Ahmet Hakan'ı, Hakan Albayrak'ı ve sair meşrebi, ideolojisi, hayata bakışı farklı insanları bir araya getiren şeye herkesin dikkat etmesi lâzım.
En çok da icranın başının.
O şeye kumpas, çamur, iftira her ne derseniz deyin herkesin ortak mücadele alanı olmalı. Bu şeyin salt insanları itibarsızlaştırmakla uğraştığı kanaatinde değilim. Çünkü böylesi isimlere FETÖ'cü iftirasında bulunmak o isimleri itibarsızlaştıramıyor. Aksine mağdurlarını kahramanlaştırıyor.
Yavuz Selim Demirağ, Servet Avcı, Kürşad Zorlu, Yeniçağ isimleri FETÖ ile yan yana getirildiği zaman geçtiğimiz günlerde yaşadığımız şey oluyor, yaptığınız işin ciddiyeti sorgulanıyor.
Bu isimlerin böyle bir operasyona dahil edilmesi ancak operasyonları itibarsızlaştırıyor. Ülkücü camia tarafından sevilen, FETÖ'ye karşı ülkeyi uyaran isimlerin ve Yeniçağ gazetesinin böyle bir operasyona dahil edilmesi FETÖ operasyonlarının inandırıcılığına zarar vermekten başka bir işe yaramaz, yaramadı.
İsimli veya isimsiz olduğunu bilmiyorum lâkin saçma sapan ve maksadı artık malum olan bir ihbar mektubu ile insanların gözaltına alınmasının hukukiliği tartışma konusu dahi yapılamaz, çünkü iftiranın hukuki bir yanı olamaz. Fakat bu ihbarın Hakan Albayrak'ın tabiri ile "Tam FETÖ'nün ağzına layık bir fitne" olduğunu görmek için bu isimleri toplayıp Ülkücüleri ayaklandırmaya gerek var mıydı?
Üstelik Cumhurbaşkanı'nın "at izi it izine karıştı" açıklamasından bir gün sonra. Benzer bir durum İlker Başbuğ'un gözaltına alınması sırasında yaşanmıştı. Bu durum salt bir benzerlik mi, yoksa yargıda oluşan bir alışkanlık mı?
Bu mektubu okuyup operasyon talimatı verenler, ihbar mektubunu atlamak istememiş olabilirler ve dahi Ülkücüler hakkında bilgi sahibi de olmamış olabilirler fakat ufak bir araştırmaya neden ihtiyaç duymadılar?
***
Mektubun iki ana amacı var.
Birincisi MHP'yi parti içi tartışmalarla meşgul etmek. İhbar mektubunun sahipleri listeyi MHP muhalefetinin bir kanadının önemli isimlerinden oluşturarak MHP içindeki muhalefet-genel merkez kavgasını da ateşlemeyi hedeflemiş gözüküyor. Böylece MHP'nin dikkatini parti içi tartışmalara çekmek istemiş olabilirler.
Lâkin görünen o ki muhalifi, genel merkezcisi herkes bu operasyonlara karşı birleşmiş durumda. Çünkü parti içinde bir mücadelede ayrı düşülse bile camia içinde herkes birbirine karşı Ülküdaşlık hukuku ile bağlıdır. Kongreler gelir geçer, rekabet yaşanır lakin Ülküdaşlık hukuku gelip geçici bir şey değildir. Mektup sahiplerinin bunu hesap edemediklerini görüyorum.
İkincisi Ülkücülerin FETÖ operasyonlarına verdiği desteği kırmak. Hükümet cenahının yaptığı FETÖ operasyonlarının siyasal ve toplumsal meşruiyetinin nirengi noktası MHP ve Ülkücülerdir. MHP ve Ülkücüler meseleyi "memleket" meselesi olarak görmektedir. Bu amaçla siyasi farklılıkları bir kenara bırakıp FETÖ operasyonlarına destek veriyor.
Bazı kesimler bundan rahatsız, bu açık.
Bürokraside Ülkücü olarak bilinen isimlerin FETÖ torbasına atılması da Ülkücülerde sürece karşı "şüphe" doğurmuştur. MHP Genel Merkezi bu görevden almalara müdahale ederek camianın operasyonlara bakışını muhafaza etti.
Bunun üzerine birileri vites büyütme kararı almış olmalı...
İhbar mektubunun mimarları Ülkücülerin FETÖ operasyonlarına desteğini kırmanın yolunun operasyonda ismi geçenlerin veya benzer isimlerin toplanmasından geçtiğinin farkındaydılar.
Bu operasyon bu farkındalığın ürünüdür.
İhbar mektubunu esas alıp sabahın altısında Ülkücü yazarlara ters kelepçe takanlar bilerek veya bilmeyerek Ülkücü camia içinde bu operasyonlara karşı "güvensizliğe" yol açmıştır. Bu açıdan ihbar mektubunun amacına ulaştığını söyleyebiliriz.
Bu güvensizliği ortadan kaldırmanın yolu belli. Tutuklu isimlerin bir an önce salıverilmesi, bürokraside mağdur edilen Ülkücülerin görevlerine döndürülmesi ve camiayı tatmin edici bir açıklamanın yapılması.
Aksi takdirde siyasal iktidar ve Ülkücüler arasındaki FETÖ hususundaki mutabakat arasına fitne sokmaya yönelik bu mektup amacına ulaşmış olacaktır.
Uyarmak vazifemiz...
***
Yine bir Kurban Bayramı'ına eriştik. Milletimizin ve Türk-İslam aleminin bayramını kutluyorum. Şehitlerimize rahmet, ailelerine sabır, gazilerimize sağlık ve ülkemize esenlikler diliyorum.
