"Oleum" maddesi nedir duydunuz mu?
Barut üretimi için olmazsa olmaz bir hammaddedir.
Makine Kimya Endüstrisi (MKE) Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası'nda üretilen Oleum; Türk Silahlı Kuvvetleri'nde kullanılan havan sevk barutu, roket, uçak bombası gibi mühimmat ve patlayıcıların üretiminde kullanılıyor.
Türkiye'de Oleum üretimini MKE dışında kimse yapmıyor, yapamıyor.
Bu kapsamda öğrendim ki artık MKE'nin günlük 20 ton üretim kapasiteli 1961 yılında kurulan Oleum tesisi yeterli olmuyor.
Bunun için de 1998 yılında daha yüksek kapasiteli üretim yapan bir Oleum tesisi için bir yatırım programı oluşturulmuş. Fakat ne olmuşsa 2007 yılına kadar herhangi bir ilerleme kaydedilememiş.
2007 yılında Savunma Sanayi Destekleme Fonu'ndan kredi kullanılmış, yapılan ihale sonucunda Hindistan menşeli bir firma tesisin yüklenicisi konumuna gelmiş.
2009 yılında 4.9 milyon Euro (bugünkü kurla 45 milyon TL) para harcanmış.
2012 yılında tesisin montaj çalışmalarına daha yeni başlanabilmiş.
2013 yılında tesisin soğuk çalıştırma ve işletmeye alma çalışmalarına başlanmış.
Fakat açıklanmayan çeşitli üretim hatalarından dolayı işletmeye alma başarısız olmuş.
Daha sonraki dönemlerde de bu konudaki sorunlar devam etmiş, ancak işletmeye alma çalışmaları sonuçlanmamış.
2020 yılında şirketle yapılan ve 4.9 milyon Euro harcanan sözleşme feshedilmiş.
Anlayacağınız koskoca MKE 22 yılda bir işi becerememiş. Beceremediği gibi milyonlarca liralık kamu kaynağını çöpe atmış.
Hemen hemen tüm yazılarımda devlette yerleşmiş iş bilmez bürokratik yapıdan şikayet ediyorum. Özellikle liyakatsiz atamaların "meyvelerini" bu tarz işlerde uzun zamandır görüyoruz.
PTT'sinden TCDD'sine, ÇAYKUR'undan MKE'sine kadar tüm kamu iştiraklerinde, belediyelerde apaçık bir iş bilmezlik var.
Haliyle bu durum büyük bir kamu kaynağının yok olmasına neden oluyor.
Sayıştay da raporlarında bu konuya değiniyor ancak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğu sürece onların da eli kolu bağlı.
Öyle ki Sayıştay, MKE raporunda sadece Oleum tesisi için boşa harcanan milyonları belirlememiş. Başka sorunlar da var.
Raporda, Ağır Silah ve Çelik Fabrikası (Çelikhane Tesisi) yapımı için sözleşme gereği 2015 yılında vaat edilen paranın yüzde 80'inin ödenmesine rağmen 2020 yılı itibarıyla halen üretime geçemediği aktarılmış.
Çelikhane Tesisi soğuk test çalışmaları 2017 yılında tamamlanmış.
Bu kapsamda 2017 yılında 4.637 bin Euro, 2018 yılında 1.110 bin Euro, 2019 yılında 76 bin Euro ve 2020 yılında 242 bin Euro ödeme gerçekleştirilmiş.
2018 yılı boyunca süren sıcak test çalışmaları sırasında tesiste muhtelif sıkıntılarla karşılaşılmış bu nedenle Performans Test Çalışmalarına 2018 yılı içerisinde geçilememiş.
2019'da gerçekleştirilebilen Performans Test Çalışmaları sonucunda elde edilen verilerin sözleşme çerçevesinde yorumlanmasına yönelik yüklenici ile ihtilaf söz konusu olduğundan projenin geçici kabulü yapılamamış.
Nihayetinde testler MKE tarafından başarısız kabul edildiğinden 29-31 Ocak 2020 tarihleri arasında performans testleri yenilenmiş. Fakat tesis halen işletmeye alınmamış.
Projenin başlangıcından 2019 yılı sonuna kadar yapılan harcama ise toplam 398 bin 130 bin TL olarak gerçekleşmiş, projenin tümü itibarıyla yüzde 88 nakdi, yüzde 87 fiziki gerçekleşme kaydedilmiş olmasına rağmen halen üretime geçmemesi de biraz önce yazdıklarımı destekliyor.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, 20 Ocak'ta partisinin Sakarya İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, "Dünyanın hiçbir yerinde devlet faaliyetinin bu kadar aksaksız işlediği bir ülke yoktur" dedi.
Yani ne desem bilemedim.
Devlet kurumlarının ortada bulunduğu hali mi söyleyelim yoksa salgında maskeyi dağıtamamalarını mı söyleyelim, aşı getirememelerini mi, tam kapanma ilan edememelerini mi eleştirelim.
Devlet baştan aşağı kötü yönetilirken böyle sözlerin söylenmesi normal… Çünkü onlar da gidişatın farkında.