“Nefret”le ormana tehcire hazırlanıyor
Varını yoğunu, “paket”ten “ana dilde eğitim”mi çıkacak, “cemevlerine ibadethane statüsü” mü bahsine yatıran arkadaşları uyarayım;
“Büyük ikramiye” yi kuvvetle muhtemel “nefret suçları” na oynayanlar kazanacak!
Bugüne kadar üretilmiş bütün suçların efendisi;
Bir taşla ne iki, ne yirmi iki; kuş türlerinin neslini bile tüketir, o denli etkili.
Aslında Ermeni diyasporasının projesiydi;
“Nefret yasası” çıkarsa bunu “soykırım iddialarını reddetmeyi” suç kapsamına aldırabilmek için kullanabileceklerdi.
Hani Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun İsviçre’de başına gelen gibi; bir bilim adamı çıkıp da “Ermenilerin sözde soykırıma uğradıklarına dair bir tek kanıt bulunamamıştır” diyecek olursa, anında yakalama emri çıkarılabilecekti.
***
Bazı arkadaşlara nihayet dank etti ve sormaya başladılar:
- Nasıl yani? “Nefret” dediğin bir his, duygu. Hissettiklerimden dolayı mı yargılayacaksınız beni?
Aynen bu uygulamayı hayal ettikleri!
Sözüm ona “demokratikleşmek” için atmayı planladıkları adım, “düşünce suçu”nu dahi fersah fersah aşar derecede “kişi hak ve özgürlüklerini gasp” edecek nitelikte.
***
İleri demokrasi döneminde “nefret suçlusu” ilan edilen ilk gazeteci yanılmıyorsam İlhan Selçuk’tu. “Soykırıma uğramış bir halkın trajedisini aşağılayıcı bir dil” kullandığı gerekçesiyle yargısız infaza uğramıştı.
Sonra Hasan Pulur... Emin Çölaşan...
“Hrant kardeş sen haksız bir mahkeme kararına haklı olarak üzüldün. Peki 70 milyonluk bir ulusu herhangi bir yargı kararı olmadan kendisinden önce yaşanmış olaylardan dolayı soykırım suçlusu ilan ederken bunda da bir haksızlık görüyor musun, görmüyor musun?” gibi son derece insani, haklı, adil bir soru yönelttiği için Melih Aşık...
Hrant Dink’e ırkçı dediği için ırkçılıkla suçlanan Deniz Som...
Abartmıyorum, bu “çifte standart” ta işletiliyor sistem. Sen birine “ırkçı” dersen “nefret suçlusu” sun ama onlar sana “ırkçı” derse “demokrat”lar!
***
kerning36 Böyle böyle sempozyumlar, paneller, kitaplar derken “hazmettire hazmettire” bir tür açık hava hapishanesi inşa ettiler.
“Cadı avı” na çıkar gibi her gün bir çok gazeteyi, gazeteciyi “fişlediler”, kurdukları internet sitelerinde boy boy “hedef gösterdiler”.
Bana başından beri en garip gelen bu:
Bir gazetecinin (Hrant Dink) hedef gösterildiği için suikasta uğradığını savunuyor ve fakat durmaksızın siz de başka gazetecileri -üstelik sistemli/organize halde- hedef gösteriyorsunuz.
Sorarım size;
Bir Ermeni meczup çıksa, Şişli’de Hrant Dink’in cansız bedeniyle sembolleşen o kaldırıma bizlerden birini de düşürse, daha demokratik bir ülke mi olmuş olacak Türkiye?
***
“Torba yasa”, “torba dava” larda epey “ekmek” olduğunu tecrübe eden iktidarı da cezbedince “nefret suçlusu” ilan edip susturma metodu, kapsam genişledi;
Ahmet Türk’e atılan yumruğun arka planındaki “sosyoloji” yi izah eden Yılmaz Özdil mesela, Ertuğrul Özkök, şehir kültürünün yağmalanmasına tepki gösteren Mine Kırıkkanat; daha kimler girdi listeye kimler... Ve daha kim bilir kimler girecekler.
Öngörülen “nefretten arındırılmış sevgi pıtırcıkları” rejiminde;
“Faşizm” eleştirisi nefret suçu olacak mesela; ama onlar sana “faşist” diyebilir serbest!.. “Saltanat” benzetmesi nefret suçu... “Halifeliğe özeniyor” nefret suçu... “Muaviye kafası” nefret suçu... “PKK katliamı” nefret suçu... “Cani Öcalan” nefret suçu... “Hocalı’da soykırıma uğrayan Türkler” den bahsetmek nefret suçu...
Katile katil demeyi suç haline getirmekle kalmıyorlar katil olmayanı “katil” ilan etmeye de mecbur kılıyorlar!
Hani “Türk demek suç haline getirildi” diye kalıplaşmış bir yakınmamız var ya;
Hıh işte o gerçek oluyor
mesela;
“Ne mutlu Türk’üm diyene” sözü, Türk olmayanları tahkir ettiği gerekçesiyle nefret söylemi kapsamına alınabilir. “Damarlarımızdaki asil kan” a vurgu yapan Gençliğe Hitabe -tamam şimdi de hedef ama- “nefret yasası” yla -bir “özel yetkili savcı” ya bakar- anında “nefret suçu delili” olarak giriverir dosyaya!
“Dersim’de Aleviler katledilmedi” diyemezsin mesela!
Farklı etnik köken ve inanç gruplarını “aşağılama ve hakaret” üzerine bir “suç” inşa etmeye çalışanların, “Türklüğe hakaret” i ısrarla suç kapsamından çıkarttırmaya çalışmasını nasıl izah edeceğiz pekala?
Tık yok bu hususta!
***
Hadisenin özü şu;
“Bak sen şu resmi vesayetçi söyleme; din mazlumlarını dışlamış, alimleri ezmiş, Kürtleri hain göstermiş, yüce Padişahımızı işbirlikçi gibi öğretmiş...” diye diye ne kadar “tarihi gerçek” varsa hepsini, hem de en demokratik, yasal yolla tahrif edecek iktidar. “Yeni bir tarih” yapacak, ona uygun “yeni bir toplum” ...
Aksi yöndeki her kelimen “suç”; gelmiş geçmiş en kapsamlı “sansür” yasası demokratikleşme diye yutturulacak iyi mi?
Boşuna değil “Gidin ormanda yaşayın” demesi...
Türk kimliğini “eşit vatandaşlık” tan tehcir edecek bu yasayı çıkardığı gün şaka değil; atalarımız, dedelerimiz gibi biz de ormanların kuytularına sığınmak-saklanmak durumunda kalabiliriz!
Kim “öteki” ?
Tıpkı yüzyıllar öncesinin Anadolu’su gibi...