"Obama'nın Taraf'ı"nda yazmıyor muydunuz siz?
ABD Başkanlık seçiminin "Demokratlar" cephesi, bu hengamenin içinde fırsat bulup, akıl edip de Türk basınına şöyle bir göz atabilseler, herhalde bu nevi bir tepki verirler:
Hatırla Sevgili…
O mesut geceyi…
***
Demokrat aday Barack Obama ile Cumhuriyetçi aday John McCain'in yarıştığı 2008 seçimine de hayli geniş yer ayırmıştı Türk basını. Seçimin en yakın takipçisi de "Taraf"tı. Şimdilerde, Ortadoğu politikaları nefretle anılan Obama'nın kazandığı anlaşılınca Taraf şu manşetle çıkmıştı:
- Gözün aydın Amerika (05 Kasım 2008)
Obama'nın seçilmesinden duyduğu mutluluğu sonraki günlerde de gizlemeyen Taraf, 6 Kasım 2008'de "Beyaz Ev'in ilk siyah ev sahibi Barack Obama: Bu sizin de zaferiniz" manşetini atmış, keza seçim günü de "ABD'de gün 'devrim' günü" haberiyle, beklentisini ortaya koymaktan geri durmamıştı.
2012 seçimlerinde de tavrı değişmeyen Taraf, 4 Kasım 2012 günü "Obama'nın tarafındayız" manşetini attı.
O günlerde sadece Taraf değil, misal AK Parti yanlısı Yeni Şafak da "Amerika'da siyah devrim: Obama" manşetiyle epey rahatlamış görünüyordu.
Seçimden bir gün önce "Obama Kaybetse İç Savaş Çıkar!" Başlığı atan Akşam gazetesinin, daha önceki günlerde, Obama'nın ağzından verdiği "Bush PKK'yı azdırdı" haberi ise, Obama üzerinden "Demokratlar"a bugün yöneltilen suçlamalara bakınca, manidardı.
Tez oydu ki, Obama, terör örgütüne karşı Türkiye'nin yanında olacaktı.
Zaten, yine Akşam'ın haberine göre "Ankara'nın gönlü" de "Obama'dan yana"ydı.
Obama, 2012 seçimlerini de kazanınca, mesela Türkiye gazetesi, bunu "Dünyanın istediği gelişme" olarak yorumladı; önce "Dünya Obama'cı"başlığı attı, sonra "Obama kazandı. Dünyanın istediği oldu".
***
Bunları niye mi hatırlattım?
***
AK Parti yanlısı medyanın genel tutumundaki tutarsızlıklar bir yana, dünkü köşelerinde, biri, "Biden, Obama gibi küreselci konsorsiyumun güdümünde Türkiye'yi zaptetme politikası izleyecektir", diğeri de "ABD'deki "başkanlık" koltuğunu Küreselciler yeniden ele geçirmiştir. Bu çete, ABD'yi daha fazla Türkiye'nin üzerine saldırtacaktır" yazarak, "demokrat Obama'nın politikaları"nı amansızca eleştiren Hilal Kaplan da ve Kurtuluş Tayiz de, "Demokrat Obama'nın tarafında" olduğunu tekraren ilan eden Taraf'ta yazıyorlardı o tarihlerde. Ve hatırladığım kadarıyla, ikisinin de bir itirazı olmamıştı, Taraf'ın, Türkiye'yi "küreselci konsorsiyum"a teslim etmekteki bu hevesine!
***
Hoş, neden o kadar gerilere gidip de kendimi yordum onu da bilmiyorum. Şimdi "haksızlık yapmayalım" filan dediği Trump'a, daha bir sene önce "YPG'li terör elebaşı Mazlum Kobani'ye yaptığı Beyaz Saray daveti"nin geçerli olup olmadığını sorduğu için, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve kameralar önünde, Trump tarafından adeta paylanan, bir de üzerine "Kobani'yle çok yakın çalıştıkları" cevabını alan, bizatihi Kaplan değil miydi?
Müyesser Yıldız hakim karşısına çıkıyor
Pazar, pazartesi yazım olmadığından bugünden not etmek istedim;
Demir parmaklıklar ardında, üstelik de salgın koşullarında, Sincan Cezaevinde geçen 5 aydan sonra, gazeteci Müyesser Yıldız, 9 Kasım 2020 Pazartesi günü ilk defa hakim karşısına çıkacak!
Aylardır, her Cumartesi günü, Anayasa Mahkemesi'nin karşısındaki Ahlatlıbel Parkı'nı mesken tutan "dostları" bugün ve umarım son defa buluşup, "adalet" diye haykıracaklar.
Zira Yıldız'ın, birçok meslektaşımız gibi, en çok buna ihtiyacı var; Adalet!
***
Hatırlarsanız, "Siyasi ve Askeri Casusluk"la suçlamışlardı Yıldız'ı; bir Haziran sabahı evi basılıp da, gözaltına alınırken ifade edilen iddia buydu.
Günler süren gözaltı faslından sonra çıkarıldığı mahkemede, bu defa "Devletin Güvenliğine ve Siyasal Yararlarına İlişkin Bilgileri Açıklamak"tan tutukladılar.
Bu arada, suçlanmasına konu olan yazılarda "açıkladıkları" artık nasıl "gizli kalması" gereken bilgilerse, o gün bugündür yayında hepsi de! Yıldız'ın yazdıklarına "suç" dediler ama ironik biçimde hiçbiriyle ilgili erişim engeli kararı aldırmayarak, "suçun devamı"nda da sakınca görmediler.
***
Beş aydan sonra çıkacağı ilk duruşmada, hakim karşısına çıkma hakkını bile tabiri caizse söke söke alarak gidiyor Yıldız duruşmaya; zira avukatlarının itirazından önce, "SEGBİS'le bağlanmasına" karar vermişti mahkeme.
"Korona önlemi"yse; hükümlülerin bile salıverildiği dönemde hukuken "masum" sayılması gereken birini cezaevinde tutmamak gibi çok daha pratik bir yolu da mevcuttu…
***
Velhasıl…
Sevenlerinin, okurlarının bilgisine, Müyesser Yıldız'ın ilk duruşması, Pazartesi günü, saat 9.30'da, Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nde…
"Hukuk" ve "adalet" kavramlarının neye karşılık geldiğine az buçuk vakıf herkes gibi, tahliye bekliyor olacağız biz de…