Öcalan şahit ki(!)

PKK/KCK’daki “görev değişikliği!”nin “sürece zeval getirmeyeceğini” izah yarışı başladı gazeteciler arasında...
Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi “korkulacak bir durum” olmadığını anlatabilmek için “PKK’daki değişiklikler Öcalan’a rağmen yapılmış değil. Öcalan’ın iradesi doğrultusunda yapılan bir düzenleme...” diyor.
Oh be!
Gerçekten çok rahatladık şimdi!
Karayılan’ı “silahlı güç” dedikleri PKK’lı katillerin başına Öcalan getirdi demek; valla içimize su serpildi!
“Kafanız mı güzel” diyeceğim ama bunlar güya herkesten dindar arkadaşlar ya... Hele ki şu mübarek ayda... Yok yok “oruç” vurdu zahir kafalarına!
PKK’nın Güneydoğu’da “hakimiyeti ele geçirdiğinden”söz ediliyor, “devlet”i gören cennetlik; kayıplarda!
Hükümet Öcalan’la İmralı’dan yönettiği terör örgütü arasında -elçiye zeval olmaz mı sanıyorlar neyse- mektuplaşmayı “güvencesi”ne almış durumda!
Öcalan’a ev, Öcalan’a sekreter, geçenlerde MHP Iğdır Milletvekili Sinan Ogan söyledi arada kaynadı gitti Öcalan’a -evcilik oynamayacak herhalde- bebek isteniyor! Salıverileceği söyleniyor!
Yukarıdan aşağıya sıraladığım bütün bu fiiller suç!
Siyasi iktidar ve hükmettiği kamu kurumları dahil yargısı, askeri, polisi, siyasisi, gazetecisi hepsi suç işliyor.
Ve bütün bunlara rağmen, nasıl bir kanıksama haliyse, Selvi gibiler “her şeyin güzel olacağına” inanalım diye Öcalan’ı şahit gösteriyor!
PKK’yı kuran, yöneten Öcalan’ı. Unuttuysanız diye hatırlatayım Abdullah Öcalan hani; Apo, bebek katili, İmralı’daki cani, teröristbaşı... Hani 40 bin insanın katlinin birinci derecede sorumlusu... Hani devletin sınırları içindeki toprakların bir bölümünü ayırmaya kalkışmaktan yani vatana göz dikmekten ağırlaştırılmış müebbete mahkum kişi... Hani binlerce Mehmet’in katili...
Sırf Selvi mi?
Daha dün KCK’nın yeni ve eski yöneticileri bas bas tehdit ederken Türkiye’yi Aslı Aydıntaşbaş “Çekilmenin yavaşlığından rahatsız olan Öcalan, silahlı unsurlar üzerindeki kontrolünü güçlendirecek” yazabiliyor.
Aynı Aydıntaşbaş önceki gün Akif Beki’yle yaptıkları programda ne dedi biliyor musunuz?
“Güneydoğu’dan bazı haberler geliyor... PKK’lılar taciz ateşi yapıyor ve başka şeyler de... Medyanın ’PKK şunu da yaptı. Bunu da yaptı’ diye bu haberleri vermemesi güzel. Süreçe zarar vermemek lazım...”
Düşünebiliyor musunuz, bir gazeteci çıkmış televizyona PKK saldırıyor, yakıyor, yıkıyor ama ne mutlu bize ki bu haberleri vermiyoruz diye anlatabiliyor gururla!
Biz şimdi “Öcalan’ın PKK’lı katillerin başına en güvendiği adamını getirdiğine göre her şey yolunda” mantığı kurabilen kafaya mı yoksa alenen “İşin aslı bu değil ama olsun biz yazmayalım, halkı kandıralım” itirafı yapabilen kafaya mı yanalım!
Ha bir de bildireyim; bu taşın altından da Kandil müdavimi Hasan Cemal çıktı iyi mi?
Cengiz Çandar PKK/KCK’daki değişimin sürpriz olmadığını belgelerken “Hasan Cemal’in 24 Mayıs’ta başlayan ve 30 Mayıs’a dek süren T24.com.tr haber sitesinde yayımlanmış röportajları bir kez daha okunsa, ilginç ipuçları bulunabilir. Hasan Cemal’in o röportajları, Cemil Bayık, Murat Karayılan ve Sabri Ok ile, üçüyle birlikte yapılmıştı.” yazdı.
Bu, Hasan Cemal’in kamuoyunu “yeni duruma” hazırlamak için yapılan operasyonun parçası olduğu anlamı taşımaz mı?
İstanbul Cumhuriyet Sevcısı Mehmet Demir, Mısır’daki darbeyi övmenin TCK 215. Madde gereğince “suçu ve suçluyu övme” suçunu oluşturacağını söylüyor.
Koca yazı boyunca anlattıklarım ne peki?
Yoksa Öcalan hükmü sabit bir “suçlu” değil mi?
“Masum” mu?
Sayın Demir aylardır bir teröristi
ve terör örgütünü kutsayanlar hakkında suç duyurusunda bulunmayı düşünmez mi?

Yazarın Diğer Yazıları