Olimpiyatsızlığın faturası “Beyaz yakalılar”a

Gözün aydın “çapulcu” kardeş. Bölüp parçalamadan yönetebilme kabiliyetine sahip olmayan siyasi iktidar, “Geziciler”i de kendi içinde kategorize etti de yırttın!
Yoksa ramak kalmıştı; sana kesilecekti “Usta’nın olimpiyatları kaptığı gibi Sultanahmet’e uçamamasının” faturası!
Fatura dediysem hemen korkma canım;
Ülkemizi Arjantin’de başarıyla(!) temsil eden heyetin 915 bin liralık uçak bileti masrafı, artı konaklama, artı yemek, artı hediyeler, artı diğer “temsil giderleri” değil sözünü ettiğim.
O kısmı -sen de dahilsin tabii ama- hepimizde!
Madem ki, “Milli bir zafer” e erecekmişiz gibi çoluk çocuk, ellerimizde -sair zamanda halkı tahrik unsuru saydığımız, polis kuşatmasında tuttuğumuz- bayraklar toplandık şehirlerin “makbul meydanları”na,
Madem ki, “yas” nedeniyle “Büyük Zafer”i kazanmamızın yıldönümünde dahi yapmadığımız “görkemli kutlamalar” dan tertip ettik -üstelik de yasını tuttuğumuz Esma’nın 40’ı dahi çıkmadan daha(!)-,
Eh müstahak bize, Suat Kılıç’ın maaşından kesecek halleri yok ya, ödeyeceğiz -dudağınız uçuklamasın diye eski parayla karşılığını yazmaya korktuğum- 915 bin ve “ekstraları”nı hep birlikte!


***


Gelelim “asıl bedel” i ödetmek üzere hedef tahtasına yerleştirilenlere.
Dün, iktidara çok yakın medya grubunun başındaki zat bildirdi:
“Çapulcu” takımı değil “Geziciler”in “Beyaz yakalı” olanları!
Bambaşka ideolojilerden, sosyal sınıflardan, siyasal kanatlardan, dini inançlardan gelip zulümlerinin önünde yek vücut direnen kitlelerle baş edemeyince; bu “dahice” yöntemi buldular demek ki.
Olimpiyatlar “parmaklarımızın ucuna değecek kadar yaklaşmış” da...
Tam da “İstanbul’un tarihinde eksik olan tek şey tamamlanacakmış” da...
3 ay önce “hem dünyanın, hem olimpiyat komitesinin sevgilisi” olan İstanbul, “bu ülkenin beyaz yakalı, iyi para kazanan, şöhretli isimleri” nin düğmeye basmasıyla bir anda gözden düşüvermiş.
7’den 70’e bir milletin hayalleri yıkılmış!
Vatan haini ilan edilmeyeceksem hemen belirteyim;
7’den 70’e yelpazesinde yer almakla birlikte hiç de yıkılmadı hayallerim. Çünkü hiç “Olimpiyat”ı İstanbul’da hayal etmedim.
Layık bulmadığımdan yahut sırf AKP’ye muhalefet olsun diye değil. Tam tersine Barbadoslu şarkıcılardan, -sanırsın minareden çan kulesine ip gerecek sırıkla atlamacılar- cami kubbelerinden İncil’e gönderme yapan fresklere yatay geçişli “diyalog-mozaik” kliplerinden medet ummayı gerektirmeyecek kadar büyük bir marka “İstanbul”; hem devletler, milletler, medeniyetler mezarlığı, hem beşiği; her bir olimpiyat halkası karşılığını bulur bu şehirde aslında;
Ama işte İstanbul’u yaralı bir deve çeviren siyasetçi kafası olmasa!


***


Burası gencecik annelerin kundaktaki bebeklerini ısıtamadıkları için intihar ettikleri bir ülke olmasaydı, yani Suat Kılıç’ın “çok fantastik” olacak dediği, paranın su gibi akacağı organizasyonlarda ışıl ışıl parlarken İstanbul semaları; aşağıda şehrin ara sokakları kartonlar üzerinde kıvrılıp yatan yaşlı amcaların, okul saati mendil satan çocukların, yüzü gözü mor, aç-bilaç sığınak arayan kadınların gözyaşlarıyla ıslanmayacak olsaydı,
Burası, bir tek motorsiklet kazasında dahi ana-temel arteri kilitlenen, bir tek yol çalışması yüzünden 5 saat ne ileri-ne geri trafikte mahsur kalan ve her an cinnetin eşiğinde yaşayan insanların şehrine dönüştürülmeseydi,
Yolları, yaya geçitleri, iskeleleri düzenli biçimde çökmeseydi mesela,
Yaptıklarını yapacaklarının teminatı sayıp (Kültür Başkenti soygunu gibi bir tecrübe yaşadık yakın zamanda), “Olimpiyat” vizesi aldıkları gün itibarıyla İstanbul’u nasıl “katmerli rant”ın payitahtı yapacaklarını düşünüp ürkmeseydim; ben de hayal ederdim!
Yine vatan haini ilan edilmeyeceksem söyleyeyim; sonucu duyunca daha fazla “yüzümüz kızarmasın” diye “oh” bile çektim.
Rakiplerine yumruktan tekmeye, hakaretten ırkçı küfre kadar sallamadığı kalmayan “zat”ı “sporcu” namıyla “milli takım”a alacaksın... Ama elinde “zeki, çevik ve ahlaklı” olmadığı yönünde bir tek delil bulunmadığı halde sırf sosyal hayattaki tercihlerine tahammül edemediğin için “sporcu gibi sporcu”yu milli takımdan atacaksın...
Tribün yasaklarına, “şike”nin iktidarında yarattığı kavgaya girmiyorum bile; bir tek bu nedenle dahi olmazdı “usta”!


***


Sahi;
“Gitti güzelim olimpiyat” diye dövünmemek suç kapsamına alındıysa, züğürt tesellisi niyetine “19 milyar cebinizde kaldı sevinin” diyen Taha Kıvanç sahte kimlikli Fehmi Koru’yu da alacak mısınız “bedeli ödetilecekler” listesine!

Yazarın Diğer Yazıları