Akşam Gazetesi’nin 9 Nisan tarihli manşeti “AK-TRT” idi. Gazete AKP iktidarına yakın gazeteci ve televizyonların başına adeta “devlet kuşu” konduğundan söz ediyordu. İktidar yanlısı basın organlarında çalışan isimlerin TRT’ye yaptığı programlarda patlama yaşandığını dile getiriyordu. Bu programcıların ve yaptıkları programların isimleri liste halinde sıralanmıştı.
Ak İhaleler, Ak Eller, Ak Ali Dibolar, Ak Bürokratlar, Ak Burjuvalar, Ak Liberaller ve Ak Enteller ile Ak İktidar birlikte yürümektedir. Adaletten, iktidardan ve muhafazakârlıktan bazılarının anladıkları budur.
Onlarca özel televizyonla birlikte iktidar, devletin televizyonunu da kendi söylemlerinin sözcüsü yapmıştır. Aslında Türkiye’de işbaşı yapan iktidarların hemen hepsinde var olan genel anlayış budur. Esas olan her gelen iktidarın resmi ideolojisi doğrultusunda beyinleri yıkamasıdır. İktidarın her icraatının ne büyük bir basiret ve kerametle yüklü olduğunu yalnız özel kanalların aktarması yetmez. Aynı zamanda devlet güç ve imkânlarının kullanılması da şarttır.
Demokrasi ve özgürlük tacirlerinin demokrasiden ve özgürlükten anladıkları budur. Sonra yapılanlar liberal haysiyet ve vicdanla da örtüşmektedir. Farklı görüş sahiplerinin ne işi var devlet televizyonunda. Sonra ifade özgürlüğü ve demokrasi diye bir şey de vardır.
Bir İnternet Sitesinin mensubu; “TRT’nin değişmez kaderidir... AK olur, Pak olur, Hak olur... Her iktidar değiştiğinde, yeni yeni isimler icad olur” diyor. Ardından da “bizim İnternet Medyası, niçin itibar görmez sabah ekranında” diye yakınıyor. Bu İnternet Sitesi de örneğin Yeniçağ Gazetesine yer vermez sanal dünyalarında. Kendileri kendi içinde tutarsız olanlar başkalarından tutarlılık beklemeleri Türkiye’de bazılarınA özgü bir gelenektir.
TRT’nin hemen her dönemde Türkiye’nin değil iktidarın icraatlarını yüceltmek için var olduğu düşünülmüştür. Yani TRT her dönemde “Sesleniş” e açık, serzenişe kapalı olmuştur. Orada fincancı katırlarını ürkütmek ve suya sabuna dokunmak olmaz! Bu bakımdan demokrasi ve özgürlükçü TRT’nin öncelikli görevi iktidarın yaptıklarını yüceltecek söylemleri dile getirmektir. Bunu kim yapar? Bunu ancak resmi iktidarın liberal ve sözüm ona muhafazakâr ideoloji mensupları yapar.
Şimdi Allah aşkına AB’ci, ABD’ci, Barzaniciler dururken TRT’de milliyetçi, milli devletçi, bağımsızlıkçı program yaptırmak doğru olur mu? Elbette olmaz.
Malum andıçta yer aldığı gibi “Türkiye’yi bölmek isteyen ABD ve AB’nin projelerini Türkiye’de yürütmek için birçok fondan yardım” alan Soroscu batı kulları TRT gibi kurumlarda program yapmalı ki AB kızmasın! Çünkü onlar küreselleşmeyi, derin devleti, derin darbeyi ve Ergenekon’u çok iyi bilirler. Ancak bu politika ve programlar sayesinde Türkiye’de AB’den öğüt almayı şeref sayan insanlar çıkabilir. ABD’ye “bize kıymayın”, AB’ye ise “emrediniz efendiler” diyebilmek bu tür yapımcı ve programcıların medyatik beyin yıkama seanslarından geçmesiyle mümkün olabilir.
Bağırsak ideolojisi olan Liberal kafalılar dururken milliyetçi, ulusalcı, bağımsızlıkçı ve milli devlet yanlısı insanların AK-TRT’de ne işi olabilir. Hem tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak diyeceksiniz, hem de AK-TRT’de program yapacaksınız, bu durum eşyanın tabiatına aykırıdır.
