"Normalleşme"nin ürkütücü belirsizliği!..
"Önünü görememek" deyimi var ya, işte bu söz Coronanın tüm dünyayı teslim aldığı şu anki vahim ortamı net biçimde anlatmaya yetiyor...
Adeta yağmura karşı şemsiye tutmak gibi, bir salgına yakalanmaktan korkmak dışında çaresizliğin cenderesinde çırpınıyor insanlık...
Çünkü bırakın insanlığı, bilimin elinde bile gidişatı işaret edecek bir pusula yok!..
Ne yapacak acaba insanlık;
Dışarı çıkmamak, maske takmak, eldiven kullanmak, elini sıklıkla yıkamak dışında yapacağı ne var insanlığın?..
Çünkü korku, kaygı, belirsizlik ve ürkütücü bir gidişat, tarihin hiç bir döneminde freni patlamış kamyon gibi oraya-buraya savrularak ilerlememişti...
İşte bu korku gidişatında, her zamanki sabırsızlığından vazgeçmeyen insanlar, belki de haklı olarak yaşamın eski deviniminde yol almak için sınırları zorlamaya çalışırken, coronanın tedavisi ile ilgili belirsizlik Türkiye'de olduğu gibi, tüm dünyada salgının etkisini sürdürüyor, ürkütücü çaresizliği derinleştirmekten öteye gidemiyor...
Dünya genelinde vaka sayısı 4 milyonu aşarken, can kaybı ise 300 bine yaklaşırken; Avrupa'dan Afrika'ya, Amerika'dan Orta Doğu'ya kadar tüm ülkeler bir yandan Corona cehenneminden kurtulmaya çalışıyor, diğer yandan da devasa ekonomik kayıpların durması, yaşamın normalleşmesi için çırpınıyor...
Ancak pusudaki virüs tehlikesi, sözünü ettiğimiz "ürkütücü belirsizlik"le birlikte ne yazık ki korku saçmaya devam ediyor...
Peki, ne yapmalı?.. Bu soruya yanıt verecek, yurtdışı ve yurtiçinden iki açıklamayı alt alta sıralayalım, gerisi bilgili-bilinçli-dirençli insanların yaşama bağlılık isteğine kalsın...
İki yaşamsal uyarı...
Corona Amerika'dan sonra en çok Avrupa'yı vurdu...
Fransa, bu sinsi virüs yüzünden adeta darmadağın... Vaka sayısının 210 bini, ölü sayısının ise 26 bini aştığı ülkede, her gün çıkan yeni vakalar belirsizliği derinleştiriyor...
Çin'e giden bir kişinin geri dönüşü ile başlayan salgının adeta yerle bir ettiği İtalya da, kendine bir türlü gelemiyor...
Hasta sayısının 219 bini, can kaybının ise 30 bini aştığı bu ülkede, salgının etkisi yeni vakalarla büyümeye devam ediyor...
Ve Avrupa'da, Coronadan en çok etkilenen 3 ülkeden biri olan İspanya ne yapacağını şaşırmış durumda...
Çünkü 134 bin vaka ve 26 bin 500 can kaybının olduğu İspanya'da salgın tehdidi durmuyor...
İspanya bir yandan salgını durdurmaya çalışırken, diğer yandan da büyük turizm potansiyelini yeniden canlandırmak için 17 özerk yönetimden 11'inde bugünden itibaren kademeli normalleşme sürecinin ikinci aşamasına geçecek...
Korku ve belirsizlik ortamında uygulanacak normalleşme planı nereye gider bilinmez ama İspanya Başbakanı Pedro Sanchez'in şu açıklaması yalnız kendi ülkesine değil, tüm dünyaya yapılmış bir yaşamsal uyarı niteliğinde;
"Hiçbir zaman unutulmamalıdır ki, virüs yok olmadı, hala gizleniyor... İkinci aşamaya geçenlerden çok temkinli olmalarını istiyorum."
Mayıs ayının ortalarına gelmişken ve havalar yavaş yavaş ısınmaya başlamışken, sadece İspanya'da değil, Avrupa'nın birçok ülkesinde normalleşme planları yavaş yavaş uygulanıyor...
Ancak ölümlerin durmaması ve yeni vakaların çıkması işte yazının başındaki o "ürkütücü belirsizliği" ısrarla akla getiriyor...
Vurgulanmalıdır ki bir kere daha, virüs karanlık bir pusuda ve ne yapacağı belli değil!..
Peki ya cumartesi günü 50 kişinin vefat ettiği, 1546 yeni vakanın ortaya çıktığı ve toplam can kaybının 3 bin 739'a ulaştığı Türkiye'deki gidişata ne demeli?..
Bugünden itibaren dikkat!..
Corona ile ilgili tedavi iddialarına, önlemlerle normalleşme sürecine hep ihtiyatlı yaklaşan, vaka ile can kaybı sayısını da gerçekçi bulmayan biri olarak, Türk toplumuna dehşet verici salgınla ilgili uyarılar yapmaya devam etmek zorundayız...
İşte bu yüzden yazıya "ürkütücü belirsizlik" başlığı atıldı...
Başlığın tek dayanağı vaka ve can kaybı sayısının artması, virüsün sürekli mutasyon geçirmesi, ikinci dalga tehlikesinin ısrarla belirtilmesi ve İspanya başbakanın yaşamsal uyarısı da değil...
Önceliğimiz Türkiye olduğu için, ülkemizdeki gidişat da yazının başlığını haklı çıkaran veriler içeriyor...
Umarım Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Selma Metintaş'ın aşağıdaki yaşamsal uyarısı ve dikkat çektiği gidişat, normalleşme rehavetine kapılarak -bugünden itibaren- AVM'lere, restoranlara, otellere gitme hazırlığı yapanlara çok ciddi bir uyarı niteliğinde olur... Bakınız neler söylemiş Metintaş;
"Normalleşme de birdenbire olmamalı... Aşama, aşama gidilmeli... Çünkü neyin-nasıl gideceğini, toplumda ne kadar kişinin hastalığı geçirdiğini bilmiyoruz şu anda... Bir aşamalı geçişin olması lazım... Sayılar, trendler ne gösterecek, şimdiden bir tahminde bulunmak zor... Bir gevşeme olacak... Bu vaka ve ölümlere ne kadar yansıyacak... Onu bir görmemiz lazım... Testleri hiç azaltmadan, test yapmaya devam ederek biz vaka sayısını gerçekten azaltabiliyor muyuz?.."
O halde duyarlı- dikkatli tüm yurttaşlara ve tüm okurlara bir kez daha uyarımızdır;
Sakın ola (bugünden başlayarak) normalleşme iddiasının rahavetine kapılmayın, AVM'lere ve benzeri yerlere gitmek için acele etmeyin, tedbiri elden bırakmayın...
Ve en önemlisi de, gidişatın "ürkütücü" ve "belirsiz" olduğunun bilinciyle, yaşamınızı sakın ola riske atmayın... Corona halen pusuda çünkü...