Öcalan’ın zabıtları CHP’yi de vurdu...

Terörist başı Abdullah Öcalan ile sivil uzantısı BDP heyetinin İmralı görüşmesinin tutanakları satır satır ortaya dökülünce sandık ki kızılca kıyamet koptu. Medyaya yansıyan demeçlere bakılınca Öcalan’ın ortağı AKP de muhalefet de çok sert görüntü veriyor. Ama kazın ayağı pek öyle değil. Resmi demeçlerin haricinde siyasi kulislerde bambaşka bir tablo vardı. Hem iktidar partisi hem de muhalefet partileri içinde anlı şanlı siyasiler adice yapılan tehditleri ve pazarlıkları bir tarafa bırakmış “zabıtları kimin sızdırdığı” konusunda kafa patlatıyor, en baba hafiyelere taş çıkartacak şekilde araştırma-soruşturma(!) faaliyetlerinde bulunuyorlardı. Bunun “AKP ile BDP arasında danışıklı dövüş” olduğu iddialarını dile getirenler bile vardı..
Hatta bu zabıtların sızdırılacağı bilgisinin, Çarşamba günü akşamında bazı yerlere iletildiği bile ileri sürülüyordu.
İddialar ve de tahminler birbirini kovalarken CHP kulislerini de bildik bir sıkıntı basmıştı; “Ulusalcılar-Yenilikçiler kavgası” .. Gelişmeler üzerine “Ulusalcılar”ın sert bir deklarasyon kaleme aldığı, karşısındaki “Yenilikçiler”in de karşı hamleye hazırlandığı konuşuluyordu. “Yenilikçi” kanadın önderlerinden CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin basın toplantısını heyecanla izlerken, açıklama sonrasında tansiyonun düşürüldüğü izlenimini edindik. Yaptığımız geniş çaplı araştırmada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun her iki tarafa da müdahale ettiği ve “Ulusalcılara” daha yumuşak bir açıklama için yol verdiğini öğrendik. Yeni kaynama ile ilgili görüştüğümüz CHP içindeki “Ulusalcı” bir milletvekili aynen şunları aktardı:
 “Biraz sulandırdılar işi. ‘Biraz daha geniş kitleye hitap edelim, daha geniş bir açıklama ve katılım olsun’ dediler. Genel Başkan son dakikada Muharrem İnce ile görüşmüş. Muharrem İnce ‘görüşmedim’dedi ama ben öğrendim görüştüğünü.
Deniz Baykal, 1 Mart tezkeresini sokuşturdu araya. Genel Başkan çıkan haberlere cevabı sokuşturdu, üslubu biraz yumuşattı. İki tane hazırladığımız metin vardı. İlk metin daha yumuşak üsluplu bir metindi. Muharrem İnce’ye yeni hazırladığımız metni verdik ama eskisini almış, yanına yenisini bile almadı. Almayınca suyuna tirit bir açıklama oldu. Akşam haberleri seyredince Bahçeli açıklama yapmış, Kılıçdaroğlu açıklama yapmış, Oktay Vural açıklama yapmış, bunlara bizimki de eklenince hep beraber Apo’ya cevap vermiş olduk.
Genel Başkan bizim açıklamamız doğrultusunda bir açıklama yapmak durumunda kaldı, böyle bir hayrı oldu. Aynı zamanda bireysel olarak Nihat Matkap, süreci destekler bir açıklama yapmış.
Dolaylı olarak müdahale etmiş oldu Genel Başkan, görüntüden çıkan o. Muharrem Bey ikinci metni okuyor, bizim yazdığımızı okumuyor, onu da kendi hazırlamış.
2’nci metni önümüzdeki hafta açıklarız, muhtemelen biraz daha revize eder, gündemi de dikkate alarak açıklama yaparız.”
Bu arada aldığımız bir bilgiyi daha aktaralım. CHP’de “yenilikçiler”in iki önemli ismi Çarşamba günü gecesi Ankara’da çok lüks bir otelin kuytu bir köşesinde BDP’liler ile görüşüp, zabıtlarla ilgili detaylı bilgi almışlar.
Siyasette tutanak kapışması devam ederken CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan’a da görüşlerine sordum. Tarhan’ın cevabı;
 “Bu tutanak bir propaganda aracı değilse eğer, yani özellikle birilerinin propagandasını yapmak için basına verilmediyse, net olarak bu süreci yönetenin kim olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca terör örgütünün ve onun başının AKP’ye verdiği desteği, bu adamın Başbakan’a duyduğu muhabbeti ve onu korumak için gösterdiği fedakârca çabayı da bence gözler önüne sermiş, çünkü bunları anlatmış. Başbakan’ın milliyetçiliği ayaklar altına almada kimlerle işbirliği yaptığını da gösterdi bence. Ve kimi, eyalet valiliğine hazırladığı anlaşıldı. Asıl manidar olan, cezaevinde müebbette hükümlü bir terör örgütünün başının, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı ve onun üzerinden Türk halkını tehdit etmesi. Başbakan’a sıkı bir ayar çekmesi çok önemli burada.”
--Öcalan’ın önerileri arasındaki Hakikatleri Araştırma Komisyonu CHP’nin de önerisi arasına girmişti. Bu durumda partinin bunu gözden geçirmesi söz konusu mu?
“O değerlendirme ayrıca MYK tarafından, parti yetkili kurulları tarafından yapılır. Ben size şu anda kişisel görüşümü aktarıyorum.”
--Peki, bu açıklamalardaki suç unsurlarına ne diyeceksiniz?
“Yargıya bir talimat verilir olur biter.”

 

Uzlaşma Komisyonu’nun hali

 

İmralı tutanakları ile yeni Anayasanın terörist başı ile yapıldığı da belgelendi. TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu bir kez daha taça atıldı. Peki, hâlâ “masadan kalkmayız” diyen muhalefetin komisyon üyesi temsilcileri ne diyor?..
CHP Konya milletvekil Atilla Kart:
“Bu gelişmeler bizi etkilemeyecektir. Biz kendi gündemimize hakimiz. Birilerinin bize gündem dayatmasına izin vermeyiz. Masadan kalkmak bir çözüm olamaz. Masadan kalkmak o dediğiniz girişimlere meydanı boş bırakmak anlamına gelir. Meydanı kimseye bırakmayacağız. Aynı kararlılıkla ve aynı hassasiyetlere sahip çıkarak devam edeceğiz.”
MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk:
“Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nu itibarsızlaştırmayı bırakın, Türk milletini itibarsızlaştırdılar. Türk Devletini itibarsızlaştırdılar. Devleti eşkıyanın önünde diz çöktürdüler. Şu saçmalıklara baktığımız vakit, nasıl bir aklın önünde diz çökmüş, ondan yardım talep ediyorlar, insanın aklı havsalası almıyor. Kendi ele aldıkları bir meczuptan bugün bir kahraman yarattılar. Şimdi de gidip onun aklına müracaat ediyorlar.
MİT Başkanı’na sormak lazım. Konuşmalardan anladığımız MİT Başkanı’nın hayatı da bebek katilinin müdahalesi ile kurtulmuş. Ben MİT Başkanı’nın yerinde olsam kendi hayatıma kendim son veririm. Böyle bir rezaleti yaşamaktan, böyle bir acziyeti kendime yakıştırmaktansa kendi hayatıma kendim son veririm.
Biz masadan kalkıp da masayı çakalların ulumalarına terk edemeyiz. Bu saatten sonra birileri eğer bebek katilini masada oturtmaya kalkışırlarsa cevaplarını alırlar.”

Yazarın Diğer Yazıları