Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR
İsrafil K.KUMBASAR

O bayrağı kışladan indiren kimler sahi?

Ve sonunda bunları da gördük. Ellerinde taşlar ve sopalarla Diyarbakır’da bir askeri birliğe saldıran teröristler, kışlanın içerisine kadar girerek direkte asılı bulunan Türk bayrağını indirdi.
Her ne pahasına olursa olsun ‘o nazlı hilali korumakla’ görevli olan şerefli Türk askeri ise olup bitenleri adeta dizi film izler gibi öylece seyretti.
Bir zamanlar kendini feshetme noktasına gelen PKK, işbirlikçi iktidarın ‘çözüm’adı altında başlattığı ‘ihanet’ projesi sayesinde halk arasında kök salarak artık yolları kapatıp, ‘kimlik kontrol noktaları’ oluşturabilecek bir güce kavuştu.
İktidarın ‘üç silahşoru’ tarafından düzenlenen ‘çözüm’ çalıştayında “Artık bölgeye Güneydoğu değil, Kürdistan diyeceksiniz” resti çekildi.
Bölgedeki fakir fukara çocuklarını “Sizi polis yapacağız, iş, ekmek sağlayacağız” diye kandırarak dağa kaldıran KCK, bölge halkına “genel isyan” çağrısı yaptı.
Terör örgütü, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde ‘yeni bir tezgahın’ peşinde.
İktidarın başına açıkça, “Ya müzakere sürecinde vermiş olduğun sözleri tıpış tıpış yerine getir, ya da memleketi sana dar ederiz” diye meydan okuyor.

***

Çocukları dağa kaldırılan ailelerin eylem başlatmalarının ardından terör örgütünün Meclis’teki uzantılarından medet uman BOP Eş Başkanı, şöyle buyuruyordu:
- “Ey BDP ey HDP neredesiniz? Nerede rehin olduklarını biliyorsunuz. Alıp gelmediğiniz takdirde bizim de B ve C planımız devreye girer.”
Bu sözleri duyan bir takım gafiller zannediyordu ki hazretin fermanı üzerine Türk ordusu bir gece ansızın kartal gibi Kandil dağına çökecek; taş üzerinde taş, bırakmayacak; o çocukları kaptığı gibi ülkelerine geri getirecek?
Ancak, terör örgütünün ‘asker alma’ dairesi gibi çalışan BDP’nin Eş Başkanı, malum planların ne olduğunu aynen şöyle açıklıyordu:
- “Zaten onun B planı gidip Sayın Öcalan’a yalvarmak, C planı da ikinci kez gidip Sayın Öcalan’a yalvarmak.”
Nitekim, o sözlerin hemen ardından devreye sokulan ‘yeni açılım paketi’, planların ne olduğu hakkında az da ipucu vermeye başladı.
Demek ki B planı, bölgenin adını ‘Kürdistan’ koymak, C planı ise bölgeye ‘özerklik’ statüsü vermek imiş.
Peki, D planı nedir o zaman diye soracak olursanız, kusura bakmayın ama, ‘söylemeye’ dahi dilimiz varmıyor.

***

Süleymaniye’de Türk askerinin başına çuval geçirilmesinin ardından dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, olacakları şöyle özetliyordu:
- “Egemenlik tarifi artık değişmiştir.”
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yayınladığı “Türkiye, Güneydoğu’da gereğinden fazla asker bulunduruyor” raporunun ardından Genelkurmay tarafından hükümete ‘askerlik süresinin kısaltılması’ için bir teklif sunuldu.
Önce, terör örgütüne karşı, ‘kendi yöntemlerini’ kullanarak etkin bir mücadele yürüten ‘özel timler’, ileride başa bela olur korkusu ile dağıtıldı.
Ardından, bölgede görev yapan kuvvetlerden ‘93 bin kişilik’ kısıntıya gidildi, aralarında ‘mekanize’ birliklerin de bulunduğu bazı tugaylar lağvedildi.
‘Operasyon’ amaçlı olarak kullanılan birlikler, aşamalı bir şekilde batıya kaydırıldı.
Sınır bölgesi dışında kalan alanların tamamı, bölücülerin hakimiyetine terk edildi.
İktidar artık teröristleri sınır dışına çekmeyi Apo’ya, çocukları dağdan indirmeyi ise HDP’ye ihale etmiş bulunuyor.
Bölgede belki fazla ‘kan’ akmıyor, ‘analar’ fazla ağlamıyor, ama ‘sınırları kanla çizilen’ ülkenin bir parçası adım adım elden çıkarılıyor.

***

Allah aşkına söyleyin, suçlu kim?
Kışlaların içerisine kadar sokularak o bayrağı gönderden indiren teröristler mi?
‘Açılım’ adını verdiği ‘ihanet’ projesi ile PKK’nın kuluçkaya yatıp yeniden ‘güç toplamasını’ sağlayan iktidar mensupları mı?
Yoksa ‘ülkenin bekçisi’ olduklarını unutup iktidarın ‘kolluk kuvveti’ gibi hareket eden Genelkurmay memurları mı?

Yazarın Diğer Yazıları