Düğün ve cenaze... Hele de şehid cenazesinde CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na atılan yumruk; Türkiye'nin bütünlüğüne, barışına, kardeşliğine, demokrasiye yapılmış hain girişimdir.
Şimdi soruyorum!
Şehidimizin kanı kurumayan cenazesi musalla taşında iken, namaz için saf tutan Kemal Kılıçdaroğlu'nu önce yuhalayan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ı alkışlayanlar kim?
Müslüman mı?
Muhafazakar mı?
Ülkücü mü?
Milliyetçi mi?
Dahası insan mı?..
Ankara-Çubuk'da atılan yumrukların gerçek sahipleri kim?
Yıllardır "gerilim, kutuplaşma"dan beslenenlerin gölgesinin yumruklarıdır bu! Bu yumruklar yarın-öbür gün mermi olarak yağarsa sorumlusu kim olacak?
Alın işte "Sandıktan çıkan her sonuç kabul edilemez" diyen zihniyeti...
Bu zihniyetin gazetelere ilan vererek bu memleketin en güzide gazeteci ve yazarlarını hedef göstermesini de unutmadık!..
***
Kamuoyunda alenen tehditler yağdıran, ekranlarda resmen hedef gösterenlere, gazete ve televizyonları taşlayanlar hakkında bir tek işlem yapmayanlar da bu alçak saldırıdan sorumludur. Benzeri olayları az mı yaşadık! Bir tek sorumlu bulundu mu?
Demokrasi arayışları esnasında elektrikler kesildi. Yollar kapandı... Oteller basıldı... Konvoylara ateş açıldı...
Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir siyasi partinin Genel Başkanı Sayın Meral Akşener'in evine gece yarısı baskın yapanların dosyası sümen altı edildiği için bıçaklar bileylendi. Yumruklar kaleşçe sallandı...
O yumruk sadece Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na mı atıldı?
O yumruk aslında devlete atılmadı mı?
Anayasaya göre devlet vatandaşın can ve mal güvenliğini korumak zorunda değil mi?
Bu yumruğun sorumlusu o şehrin sorumlusu Vali değil midir? Güvenlikten sorumlu İçişleri Bakanı değil midir?
Sonuçta her şeyden sorumlu olan Sayın Erdoğan değil mi? Böylesi bir saldırı Erdoğan'a, Bakanlarına, Bahçeli'ye yapılsa sonuç ne olurdu?
***
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na atılan ilk yumruk değil. Kimileri balık hafızalı sanmasın. Kemal Kılıçdraroğlu'na daha önce TBMM çatısı altında yine yumruk atılmıştı. AKP'nin Elmadağ ilçe örgütü üyesi psikopatın biri gelip yumruklamıştı. Kısa süre tutuklu kaldı. Çıktı kahraman edalarıyla halen geziyor. Sosyal hayatı değişti. Zengin oldu...
Devletin istihbarat örgütü yatak odalarına kadar gözetlerken, devlet erkanının katılacağı cenaze töreninde provakasyonu tesbit edememişse yazıklar olsun. Kamera kayıtları ortada. Küçük bir ilçe olan Çubuk'a giriş-çıkışlar kontrol altına alınamıyorsa bu ihmal ile açıklanamaz. Kemal Kılıçdaroğlu 3-5 bin polis ile korunmuyor. Devletin verdiği 8-10 polis ile güvenliği sağlanıyor. Kılıçdaroğlu ile beraber koruma polislerine, milletvekillerine de saldırıldı. Koruma içgüdüsü ve refleks ile kimse Allah'tan silahına davranmadı. Aksini düşünmek bile istemiyorum...
31 Mart seçimini ve bu saldırı arasındaki krizi başarı ile yöneten Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimini kutluyorum. Geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
***
Ve bu provakasyonun müsebbiplerine de çağrım var. Kamplaşmadan, gerginlikten siyasi rant kazananlar 31 Mart sonuçlarından ders alamamış görünüyor. Seçim kampanyası boyunca "Millet İttifakı"nı oluşturan CHP ve İYİ Parti'yi, dahası SP'yi, hayasızca terör örgütü ile aynı safta gösterme iftirasını insafsızca sürdürenlerin de bu yumruk da izi olduğunu vurgulamalıyım. "At izini it iziyle" karıştıranlar,"gerçeklerin günün birinde ortaya çıkmak gibi huyu olduğunu" unutmasınlar. Çubuk'da atılan yumrukların ve provokasyonun failleri en kısa zamanda yakalanarak, arkalarındaki güç, örgüt ve tüm ilişkiler ortaya çıkarılarak en ağır cezaya çarptırılmalı ki bir daha cesaret edilmesin.
Bu arada bir ilk yaşansın sorumluları derhal görevden alınsın!
