Nefes alıyorsan umut vardır!
12 Eylül referandumunda (halk oylamasında) yüzde 58 “evet” çıkması ile Türkiye daha da demokratikleşti!
Özgürlükler arttı!..
Geçen çarşamba günkü yazımda, şöyle demiştim:
“Biz iktidar muhalifleri ise, artık çok sevinmeliyiz!..
Çünkü, anayasa değişikleri ile ‘özgürlükler genişletildiğine’(!) göre, kişisel veriler ‘daha çok koruma altına alındığına’ (!) göre, rahat rahat yazabilir, bol bol eleştirebiliriz.
Yaşasın özgürlük!..”
Demeye kalmadı, muhalif gazeteci Bekir Coşkun, Habertürk Gazetesi’nden kovuldu.
Hani “gücü özgürlüğünde” diye slogan atan gazeteden.
Yaşasın özgürlük ve güç!..
“Durumdan vazife çıkaran” patronlar, referandum sonrasına göre vazifelerini yapmaya devam ediyorlar!
Yine aynı yazımın sonundaki “Değirmen” bölümünde, “Türkiye sandığa gitti.. Bir daha kendisinden haber alınamadı!” demiştim.
Artık muhalif gazeteciler tek tek susturulduğuna göre, “Türkiye’den de haber alınamaz nokta yaklaşılıyor” demektir.
(Bu arada, Sevgili Bekir Coşkun’a geçmiş olsun derken, bir sitemde bulunayım ya da dikkatini çekeyim. Bendeniz de o kadar yerden kovulurken, bir tek satır yazmamıştı. Demek ki, dayanışma kendimiz için değil, özgür ve demokratik sistemin devamı için gerekliymiş!..)
Kalk uyan, yoksa ardı hicrandır!
“Tarih” herkes için ders alınacak çok önemli bir ayna.
Artık biz de “işsiz televizyoncuyuz” ya, arşive bakarken, 15 yıl önceki (20 Mart 1995 tarihli) Ceviz Kabuğu kasetine takıldım. Canlı yayında MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş’i konuk etmişim. Zaman farklı ama, sorular aynı!..
Kendisine sormuşum: “Öcalan silahı bıraktım derse kendisiyle görüşür müsünüz?”
Yanıt: “Asla!”
Bakınız bugün de konuşulanlar, 15 yıl sonra aynı değil mi?
Bir de, 11 Ağustos 1919 tarihli “İstiklal Savaşı Gazetesi”nde gözüme çarptı.
Birinci sayfada şöyle bir haber:
“Damad Ferid İngilizlerden 50 milliyetçi muhalifini tevkif etmelerini istedi”
Bu isteği uygulayacak makamdaki işgalci Yüksek Komiser Webb ise gizli telgrafında daha insaflı:
“Bu talebi neticesi olarak Damad Ferid, bertaraf edilmesini arzu ettiği bazı kimselerin isimlerini bildirdi. Kanaatime göre, bunların hapsedilmesi zor olacaktır. Zira herhangi bir suç işlememişlerdir. Fakat siyasi bakımdan arzu edilmeyen kimseler oldukları ileri sürülebilir.”
Gazetenin sloganı da sanki bugünler için atılmış:
“Kalk uyan, yoksa ardı hicrandır!”
Yazımı, Show TV’de başlayan “Deli Saraylı” dizisindeki Perran Kutman’ın sözleriyle bitiriyorum:
“Nefes alıyorsan umut vardır!..”
DEĞİRMEN
12 Eylül’ü “Bizim çocuklar” (ABD’nin çocukları) yapmıştı..
Herhalde federasyon oluşumunu da “Taş atan çocuklar” ve şimdi de “Okula gönderilmeyen çocuklar” yapacak!..