Öcalan'ı, Gülen'i, Agopyan'ı övmekten ne farkı var?!
Türkiye Cumhuriyeti okullarında görev yapan, çocuklarınızı ve ister istemez kafa yapılarını, algılarını emanet ettiğiniz bir öğretmen, "Kurduğu silahlı terör örgütü PKK'yı, aldığı kararlar, verdiği emir ve talimatlarla sevk ve idare ederek, devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmağa matuf eylemleri gerçekleştirdiği sabit görüldüğü için" ölüm cezasına çarptırılan Abdullah Öcalan'ın "Hain değil alim" olduğunu savunan bir mesaj paylaşsa -onu "vatansever" ilan etse mesela- ve bağlı bulunduğu Milli Eğitim Müdürlüğü de hakkında soruşturma başlatıp, disiplin cezasına başvursa, çok mu tuhaf, aykırı bir işlem yapmış olur?
***
Türkiye Cumhuriyeti okullarında görev yapan, çocuklarınızı ve ister istemez kafa yapılarını, algılarını emanet ettiğiniz bir öğretmen, İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Osmaniye, Antalya, Muğla, Bursa, Yalova, Edirne, Kırklareli, Erzurum, Erzincan, İzmir, Uşak, Zonguldak, Kocaeli, Sakarya ve Isparta'da açılan toplam 45 davada, aralarında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme", "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme", "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etme"nin de bulunduğu yığınla suçun "1 numaralı sanığı" durumundaki Fetullah Gülen'in "Hain değil alim" olduğunu savunan bir mesaj paylaşsa ve bağlı bulunduğu Milli Eğitim Müdürlüğü de hakkında soruşturma başlatıp, disiplin cezasına başvursa, çok mu tuhaf, aykırı bir işlem yapmış olur?
***
Türkiye Cumhuriyeti okullarında görev yapan, çocuklarınızı ve ister istemez kafa yapılarını, algılarını emanet ettiğiniz bir öğretmen, Türk vatanı üzerinde "Büyük Ermenistan" kurmak üzere 21 ülkede 39'u silahlı, 70'i bombalı saldırı, bir de işgalde bulunan, 42 Türk diplomatını şehit eden ASALA'nın başı Agop Agopyan'ın "Katil değil kahraman" olduğunu savunan bir mesaj paylaşsa ve bağlı bulunduğu Milli Eğitim Müdürlüğü de hakkında soruşturma başlatıp, disiplin cezasına başvursa, çok mu tuhaf, aykırı bir işlem yapmış olur?
***
Türkiye Cumhuriyeti okullarında görev yapan, çocuklarınızı ve ister istemez kafa yapılarını, algılarını emanet ettiğiniz bir öğretmen;
- Başkanı olduğu cemiyetin kurucularından Mustafa Sabri Efendi'nin "Kürt nüfusunun daha yoğun olduğu bölgelerde İslam Halifeliğine ve Osmanlı Saltanatına bağlı kalmaları kaydıyla özerk bir yönetim kurması" anlaşmasını imzaladığını düşününce, pekala, PKK'ya hizmet etmekten farklı olmayan bir misyonu paylaştığı söylenebilecek olan;
- Başkanı olduğu Cemiyet mensuplarının, Kaymakam Kemal Bey gibi, Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey gibi işgale, işbirliğine ve ihanete direnen onurlu Türk memurlarını idam ettirmek üzere Ermeni Patriği Zaven Efendi'yle giriştiği ittifakı düşününce, pekala, ASALA'ya hizmet etmekten farklı olmayan bir misyonu paylaştığı söylenebilecek olan;
- "İslam'ın kilidini İngilizler koruyacak" ifadesinin sahibi olarak, "Haçlı himayesine girmek" konusunda pekala, "FETÖ"ye hizmet etmekten farklı olmayan bir misyonu paylaştığı söylenebilecek olan;
- Başta Atatürk olmak üzere Cumhuriyetin kurucularını "alçak"lıkla, "melun"lukla, "hain"likle, "haydut"lukla suçlayıp, halkı onları "tepelemeye"," bertarafa" teşvik eden Teali İslam Cemiyeti'nin Başkanı İskilipli Atıf Efendi'nin "Hain değil alim" olduğunu savunduğu için, bağlı bulunduğu Milli Eğitim Müdürlüğü'nün hakkında soruşturma başlatıp, disiplin cezasına başvurması neden tuhaf, aykırı yahut "skandal" bir işlem olsun ki?
***
Asıl tuhaf ve skandal olan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde, Türk Kurtuluş Savaşı'na karşı düşmanla işbirliği yapmış bir cemiyetin başkanı adına anıt mezar yaptırılabilmiş olması, onun mirasına sahip çıkmak, fikirlerini bugüne taşımak üzere bir dernek kurulabilmiş olması, sempozyum düzenlenebilmiş olması, üniversite müzesi oluşturulabilmiş olması, velhasıl en üst düzeyde "iade-i itibar"a mahzar olması ve bütün bunlardan cesaret alan "fikri varisleri"nin -alkışlarla- "Kemalist düzeni ortadan kaldırma" tehditleri savurabilmesi değil midir?
***
Mersin'de, İskilipli Atıf'a "alim" dediği için ceza alan öğretmene herkesten önce Hüda-Par'ın sahip çıkmış olması da mı bir şey ifade etmiyor?
Ya o Hüda-Par'ın, bizatihi parti programına göre, "Cumhuriyet ideolojisinin iki temel ilkesi" dediği "laiklik" ve "Türklüğe" düşman olması?
Ya, "Kürt varlığına anayasal tanıma"yı, "Kürtlerin, asli kurucu unsur kabul edilmesi"ni, "Kürtçe'nin devletin ikinci resmi dili olması"nı, "devletin, başta Şeyh Sait olmak üzere Kürt alimlerine zulmettiğini kabul edip, özür dilemesi gerektiği"ni ve seçimle eyalet sistemi, özerklik veya federasyona geçilebileceğini savunuyor olması?