Nihayet kitapta KDV kalktı

Pek çok konudaki uygulamalar insanın kafasına karıştırıyor. Hükümet icraatı "yap-boz"a dönüştü. Alınan kararlar bir süre sonra değiştiriliyor. Son örnek "kitap ve süreli yayınlardan KDV'nin kaldırılması." Sormak istiyorum, madem kaldıracaktınız, niye ağır vergi koydunuz. Kaldı ki, Türkiye "en az kitap okuyan ülkeler sıralamasında ilk 10 içerisinde".

Bir taraftan "okuyun" nutukları atacaksınız, öbür taraftan kağıttan boyaya kadar her şeye zam ve vergi koyacaksınız. Hem de eski tabirle "ağır vergi salacaksınız." Bu tip geri dönüşler, zaten bir avuç kalan kitap severi Nasreddin Hoca'ya çevirdi; "önce eşeğini kaybettirip sonra buldurulmasındaki" fıkra gibi.

3600 ne oldu?

Kendi etkili ve yetkili zannedenlere bir de hatırlatma yapmak istiyorum. Katsayının 3600'e çıkarılması konusunda "tık yok." En son Cumhurbaşkanı teminat vermişti. Hiç sesi çıkmadığına göre, yoksa hasır altına süpürülenlerin arasına mı taşındı? Politikacı dediğimiz, sözünün eri olmalı...

Bir de uyarı

Sebze-meyve fiyatlarını aşağı çekmek için hazırlanan proje hemen yürürlüğe sokuldu. Bu modeli geçmişte Migros uygulamıştı. Seyyar satışlar için özel araçlar kullanırdı. Belli günlerde, belli noktalarda yanda bulunan kepenkleri kaldırırdı. Bugünün likit gaz araçlarına benzer kornasıyla "Ben geldim" derdi. Vatandaş da oraya yönelirdi. Bu defa durum farklı. Dün dokundum, bugün de değinmek istiyorum. Şu andaki formül çözüm değil. Satışlar 2-3 kilo ile sınırlı. Tekrarlıyorum; "Elinizin altında bin 400'ün üstünde kurulu şube var. İki market zincirini olaya mutlaka dâhil etmelisiniz. İyi denetimle, bunları devreye soktuğunuz an kesin çözümü yakalarsınız. Şu andaki uygulama şovdan öteye gitmez!"

***

BKM Mutfak, ikinci kuşak

Yılmaz Erdoğan'ın, yaklaşık bir yıldır "Çok Güzel Hareketler-2"ye hazırlandığını biliyorduk. Bunun ilk ürününü Kanal D'de izledik. 22 yeni yüz kendi yazdıkları skeçleri oynadılar. BKM Mutfak'taki önemli değişikliklerden biri de genel sanat yönetmenliğine Özge Toprak'ın getirilmesiydi. Değişmeyen tek isim Erdoğan'dı. Şimdiden uyarayım, başlangıç yıllarındaki gibi, parodilerde müdahil olmaya sakın ara vermesin.

Yılmaz Erdoğan'la ideolojik farklılığımız olsa bile, espri tarzını beğendiğimi itiraf etmeliyim. "Sokuşturmaları"na bayılırım. Konuşması sırasında mutlaka güncel göndermeleri ihmal etmez. Futbolumuzun en büyük tartışması haline gelen (G. Saray-Trabzon maçı son örnek) VAR'ı işlemenin onun fikri olduğunu biliyorum.

Küçük müdahaleleri, gençlere kesinlikle ışık tutmakta. Yeni tip ve tiplemelere alışmamız fazla zaman almaz. Ekranda daha önce de izlediğimiz Hamza'nın o kısacık boyuyla Mafya babası İskender'i oynayışına bayıldım. Hele o, yerlerde sürünen beyaz atkıyı takması fikri kiminse, tebrik edilmeli.

Arada "stand-up" tarzıyla sunum yapan Cihan'a bu görevi veren Erdoğan'ın yetenekleri bulup çıkarma da ustalığının belgesiydi. Cihan'ı "Yetenek Sizsiniz"de yuhalayıp sahneden indirenler dilerim biraz utanmışlardır.

En iyisi

İlk programın en beğendiğim diyaloğu şöyleydi:

- Aşık Veysel'in sözleri.

- Karacaoğlan'ın değil miydi?

- Hayır. O önceden haber verirdi; 'Karacaoğlan der ki...'

Bu arada Yılmaz Erdoğan'a bir iki gönderme de ben yapayım. Yeni kızlardan ikisi, özellikle biri ayrıldığı eşi Belçim Bilgin'e çok benziyor. Tesadüf mü? Çiftin çocukları Rodin de müthiş yetenek. Biraz şımarık gibi gözükse de komedi yeteneği fazla. Ayküsü yüksek. Delikanlı adayını beğendim.

Çok Güzel Hareketler 2'de gözlerin aradığı tek isim bir Ersin Korkut benzeri...

***

İnci Çayırlı

TRT Müzik'te "İstanbul'dan" adı verilen TSM programında ayda bir defa değişik uygulamaya başlandı. "O Şarkılar" isimli yayında ilk konuk Erol Sayan'dı. Bestecinin eserleri kendisinin de hazır bulunduğu programda söylendi. Şefliği Hasan Esen üstlenmişti.

Benim önerim yaşayan bestekârlar kadar efsane solistlere de yer verilmesi. Bunlar arasında ilk düşündüğüm isim İnci Çayırlı. Devlet sanatçısının bestecilik yanı yok ama 84 yaşında ses, gırtlak ve yorumu genç kız gibi. Ona da çok sevdiği Avni Anıl bestelerinden oluşan program yaptırılabilir.

...

GÜNÜN SÖZÜ

Bütün felsefeler iflas eder, benimki müstesna. Çünkü ben felsefemi insan zaafı denen sağlam temele dayadım. Anatole France

Yazarın Diğer Yazıları