Nihat Genç ile televizyondayız...
Dönüştürülürken bölüştürülen Türkiye’de haksızlıklar ve hukuksuzluklar karşısında ayakta kalıp mücadele eden insan sayısı giderek azalıyor. Kaleler düşüyor, tersaneler işgal altında. Üstelik hukuksuzluğun, iftiraların kaynağı “gizli tanık” rezaleti manşetlerde teşvik ediliyor. Ankara, İzmir, Adana, Diyarbakır, Erzurum, Van ve Malatya illerine birer canlı yayın aracı alınıp gizli tanıkların ses ve görüntülerini değiştirerek kayıt yapacak cihazlara milletin cebinden milyarlar harcanacak. Milli uyanışı bastırmak, Türk aydınlarını cezalandırmak için daha ne formüller geliştirecekler Allah bilir. Digital terör unsurlarını şeytandan daha iyi bildikleri için insanın akıl-sır erdirmesi mümkün değil. Ne de olsa bölücü başına söz verdiler. Oslo’da hakem devletlerin gözetiminde imza attılar. 2013’te Öcalan dışarı çıkacak. Mehmet Ali Birand’a göre 2015’te bebek katili TBMM’de olacak. Tabii o zamana kadar TBMM kalırsa...
Bütün bunların zemini on yıl önceden hazırlandı. ABD ve AB’nin kontrolünde kurulu Türkiye’de iktidara getirilen AKP’nin ilk icraatları medyayı ele geçirmek oldu. Uydu teknolojisi ile beraber bine yakın televizyon var ülkemizde. Bunun yüzde 95’i AKP’nin borazanlığını yapıyor. Elektrik faturalarımızdan kesilen paralarla yayın yapan TRT bile, “Tayyip Radyo Televizyonu” haline dönüştü. Gazetelerde, televizyonlarda kim AKP’ye muhalefet ederse bizzat Başbakan’ın talimatıyla işine son veriliyor. Hukuksuzca tutuklanıp Silivri’ye tıkılıyor. Banka kredileriyle gırtlağına kadar borç batağına saplanmış Türk halkı televizyonlardaki dizi ve yarışmalarla hipnotize ediliyor. İşte bu şartlarda “Milli Direnişin Kaleleri”ni korumak, tahkim edip, güçlendirmek görev haline geliyor. Psikolojik harbin en önemli unsurlarından olan televizyon, direniş ve uyanışın en büyük silahıdır. Ne yazık ki düzenli yayın yapan kanal sayısı çok az. Türk edebiyatının yaşayan en büyük yazarı Nihat Genç, SKY Türk’te beş yıl boyunca Türk Milletinin gözü-kulağı olmuştu. Kitleler seyretmeye başlayınca önce vergi cezası kestiler. Sonra en çok seyredilen programı yayından kaldırdılar. ART’de (Avrasya Televizyonu) iki yıl mücadele ederken ben de sevgili Arslan Bulut ile beraber “Gereği Düşünüldü” programını yapıyordum. Bir sabah basıldı. Sahibi tutuklandı. Bir kaç gün içinde programlarımız yayından kalktı. Nihat Genç, Tuncay Özkan’ın sahibi olduğu “Kanal Biz”e gitmişti ki orası da basıldı. Dişlerimizi sıka sıka yeni platformla arıyorduk. Sorumluluk sahibi birkaç Türk aydını bir araya gelip televizyon kurmaya kalkıştı. Uydudan frekans vermediler. RTÜK’ten ruhsatları engellediler. İşletmelerine vergi müfettişleri saldılar Teşebbüs etmek bile suç sayıldı kısaca... Bu esnada sıktığı dişler döküldü Nihat ağabeyin. Bir yıl boyunca tek tek diş yaptırırken konuşamadı. Odatv’deki olağanüstü yazılarıyla mücadelesini yılmadan sürdürdü. Hasret dün akşam saat 20.00’den itibaren Halk TV’de sona erdi. Cuma akşamları Halk TV’de başladığımız program Cumartesi-Pazar tekrar edilecek. Önümüzdeki günlerde Ulusal Kanal’da farklı bir programla Türk Milletinin önüne çıkmaya çalışacağız. Bir kaç aylık alışma dönemi bizim ve seyircimiz için önemli. Mevcut teknik imkânlarla elimizden geleni yapmaya gayet edeceğiz. Türkiye’nin gerçeklerini, gizlenen gündemlerini konuşup, bugüne kadar kalemimizle sürdürdüğümüz mücadeleye, ekranlardan konuşarak devam edeceğiz. Türkiye’de kitapları en çok sattığı halde konferansları engellenen Nihat Genç’i özlediğinizden eminim. Televizyonculukta seyredilme oranı önemlidir. Bunun göstergesi de programa gönderilen SMS’lerdir.
Sorularınızı, endişelerinizi, temennilerinizi SMS ile yollarsanız, program içinde değerlendirip, seyircimizle diyalog kurmaya çalışacağız. Biz elimizden geleni yapacağız. Bu ve bundan sonraki programların devamı için değerli okurlarımızın teşvikini, takdirini bekliyoruz...
Not: Türk Dünyası ak sakallısını. Prof. Dr. Turan Yazgan’ı kaybetti... Ömrünü Türk Dünyasına vakfeden Turan Hocamıza Allah’tan rahmet, milletimize başsağlığı diliyorum... Umarım hakkını helal etmiştir bize.