“Ölüm kalım meselesi”...

AKP’nin Tayyipçi kanadı, paralel sıkıntılarını tedavi etmeye çalışırken başka bir rahatsızlığa yakalandı.
“Gül sendromu” ...
Siyasi kulislerde, sohbetlerde, biri “sevgilime bugün gül gönderdim” dese bile hemen kulak kabartıyorlar. Kuşkulu bakışlar derhal şahsa yöneltiliyor. Hepsini kaşıntı basıyor. Ne olup bittiğini(!) anlamak için azami gayret gösteriyorlar. “Sevgilime bugün gül gönderdim” şifresinin altında neler olup bittiğine, paralel yapıdan hangi yeni hamle gelebileceği yönünde beyin fırtınaları yapıyorlar. Eğer, üretmekte tıkanıp kalırlarsa en samimi kılıklarda söz konusu cümleyi ağzından kaçırma gafletinde bulunan şahsa yaklaşıyorlar. Çapraz sorgulamanın en kralını yapıyorlar.
Tabii ki bu örnek biraz
abartılı oldu.
Ama iktidar kanadındaki hâletiruhiyeyi en çarpıcı şekilde sizlere aktarabilmenin yolu
da bu!..
AKP cenahında “Gül” , “Abdullah Gül”, “Cumhurbaşkanı” sözlerinin her yankılanmasında kulaklar dikiliyor, ne olup biteceği üzerinde en derin yorumlar yapılıyor. Kimin bir vesile ile Köşk’e çıktığı duyulsa MİT’e taş çıkartacak istihbari çalışmalar yapılıyor. Çankaya’dan her dönenden nem kapılıyor. Fakat, bilgi kırıntısına ulaşabilme ihtiyatı da elden bırakılmıyor. Tüm kanallardan elde edilen bilgiler enine boyuna analiz ediliyor. Konunun uzmanlarından mutlaka görüş alınıyor.
Yani iktidar partisinde vaziyet; evlere şenlik!..
Söz konusu Çankaya Köşkü olunca gazetecilerden daha fazla haber alma telaşına düşüyorlar.
Böylece, bizim de işimiz biraz kolaylaşıyor. Köşk’teki herhangi bir trafik hakkında haber yapmak istediğimiz zaman muhabirimiz hemen lafa dalıp “abi AKP’de şu milletvekilleri konuyla yakından ilgileniyorlardı. Onlara bir sorayım” diyor..
Şu aralar gündemimizin en sıcak maddelerinden biri de TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmekte olan HSYK kanun teklifi. Daha önceki yazılarımda AKP kulislerinde konuşulanlara göre, genel kanaatin Cumhurbaşkanının kanunu onaylayacağı yönünde olduğunu aktarmıştım.
Sizlere aktardığım bu genel kanaati de bizlere “Gül sendromu”na yakalanan AKP’liler ifade ediyor.
En son gelişmeye gelelim. Denilen o ki;
HSYK kanun teklifi, TBMM Genel Kurulu’ndan geçtikten sonra, Başbakan Erdoğan, Çankaya Köşkü’ne çıkacak. Erdoğan, Gül’den kanunu vakit geçirmeden onaylamasını isteyecek. Başbakan, Cumhurbaşkanı’na bu isteğini iletirken, “Bize ilettiğiniz çekincelerin tümünü Meclis aşamasında giderdik. Dediklerinizi yerine getirdik. Eğer bu kanunun tümünü hatta bir kısmını dahi veto ederseniz, seçime çok az bir süre kaldığı için tekrar Meclis’ten geçirme şansımız kalmaz. Bu kanun bizim için ölüm kalım meselesi” diyecek.
Yani işi sıkı tutacak
Başbakan!..
Cumhurbaşkanı HSYK Kanunu’nu onaylarsa Tayyipçilerdeki “Gül sendromu” tedavi görür mü?..
Sanmıyorum.. Bu hastalığın çok farklı evrelere kadar gideceği de konuşuluyor. AKP’deki hastalık muhabbetlerinin ardı arkası kesilmiyor. “Fethullah Gülen’in hastalığı”, “Abdullah Gül’ün hastalığı”, “Tayyip Erdoğan’ın hastalığı” .. Geleceğe yönelik siyaset hesaplamaları hastalık denklemlerinin üzerinden yapılıyor.
Geçenlerde siyasi yorumlarına çok güvendiğim bir dostuma “tabloyu nasıl görüyorsun” diye sorduğumda, bana “orta kahveyi nasıl tarif edersin” diye kontra atak yaptı. Duraksadığımı görünce de “Acı sevenler için tatlıdır. Tatlı sevenler için de acıdır” diye kendi sorusuna cevap verdi.
Sizin bir tarifiniz var mı?..

Yazarın Diğer Yazıları