Nihayet biri teklif etti...

Seçim sürecinin tartışılmaz en çalışkan adaylarından biriydi Özcan Pehlivanoğlu; “saha” daki herkes gördü emeğini, alın terini, samimiyetini.

Sizi bilmem ama son teklifiyle benim gönlümde tarh kurdu:

“...seçim çalışmaları sırasında hem şahsımı hem de vatandaşları rahatsız ettiğini gördüğüm bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Seçim süresince hepimiz gördük ki; bütün yurt sathında büyük bir görüntü ve ses kirliliği oluşmuş ve de israf yapılmıştır.

Her yer partilerce bayrak ve pankartlarla donatılmış, binlerce araba seslerini en son noktaya kadar açarak seçim şarkılarını, birbirlerine karıştığından anlaşılmaz bir şekilde halka dinletmişlerdir.

Vatandaşlarımızın azami çoğunluğu, bu görüntüleri görmek istemediklerini ve kulakları sağır edercesine çalınan seçim şarkılarından bıktıklarını, defalarca bize ifade etmişlerdir.

Bir de seçimlere bu kadar para harcanmasının, halkının çoğunluğu açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşayan bir ülke için büyük bir israf olduğunu, vatandaşlarımız, biz milletvekili adaylarına belirtmişlerdir.

İnsanlarımız bu konuda çok haklıdır. Seçim sırasında büyük bir görüntü ve ses kirliliği ile israf olmuştur. Bu kabul edelim ki; yanlış bir uygulamadır.

Onlardan gelen serzeniş üzerine MHP’nin bir milletvekili adayı ve MYK Üyesi olarak gereğinin partimce yapılacağı konusunda gayret göstereceğime söz verdim. Önümüzdeki dönem seçimlerde bayrak, flama ve pankartlardan oluşan görüntü kirliliğine ve binlerce seçim arabasından çıkan ses gürültüsüne ve de seçim harcamalarının gereksiz olanlarına son verilmelidir... Eğer bunun için bir yasal düzenleme gerektiriyorsa önce liderimiz Devlet Bahçeli sonrada MHP grubundaki milletvekili arkadaşlarımla konuşup, bir kanun teklifi verilmesi için çalışacağım.

Biz Türkiye olarak, demokrasimizi, parti ve seçim çalışmalarımızı revize ederek en doğru şekle sokmak zorundayız.

Hayat değişiyor ve buna bağlı olarak da vatandaşlarımıza ulaşmak ve hitap etmekte farklı araçlarla mümkün olabilir.

Seçimlerlerden sonra Türkiye’ye faydalı olur diye düşündüğüm ilk teklifim budur. Halkımız da böyle düşünmektedir. Gelin siyaseti de buna razı edelim. Daha nezih ve anlaşılabilir seçim dönemleri yaşayalım. Yoksa halk bayrak, flama, pankart ve seçim arabalarına bakarak karar vermemektedir...”

Sokaklarımızın, ağaç gövdeleri ve dallarının, direklerin o birbirine karışan amblemlerden, duvarların daha yapıştırıldığı gün yarısı yırtılıp yerlere atılan kağıt afişlerden ve hayatlarımızın birçoğunu sair zamanda açıp da asla dinlemeyeceğimiz müzikten ziyade “gürültü” kıvamındaki “şey”lerden arındırılmasını her seçim önce dilemiş, dile getirmiş biri olarak bu cesareti gösterdiği için kutluyorum Pehlivanoğlu’nu. Çünkü bu kimsenin çomak sokmak istemediği bir “sektör” aynı zamanda...

“Bilboard”lar, panolar, binalara giydirilen LED ekranlar gibi her geçen gün çeşitlendirilen hayli alan var ille de “ilan” vermek isteyenler için, müzikler derseniz; parti organizasyonlarında çalınabilir, televizyon ve radyolar yoluyla duyurulabilir elbette, ama benim rızam olmadan benim evimin içinde camları titretircesine çalmak da kimsenin hakkı olamaz değil mi?

Pehlivanoğlu’nu destekliyorum; çevre ve gürültü kirliliği ile, israf ölçülerine göre yeniden şekillendirilmeli seçim kampanyaları...

*

Yılmayın...

Kars’a dair anlatılanları aktardığım günden itibaren devam eden linçten sonra ümitsizliğe düştüğümüzü yıldığımızı düşünmüş AliaddinÖziş; “Yıllardır bu gazetede vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünün savaşını veriyorsunuz, Atatürk İlke ve İnkılâplarının, tam bağımsızlığın yıkılmaz bir savaşçısı olarak, üç beş hainin, birkaç ” 5. kol “ mensubunun yazıp söyledikleri sizi nasıl yıkar? Asla yılmayın! O kadar çok seveniniz var ki! Ama tıpkı benim gibi yazmaya elleri kolay kolay gitmiyor. Kahrolası yobazlar, bölücüler, haramzadeler ise hiç boş bırakmıyorlar...” demiş.

Yılar mıyız hiç!

*

PKK referandumu!

Doç. Dr. Necati Alkış uyarıyor:

“Türkiye Cumhuriyeti haritasını göz önüne aldığımızda HDP’nin birinci olduğu veya silme çıkardığı iller hep birbirine bitişik; Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesidir. Kim ne derse desin PKK sınırları net çizmiştir. Eğer bir sonraki seçimler olursa bu sınırları genişletilerek ve de yeni katılımlar yaparak o bölgelerde referanduma gidecek!..”

*

Savaşmadan bölündük

7 Haziran gecesi, seçim sonuçlarını netleşmeye başladığında “Türkiye nefes aldı” yazmıştım.

Alper Cenk Arslan, siyasi partilere dönük eleştirileriyle birlikte kendi özeleştirisini de yaptığı mesajında “Siz derin bir nefes aldınız ama ben bir Türkçü-Turancı olarak, bir vatansever olarak aksine çok tedirginim... Üzgünüm ama ülke çok değil sadece 12 yılda bölünmüş oldu... Üstelik savaşa girmeden, iç savaş yaşamadan... Bir katili allayıp pullayarak... Önce başımıza çuval geçirerek başladılar sonrasında, ordunun kurmay sınıfını, aydınlarını, basınını içeri tıkarak devam ettiler... Herkes kazanmış olabilir parti olarak, kaybeden ne yazık ki TÜRK MİLLETİ olmuştur...” diye paylaşmış duygularını.

Yazarın Diğer Yazıları