Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

New York’ta boşuna müzakere, boşuna zirve

30-31 Ekim tarihlerinde New York’ta BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile birlikte KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ve eli kanlı Eoka’cı Rum lider Hristo-fiyasko bir kez daha bir araya geliyorlar. Zirvede Kıbrıs sorununa çözüm bulunacağını zanneden varsa fazla ümitlenmemelidir. Herhangi bir sonuç alınamayacaktır. 48 yıldır sürdürülmekte olan görüşmelerden neden sonuç alınamamış ise bu kez de o nedenle sonuç çıkmayacaktır. Bunu söylemek için müneccim olmaya gerek yoktur. Rumu iyi tanımak, Rumun neyin peşinde olduğunu bilmek, bu iddiamın veya görüşümün ne denli doğru olduğunu göstermeye yeterlidir.
Rum, Kıbrıs adasını Yunan yapmaya çalışmaktadır. Enosis’te ve Megali İdea ülküsünde ısrarlıdır. Bu saçma sapan hedef için cennet adayı cehenneme çevirmediler mi? Bugün de aynı saçma hedef için adayı kana bulamayı göze almayacaklarını söyleyebilen var mıdır? Varsa yakın tarihimizi bir kez daha okumasını tavsiye ederim.Yakın tarihimizi okuyanlar Rumun vahşetini, soykırım teşebbüslerini, bitmek bilmeyen saldırılarını görecektir. Kıbrıs Türkünü yok etmek üzere giriştikleri insanlık dışı başarısız eylemler tarih sayfalarını doldurmaktadır. Rumun Türk düşmanlığı dün vardı; bugün de devam etmektedir. Adada bir tek Türkün varlığına dahi tahammülleri yoktur. Kıbrıs sorununa anlaşarak çözüm bulunacak, adaya barış gelecek diye beklenti içerisinde olanlar bu rüyadan artık uyanmalıdırlar.
Bu kritik aşamada artık iyice şaşırmış olan Hristo-fiyasko’nun ’Kıbrıslıca çözüm’ dediği çözüm paketinde nelerin olduğuna bir kez daha dikkat çekmek istiyorum. Okuyun ve bir kez daha Rum ile anlaşıp anlaşamayacağımıza siz karar verin. Rum’a göre:
1. ’Kıbrıs Cumhuriyeti’ esastır ve devam edecektir. ’Bakir doğum’ yani yeni bir devletin kurulması mümkün değildir.
2. ’Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üniter’ yapısı korunacaktır. Kıbrıs’ta tek halk vardır. Bu halk Rumlardan, Türklerden, Maronit, Ermeni ve Latinlerden oluşmaktadır. Kıbrıs halkı tüm Kıbrıs’ın tek sahibidir.
3. ’Kıbrıs Cumhuriyeti’ tek halka dayanan, ’tek vatan’üzerinde ’eşit’vatandaşlardan oluşmaktadır. Kıbrıs Türkü’ne 1960’taki hakları, yani toplum olarak eşit-ortaklık haklarının verilmesi mümkün değildir.
4. Egemenlik tektir ve bölünemez.
5. Kıbrıs sorunu bir işgal sorunudur.
6. Sorunun çözümü Türk askerinin adadan gitmesiyle mümkündür.
7. Adanın askersizleştirilmesi temel hedefimizdir.
8. Adanın askersizleştirilmesi için muhatabımız Türkiye’dir.
9. Çözüm Türkiye’nin iyi niyetine ve atacağı adımlara bağlıdır.
10. Kıbrıs sorunu BM kararları ve AB normlarına göre çözülecektir.
11. Kıbrıs Türkü’nün ‘self determinasyon’ kendi geleceğini belirleme- hakkı yoktur. Buna bağlı olarak Kıbrıs Türkü’nün ‘anlaşmama ve ayrılma hakkı’ yoktur.
12. İki devlete dayalı çözüm kesinlikle söz konusu olamaz.
13. KKTC ayrılıkçıdır ve ortadan kaldırılmalıdır.
14. Garanti anlaşması lağvedilecektir.
15. İki bölgeli federasyon etnik olarak tamamen temiz olmayacaktır. Rum ve Türklerin serbest dolaşım, mülk edinme ve yerleşme hakkı korunacaktır.
16. Çözüm için bozulan demografik yapı düzeltilmelidir. Türkiye’den gelen ’yerleşikler’ geri dönecektir.
17. Rum göçmenler eski mallarına geri dönecektir.
18. Türkiye gecikmeden ’Kıbrıs Cumhuriyeti’ni’ tanımalı ve ilişkilerini normalleştirmelidir.
Bu köşede aylar önce Hristo-fiyasko’nun “Federasyon ana hedef değildir; ara hedeftir. Federasyon ile işgal sona erecek, Türk askeri geri gidecek, yerleşikler adadan ayrılacaklardır. ’Kıbrıslıca çözüm’budur. Bu ara hedef gerçekleştikten sonra esas hedefimize ulaşmak çok daha kolay olacaktır” beyanatını sizlerle paylaşmıştım. Rum’un ’temiz çözümü’ ve hedefi anlayacağınız gibi Anavatan Türkiye’yi devre dışı bırakarak adayı Yunan yapmaktır; Elenleştirmektir; Hıristiyanlaştırmaktır; Enosis’i gerçekleştirmektir. Ana hedefe ulaşmak, Megali İdea hedefi de zaten budur. Fazla lafa gerek yoktur. New York’ta veya dünyanın herhangi bir yerinde bin kere de görüşülse çözüm olmayacaktır. Boşuna müzakere, boşuna zirve maskaralığına son verilmelidir. AKP hükümetinin Kıbrıs siyasetini bu gerçeklere göre düzenlemesi şarttır. Tüm enerjimizi, Anavatan Türkiye ile birlikte, KKTC’nin güçlenmesi ve uluslararası tanınmanın gerçekleşmesi konusuna yönlendirmeliyiz. Başka yol yoktur...

Yazarın Diğer Yazıları