Cumhurbaşkanı''nın, geçtiğimiz günlerde saldırıya uğrayan Hüseyin Gazi Cemevi''ne Muharrem iftarı ziyaretinden sonra öyle bir algı oluştu ki, sanki cemevi yahut vakıf yöneticileri, Erdoğan''ın geleceği haberini alır almaz, bir telaş duvarlara koştular… Dede postunun arkasında yer alan Hz. Ali, Hacı Bektaş Veli ve Atatürk portrelerini karga tulumba taşıdılar… Erdoğan gidene kadar göremeyeceği bir yere kaldırdılar…
Ki rahatsız olmasın.
*
Erdoğan, "Ali''siz" ve dahi Hacı Bektaş Veli''siz ve Atatürk''süz pozlarını verdikten sonra, cemevi, eski düzeninde devam edecek canlarla buluşmaya.
*
Halbuki öyle değil.
Yani, tam olarak öyle değil.
Olay, muhalefetin şehvetiyle ifade edilenden biraz daha incelikli, "kılıfına uydurulmuş" şekilde gelişti.
*
Dikkatli gözlerden zaten kaçmamıştır; Hüseyin Gazi Cemevi''nde yapılan bir tablo değişikliğinden çok daha fazlasıydı. Mekan adeta yeniden yaratıldı.
Resmî gerekçe, "Cumhurbaşkanı''nın ziyareti" değil cemevini hedef alan saldırıydı.
Mamak Belediyesi, -muhalefet partilerinin sağanağa dönüşen geçmiş olsun ziyaretlerinin de bunda etkisi olmuş mudur bilemem- tam da yoğun ziyaret ortamında, cemevini kapsamlı bir tadilata aldı.
Belediye Başkanı Murat Köse ile birlikte Kaymakam Ali Sırmalı''nın da yakından takip ettiği tadilat sırasında duvarlardaki alçı dekorlar söküldü, yazılar silindi. Badana ve boyası yapıldı. Halılar değiştirildi.
Köse''nin ifadesiyle, cemevi, "Ziyaretçilerin daha temiz ferah bir ortamda ibadetlerini yerine getirebileceği" şekilde yeniden düzenlendi. Bu düzenleme çerçevesinde tartışmaya konu tabloların da yeri değişti.
*
Bu arada, Hüseyin Gazi Vakfı Başkanı Ali Ayyıldız, tadilat için Kültür Bakanlığı ve Valilik''ten de destek aldıklarını bildirdi.
*
Bunca zahmet bir kadraj ayarı için miydi; biz bunu bilemeyiz…
Ama hem cemevi vakfının yöneticileri, hem Cumhurbaşkanı''nın danışmanları, Cumhurbaşkanı''nın 20 yıl aradan sonra ziyaret ettiği cemevinde çekilen yakın plan fotoğraflarının, hiç kimsede "cemevinde çekilmiş" algısı yaratmıyor oluşuna gelecek tepkileri pekala öngörebilir, bu tepkiyi almak istemiyorlarsa da pekala önlemini alabilirlerdi.
*
Son tahlilde, Cumhurbaşkanı''nın Hüseyin Gazi Cemevi''ne ziyareti sırasında, Hüseyin Gazi Cemevi yönetimi bile cemevinde bulunamayacaksa, "seçilmiş" temsilciler dışındaki yöneticiler dışarıda bırakılacaksa bu nasıl "buluşma"?
Alevilerin tepkileri, öncelikleri, düşünceleri dikkate alınmıyorsa yahut alınmayacaksa, ne gerek vardı böyle bir ziyarete?
Aleviler Alevilere tepkili, Aleviler Cumhurbaşkanı ve beraberindeki siyasilere tepkili, siyasiler Alevilere tepkili…
Eee, neyin tadilatı, neyi tadil etmiş oldunuz siz şimdi?
Sadece Aleviler değil bu işte Cumhurbaşkanı açısından da sağlanmış bir "fayda" yok ki...
SORU-YORUM
HDP''li bir vekil, "Bizler Aleviliğimizi saklamayı gizlemeyi öğrenerek büyüdük" demiş. Keşke şunu da deseydi;
Aleviliklerini kimlerden ve neden saklayıp gizlemek durumunda kaldılar ki?
Saklanmasalardı, "kendi dillerini" konuşabilselerdi mesela; kimler tarafından katledileceklerdi?
Doğru bilinen ne çok yanlış var değil mi?
Demokrasi YAŞ iş
Uzak geçmiş değil; bundan sadece 8-10 yıl öncesine kadar şöyle bir iddia vardı:
- ''Sivil toplum(!)'', Genelkurmay Başkanı''nın, Kuvvet Komutanları''nın adını bilmediği gün, Türkiye demokrasinin nirvanasına ulaşacak!
*
Benim gibi "faşist" olmayan cümle liberal, nasıl oluyorsa sol-liberal, neo-liberal, 2. Cumhuriyetçi, etnikçi, sonradan "Yetmez ama Evet"çi kim varsa, "vesayet"ten kurtuluş formülü olarak bunu dayattı topluma:
- Genelkurmay Başkanı''nın kim olup olmadığıyla ilgilenmediğiniz gün vesayet rejimi son bulacak, halkın hür iradesi hâkim olacak. Kimse "size rağmen" karar alamayacak, uygulayamayacak.
*
Bilmiyoruz.
*
Yaparsa AK Parti yapardı.
Onlar konuştu, AK Parti yaptı.
Yüksek Askerî Şûra''nın 2022 Ağustos toplantısında Genelkurmay Başkanı''nın görev süresi uzatıldı. Bu uzatmayla, Orgeneral Yaşar Güler, 1990''dan sonra bu görevi 4 yıldan uzun süreyle yapan ilk komutan unvanını aldı.
Deniz Kuvvetleri Komutanı emekliye sevk edildi; yenisi atandı. Hava Kuvvetleri Komutanı emekliye sevk edildi; yenisi atandı.
Gazeteciler bile "belki"; tamamı bir çırpıda söyleyemez…
Yoldan çevirin herhangi 10 kişiyi; sanmam ki, iki kişi çıksın sayabilecek adlarını.
*
YAŞ mevsimi geçmeden sormalı:
Askerlerin adını sanını bilen kalmadı;
E hani, demokrasi nerede kaldı?
