O fotoğrafa bir de böyle bakın!..
“Muhteşem”, yoğun bakımda Balyoz’dan 18 yıl hapse mahkum olan emekli Org. Ergin Saygun’u ziyaret etti. Elini tuttu Paşanın “Muhteşem”. Çok duygu yüklü fotoğraf kareleri anında basına servis edildi. Bu ziyarete müsaade edilmesinden dolayı Saygun ailesi çokça da tepki aldı. Aileden tepkilere, “insani boyut” yanıtı geldi. Ailenin çok hassas ve duygusal olduğu konularda gerçekleri yazmak zordur. Ama o fotoğraf karesi üzerinden hareket ederek bir daha, bir daha gerçekleri anlatmak da fayda var. Çünkü;
Söz konusu vatan..
Şimdii!..
Gelişmeleri yakından takip eden eski Milli Savunma Bakanlılığı Genel Sekreteri emekli kurmay Albay Ümit Yalım’ın tarihe ışık tutacak şok açıklamasını dikkatle okumanızı öneriyorum;
“Erdoğan-Gül ikilisi kamuoyuna neden şirin görünmeye çalışıyor?.. Orhan Aykut isimli şahsın basın yolu ile yaptığı açıklamalarda, Peygamber Ocağına karşı yürütülen tertiplerin arkasında, eski AKP Milletvekili İhsan Arslan’ın olduğunu iddia etmesi kamuoyundaki tüm algılamaları değiştirdi. Balyoz davasındaki sanık avukatlarının, Orhan Aykut’un tanık olarak dinlenmesini talep etmesine rağmen mahkemenin bu talebi kabul etmemesi, tertiplerin arkasında AKP’nin olduğu kanaatini güçlendirmeye başladı. Erdoğan-Gül ikilisi bu durumu etkisiz kılmak için çaba sarf ediyor.
Erdoğan-Gül ikilisinin Saygun’a olan vefa borcu nereden kaynaklanıyor? AKP’nin 2007 seçimlerinde yüzde 47 oranında oy almasını sağlayan ve Abdullah Gül’e Cumhurbaşkanlığı yolunu açan e-muhtıra’nın hazırlandığı süreçte, Saygun Genelkurmay Karargahı’nda 2’nci Başkan olarak görev yapıyordu. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın, e-muhtıra’yı ben yazdım’demesi gerçeklerle bağdaşmıyor. Genelkurmay Karargahı’nda her evrak, ilgili başkanlık tarafından hazırlandıktan sonra 2’nci Başkan’ın onayına sunulur ve onayı müteakip Genelkurmay Başkanı tarafından parafe edilerek veya imzalanarak yayımlanır. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde, Hilmi Özkök’ün Ankara’ya gelerek AKP’li bazı bakanlar ile yemek yediği ve Cumhurbaşkanlığına aday olduğu haberi Genelkurmay Karargahı’na ulaştı. Hilmi Özkök, Cumhurbaşkanı olacağına Abdullah Gül olsun düşüncesi benimsenmesine rağmen, bir müddet sonra e-muhtıra’nın yayımlanması Genelkurmay Karargahı’nda çok büyük tepkiye yol açtı. Karargahtaki birçok general ve subay, e-muhtıranın AKP’nin oylarını artırmak ve Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasını sağlamak maksadıyla yayımlandığını ve danışıklı dövüş olduğunu belirterek rahatsızlıklarını açıkça dile getirdi. Dönem içerisinde de, e-muhtıra’ya emeği geçenler üst rütbelere terfi ettirilerek ödüllendirildi. E-muhtıra’ya karşı çıkanlar ise önce kızağa alındı arkasından emekliye sevk edildi.
Amerikan Yönetimi, Ergin Saygun’un Genelkurmay Başkanı olmasını istiyordu. Ancak Saygun’un önü kapalıydı. Saygun’un önünü açmak için ilk hamle 2007 Yüksek Askeri Şurası’nda yapıldı. Saygun’u kıta’ya yani 1’nci Ordu Komutanlığı’na erken göndererek Genelkurmay Başkanlığı yolunu açma formülü bir orgeneralin şiddetle karşı çıkması üzerine gerçekleşemedi. Tayyip Erdoğan’ın Kasım 2007’de Beyaz Saray’da Başkan Bush ile yapacağı görüşmeye, Ergin Saygun ile birlikte Genelkurmay Karargahı’ndaki ilgili generallerin katılması da planlandı. Saygun ve generallerin Amerika’ya gitmesi için askeri uçak hazırlandı. Ancak Tayyip Erdoğan, Saygun’u kendi uçağına davet etti ve Saygun Amerika’ya Erdoğan’ın uçağı ile gitti. E-muhtıra veren Genelkurmay Karargahı 2’nci Başkanı Saygun’un Erdoğan’ın uçağına alınması ödüllendirme olarak değerlendirildi. Beyaz Saray’da Başkan Bush tarafından sırtı sıvazlanan Saygun’un, Türkiye’ye döndükten sonra çok keyifli olduğu görüldü. Tayyip Erdoğan’dan, ’Sayın Başbakanımız’diye bahsederken gözleri parlıyordu. Erdoğan’ın Saygun’a mavi boncuk verdiği anlaşılıyordu.
Saygun’un 2’nci Başkanlığı döneminde askerlere karşı operasyon başlatıldı. 1 Temmuz 2008 tarihinde Hurşit Tolon ve Şener Eruygur’a karşı yapılan operasyon Silahlı Kuvvetlerde büyük infial yarattı. O gün Genelkurmay Sosyal Tesisleri’ne öğle yemeği için gelen general/amiral ve subaylar burnundan soluyor ve özellikle hakim sınıfından olan subaylar, Tolon ve Eruygur’un görevli ve yetkili olamayan polis ve mahkeme tarafından gözaltına alınmasına isyan ediyorlardı. O sırada, Genelkurmay Başkanı Büyükanıt ile birlikte Ergin Saygun’un sanki hiçbir şey olmamış gibi güle oynaya, şen kahkahalar atarak yemeğe gelmeleri general ve subaylarda şok tesiri yarattı. Büyükanıt-Saygun ikilisi, Tolon ve Eruygur’u güle oynaya teslim etmişlerdi. Bu olayın arkasından Peygamber Ocağı’na karşı büyük bir tasfiye operasyonu yürütüldü.
Saygun, 2008 Ağustos ayında 1’nci Ordu Komutanlığı’na atandı ve o dönemde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından tam üç sefer Huber Köşkü’ndeki yemeğe davet edildi. E-muhtıra’nın danışıklı dövüş olduğu açığa çıkmasın diye, Saygun bu yemeklerden ikisine komuta kademesinden gizli olarak katıldı. Ancak komuta kademesi durumu fark etti, kendisini ağır bir şekilde ikaz etti ve Saygun üçüncü yemeğe katılamadı. Halbuki Saygun 2’nci Başkanlık yapmıştı ve Cumhurbaşkanı, Başbakan gibi devlet erkanının davetlerine katılmak için mutlaka Genelkurmay Başkanlığı’ndan izin ve onay alınması gerektiğini biliyordu.
Tayyip Erdoğan tam 255 gün sonra Saygun’u Selimiye’deki 1 nci Ordu Karargahı’nda ziyaret etti. Saygun’un önünü açmak için manevralar devam etti. Düzmece olay ve belgeler ile Başbuğ istifaya zorlandı. Ancak Başbuğ tertibi fark etti ve istifa etmedi. Saygun, 2009 Ağustos’unda emekliye ayrıldı.
2010 Yılının başında Balyoz davası gündeme geldi. Dava sürerken, diğer sanıklar gibi suçsuz ve günahsız olduğu halde Ergin Saygun da tutuklanarak ceza evine konuldu ve ceza aldı. Saygun’u Genelkurmay Başkanı olarak görmek isterken cezaevinde gören Amerikan yönetimi bu rahatsızlığını çeşitli yollarla AKP Hükümetine iletti. Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan’ın geçmiş olsun telefonları ve Erdoğan’ın hastane ziyareti, Amerikan yönetiminin rahatsızlığını giderecek mi, hep birlikte göreceğiz. ”