Nihat Genç’i susturamazlar!..
Uzun süredir görüşemiyorduk. Aydın-Nazilli için gönül yolculuğuma çıkarken buluştuk, Türkiye’de kitapları en çok satan yazarla. “Ya bu sülüklerle ekrana çıkarsın, ya da asla” diyen televizyon yöneticilerine rağmen konferanslarda en çok dinleyici toplayan Nihat Genç’i susturma çabaları nafile kalıyor. Baskı kurup yok saydıkları Nihat Genç, “Demokratlık ve özgürlüğün tadını çıkaramasa da” başına çuval geçireceklerini sananları sevindirmiyor. Demokratçılık, özgürcülük oynayan yandaşlara selam gönderiyor. Sansür ve ambargonun en ağırına uğratılan Nihat Genç’i yine de susturamıyorlar. Havaalanında, otogarda, metroda, minibüste sarılan öpüyor Nihat’ı... Yaşlısı, genci toplumun bütün kesimleri fotoğraf çektirmek için sıraya giriyor. Kitaplarını imzalatmak için uzun kuyruklar oluşturuyor. Salonlara sığmayan kalabalıklar gözyaşı ve alkışlarla dinliyor Nihat’ı... Mutluluk cezbesine kapılıyor insanlar, kendilerinden biri, aileden görüyorlar Genç’i... Kitapları en az on baskı yapan Nihat’ın 50 baskıyı geçen eserleri var. Bir solukta okuyor insan. Duygularına, öfkelerine tercüman olan yazarın veryansınları ile rahatlıyorlar. Nihat’ı bir yazıda anlatabilmek mümkün değil. Dilerseniz, Aydın’a Nazilli’ye dönelim.
Gazi’nin Sümerbank bez fabrikasını kurup da 1937’de il yapılmasını istediği Nazilli’de Sümerbank’ın yerinde yeller esiyor. Tarihi binaların üniversiteye verilmesi teselli kaynağı. Memlekette Atatürk’e dair ne kadar eser varsa satıp savanlar, Nazilli’de Gazi’nin izlerini yine de silememiş.
Milli Görüş gömleğini çıkaran AKP’lilerin talan ettiği belediyeler, görgüsüzlük konusunda pek mahirdir. Gündüz havai fişek patlatır, vatandaşın parasını festival adına popçulara, artistlere konser adına dağıtırlar. İş istihdamı yerine bulgur-makarna, odun-kömür dağıtarak oy avcılığı yaparlar. Adına festival denen etkinliklerin çoğundan uzak dururum. Ama Nazilli bütün Türkiye’ye, Türk Dünyasına örnek olacak bir organizasyona imza atmış. “Kültür Sanat ve Edebiyat Festivali” tam 18 gün sürüyor. Kentteki AKP hegemonyasını kırarak MHP’den belediye başkanı seçilen Haluk Alıcak partizanlığı, ideolojik dogmaları yıkarak toplumun tüm kesimlerine hitap edecek şekilde fikir adamı, hukukçu, tarihçi, şair, yazar yüzlerce kalem erbabını Nazilli’ye davet etmiş. Türkiye’nin saygıdeğer hukukçusu Vural Savaş ve Bilal Şimşir hocalarımın imza günü ve konferanslarına yetişemediğim için üzüldüm. Cezmi Ersöz ve Yelda Karataş da gelmiş. Turgut Özakman’ın muhteşem eseri Şu Çılgın Türkler, Dünya Tiyatro Günü olan 27 Mart’ta sahneye konmuş. Gülalem Arslan kitap imzalarken halk Nihat Genç’i bağrına bastı. Nihat’ı dinlemek için erken geldiğim Nazilli’deki fikri seviye, moralimi yükseltti. 4 Nisan’daki Banu Avar, 5 Nisan’daki Özcan Yeniçeri, 6 Nisan’daki Yavuz Bülent Bakiler, 8 Nisan’daki Erdal Sarızeybek, 11 Nisan’daki Sinan Meydan konferanslarını takip edemeyeceğim diye hüzünlendim. Belediyeciliğin nasıl yapılacağını çalışmalarıyla kanıtlayan başkan Haluk Alıcak’a ne kadar teşekkür etsek az. Bugün, Nazilli Şehit Aileleri Derneği’ni ziyaret edeceğim. Polis ve asker tam 40 şehidi olan Nazilli’de vefanın, İstanbul’da bozasıyla ünlü bir semt adı olmaktan başka anlamlar taşıdığına tanık oldum.
NOT: Aydın’da, Nazilli’deyim. 30 Mart Salı günü(bugün) 15.00’da Belediye meydanında “Darbe ve İnfaz” adlı kitabımı imzalayarak saat 20.00’de okuyucularım ve Nazillililerle Kültür Merkezi’nde sohbet edeceğim. Beklerim efendim...