Öcalan'a devlet onur madalyası!
Bugün Türkiye’de kan gövdeyi götürüyorsa, bugün Türkiye’de “Paralel devlet KCK” varsa, MİT gündemde ise, yeni anayasa tartışmaları ile birbirimize girmişsek, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı, devletin ve vatanın bütünlüğü ciddi bir şekilde sorgulanmaya başlamışsa, bütün bunların Öcalan’la kesişen bir tarafı mutlaka var.
İyi de, Öcalan kim?
15 Şubat 1999’da Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirilen Öcalan uçakta, “Annem de Türk’tü. İmkân verilirse devlete her türlü hizmete hazırım” dedikten sonra, asılmamasını garanti altına almak için şahsiyetini ortaya koyan iki kelimelik şu cümleyi kuruyordu:
- “Beni kullanın!”
İşte Öcalan bu!
Almanya’da yaşayan PKK’nın eski medya sorumlusu Şükrü Gülmüş, geçtiğimiz günlerde Yeni Akit’e yaptığı açıklamada, Öcalan’ın yıllardır Kürt halkına yalan söylediğini ifade ettikten sonra bakınız neler diyor:
“-Öcalan’ın kayıt altına alınan ifadelerinin ortaya çıkması halinde artık Öcalan diye birinden bahsedilemez. Kürtlerin artık Öcalan’ın gerçek yüzünü görmesi lazım. Ancak onu hâlâ kullanmak isteyen güçler kirli çamaşırlarının ortaya dökülmesini engelliyor. Genelkurmay’ın elinde dışarıya sızdırılmayan Öcalan kayıtları var. Öcalan’ın sorgu kayıtlarının artık kamuoyuna açıklanması lâzım. Kürtler o kayıtlarda Öcalan’ın neler söylediğini bilsin ki, kimin ajan kimin işbirlikçi olduğu netlik kazansın!”
Ne kadar ilginç değil mi? Bunları söyleyen Öcalan’ın en yakın adamlarından biri. Diyarbakır Cezaevi’nde yatmakta olan Şemdin Sakık ise gönderdiği mektupta “Öcalan’ın kayıt altına alınan söz ve davranışlarının basına yansıması halinde bütün Kürtlerin Öcalan’ın yüzüne tüküreceğini” iddia etmekte..
Biz işte bu yüzden “Öcalan’a devlet onur madalyası” diyoruz. Bugün Öcalan’ın Kürtler nezdinde ufacık bir etkisi varsa demek ki bu, devletin elindeki Öcalan kayıtlarının kamuoyuna sızmaması sayesinde... Generallerin özel telefon görüşmelerinin kanun dışı dinlemelerle gazete manşetlerine taşındığı, ses kayıtlarının ortalığa döküldüğü bir zeminde Öcalan’ın Kürtlerin yüzüne tüküreceği malzemelerle dolu ses ve görüntülerinin böylesine muhafaza edilmesi gerçekten ilginç. Belki, sen de her duyduğuna inanıyorsun diyenleriniz olabilir. Kardeşim Öcalan’ın kendisi değil mi, “Beni kullanın” diyen... Daha yolun başında bu sözü söyleyen bir adamın sorgulama esnasında ne hallere düşeceğini tahmin etmek çok mu zor?
PKK’nın eski medya sorumlusu Öcalan’ın eski mutemet adamlarından Şükrü Gülmüş Öcalan’ı kullanmak isteyen güçlerin kirli çamaşırları ortaya çıkmasın diye bu kayıtları açıklamadığını iddia ediyor ya, aklımıza Öcalan’ın yakalandığı günlerde Başbakan olan Bülent Ecevit’in, “Bize asılmamak şartı ile teslim ettiler” demesi geliyor...
ABD, “Öcalan’ı size veririm amma, asmayacaksınız tamam mı” demiş, öyle mi...
İyi de, demişse demiş...
Ne zamandan beri Türkiye, ABD’nin talimatları ile hareket ediyor? Demek ki çok eskiden beri... Sonra, verdiğiniz söz Lozan Antlaşması değil ya... ABD, Türkiye’ye verdiği hangi sözü tuttu ki, siz, ülkenizin bölünmesine yol açacak tetikler çeken, on binlerce kişinin katili hakkında verdiğiniz söze bu kadar sadık kalıyorsunuz...
Şu manzaraya baktığımızda Kıbrıs’ın Türkiye’nin 82’nci ili olacağını konuşan siyasetçilerin amacının Türkiye’nin ABD’nin 53. eyaleti haline geldiğini perdelemek için bu lafları ettiklerini görüyor gibiyiz...