Okullardaki dehşet manzarası!...
"Neyimiz düzgün ki" yaklaşımının içinde aşağıdaki soru hiç olmamalı aslında...
Yaşamın, siyasetin ve bürokrasinin içerisinde çelişkiler-çıkmazlar olabilir de, bu ülkenin geleceğinin şekillendirildiği "okul"larda vahim sorunlar yaşanabilir mi?..
Başıboş olabilir mi okullar, kendi kaderine terk edilebilir mi eğitim kurumları?..
Pervasızlık okul sıralarında kara bir leke gibi durabilir mi, sınıflardan çıkmazlar, sorunlar çelişkiler, yansıyabilir mi?..
Evet; "Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler" demiş ya şair, yaşamda her şeyi şekillendiren, her şeye yön veren "eğitim" sistemi, memlekette bu kadar çarpıklık varken neden en hızla kirleniyor, neden bu kadar başıboş, neden bu kadar yanlış yerlerde, neden bu kadar skandallarla boğuşuyor ve neden kaderine terkedilmiş gibi çok vahim bir manzara çiziyor?..
Bakan neyi gizliyor?..
Konumuz; geçmişte üzerine cemaat gölgesi düşen bir özel okul zincirinin önündeki protestolar ve iflas iddiasının yol açtığı kaos değil...
Ancak eğitim sistemindeki sorunları körükleyen, sistemi çıkmaza sürükleyen, kaliteyi düşüren, gelecek belirlenmesi ile ilgili çabaları rant tuzağının cenderesinde tutan mekanizmanın diğer ucunda özel okullar olduğu gerçeğini de kimse değiştiremez...
Sayıları mantar gibi çoğalan, büyük çoğunluğu neredeyse bahçeden, oyun alanından, sosyal tesisten yoksun olarak apartmanlarda faaliyet gösteren ve ne yazık ki büyük bölümü de dershane gibi çalışan okulları kimler kuruyor, kimler izin veriyor ve kimler denetlemekten kaçınıyor?..
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da, bu sorunların perde gerisini merak etmiş ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'a sorular yöneltmiş...
Ziya Selçuk, AKP iktidarında özel okul sayısının 11 kat arttığını açıklamış...
Türkiye'de 2002 yılına kadar açılan özel okul sayısının bin 378 olduğunu, halen faaliyet gösteren özel okul sayısının ise 12 bin 8 olduğuna dikkat çeken Selçuk, 2002 yılından bu yana (AKP iktidarında) kapanan özel okul sayısının 5 bin 155, özel okula dönüşen dershane sayısının ise bin 337 olduğunu söylemiş...
Özel okullarda eğitim gören öğrenci sayısının 1 milyon 360 bin 890, boş kontenjan sayısının ise 1 milyon 401 bin 11 olduğunu açıklayan Selçuk, CHP'li Tanal'ın şu sorularını ise nedense yanıtsız bırakmış;
"Devletin özel okullar için harcadığı para miktarı ne kadardır?.. Özel okul sahibi bakan, bakan yardımcısı, milletvekili, siyasi parti yöneticileri, il ve ilçe başkanları var mıdır?.."
Hiç kuşkunuz olmasın; Selçuk'un yanıtlamaktan kaçındığı bu sorular, özel okulların içinde boğulduğu sorunların en önemli gerekçelerinden biridir...
Çünkü siyasetçinin, aynı zamanda eğitimden rant elde ettiği bir ülkede, bürokrasi denetimden korkar, başıboşluk ve pervasızlık da eğitimi bağrından hançerler!!!
Can güvenliksiz eğitim!..
Hiç kuşku yok ki, Türkiye'de, eğitim sistemindeki sorunlar yalnızca özel okullardan kaynaklanmıyor...
Devlet okullarındaki vahamet ise sadece eğitim-öğretim yetersizliği, eğitici eksiği ve altyapı sorunlarından ibaret de değil...
Daha vahimi de var ki, onbinlerce okuldaki çocuklar "can güvenliği"nden yoksun biçimde eğitim almaya çalışıyor!.. Üstelik bu skandalı Milli Eğitim'in bir raporu deşifre ediyor...
2018'de, MEB'e bağlı 66 bin okuldan sadece üçte biri denetlenmiş...
MEB okullarında, her 9 bin öğrenciye bir revir, her 33 bin öğrenciye de bir sağlık personeli düştüğü belirlenmiş...
Bakanlık denetimlerinde, okul ve pansiyonlarda iki yüz bine yakın "uygunsuzluk" tespit edilmiş, 9 bin okuldan son kullanma tarihi geçmiş 119 ton kimyasal atık toplanmış...
MEB verilerine göre, sadece 17 bin okulda içme suyu analizi yapılmışken,
okullarda son 2 senede toplam 2 bin 525 iş kazası meydana gelmiş!..
Çünkü MEB okullarında toplam 9 bin 918 asansör bulunurken, bunlardan 3 bin 96'sının "kullanılmasının tehlikeli" olduğu tespit edilmiş...
Tüm bu manzaraya Diyanet'in, "Personelin eğitim seviyesi yükseldiği halde imam-hatip liselerindeki eğitim kalitesinin arzu edilen düzeyde olmaması sebebiyle, din hizmetlerinde istihdam edilen personelin niteliklerinin artırılması gerektiği" şeklindeki raporunu da ekleyerek eğitimdeki rezaletlerle ilgili neler söylenebilir acaba?..
Milyonlarca yurttaşı düşündüren, endişeye sevk eden ve çaresiz bırakan sorular bellidir aslında; Söyler misiniz, eğitimin sadece kalitesizlik, altyapısızlık, araç-gereç-bina ve eğitimci eksikliği nedeniyle çıkmazlarda yaşadığı bir ülkede, yüzbinlerce öğrencinin okullarda "can güvenliği"nden yoksun eğitim almaya çalışması nasıl bir vahamettir?..
Biz sadece Tevhid-i Tedrisat'ın yerle bir edilerek laik eğitimin sırtından vurulduğunu sanıyorduk... Oysa külliyen eğitimin temeline dinamit yerleştirilmiş de haberimiz yokmuş!!!
Çocuklarımızı bu utanç verici manzaranın içerisinde tutanlara, sebep olanlara, ihmal edenlere, göz yumanlara ve tüm duyarsız beceriksizlere yazıklar olsun!..