday çıkarmış böylece seçimi HDP kazanmış.

Seçimden bir buçuk yıl sonra ancak idrak edebilmişler ama olsun bu "İki parti arasındaki işbirliğinin deşifresi"ymiş.

Ve dahi, bu sebeple Meral Akşener çok zor durumda kalacakmış.

Yazan: "Önü alınamaz bir rüzgar, heyecan, macera" diyerek PKK terör örgütüne katılmış, bu sebeple hüküm giymiş, 13 yıl cezaevinde yatmış, çıkınca önce "PKK'nın yayın organı" diye anılan Özgür Gündem'de, sonra "FETÖ'nün kumpas karargâhı" olan bavulcu Taraf'ta yazmış olan Kurtuluş Tayiz.

Fıkra bu kadar!

Ben almayayım…

Grip aşısı yaptırmak için önce kanser olmamız mı gerekiyor yani?

Ya da AIDS…

Ya da organ yetmezliği…

Ölümü gösterip Covid'e razı etmenin yolunu da buldular ya; bravo valla!

Yazarın Diğer Yazıları