NEDEN SÖYLEMİYOR?..
Ülkesine duyarlı aydınların, “paranoya” olarak küçümsenmeye çalışılan tüm uyarıları bir bir gerçek oluyor.
En son, Türkler’in vatanı Türkiye’de Türk bayrağı açmak “Provokasyon” olarak kabul edildi!..
Bitlis’te DTP’nin üç beş kişiyle miting yaptığı alanda “Kahrolsun PKK” diyen ve Türk bayrağı açan bir vatandaş neredeyse lanetlendi!..
Nasıl paranoyaymış ama?..
SESSİZLİĞİN NEDENİ?..
Öte yandan, yerel seçimler yaklaşırken “PKK ve terör” konusu da propaganda silahı oluyor.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı (ve AKP adayı) Melih Gökçek, CHP’nin adayı Murat Karayalçın’ı PKK’lılarla işbirliği yapmakla suçluyor.
İşin ilginci ise, Karayalçın’ın çıkıp da buna çok sert yanıt vermemesi. Vermesi gerekir, çünkü, PKK’yı destekleyen DTP’ye en hoşgörülü parti Gökçek’in partisi AKP...
En son olarak, AKP’nin İstanbul il binasında PKK bomba patlattı. Ama parti yetkilileri açıkça “Terörist PKK” diyerek onları suçlamadı!.. Verdikleri tepki, “Böyle demokrasi aranmaz” türü hafif bir tavırdı.
“PKK’lılar kardeşimizdir” diyen DTP’lilere en çok yakınlık gösterenlerden biri de, eski AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül idi. (Kabuller, vs.)
Şimdi gerçek bu kadar ortada iken Atatürk’ün partisi CHP’nin Ankara adayı Karayalçın niçin bunları söylemiyor?..
Ne tuhaf değil mi?.. Türkiye’de neler oluyor?..
ÇIRPINIRDI KARADENİZ!..
AKP Hükümetinin Ermeniler’e açılım politikası sürerken, Azerbaycan’dan Elnur Babayev adlı bir izleyicimden e-posta geldi. Sayın Babayev, “kültürel soykırıma” şöyle dikkat çekiyor:
“... Ermeniler yıllarca kültürümüzü çalmaya çalışıyorlar. Sarı Gelin şarkısını, dolmamızı, pilavımızı, müzik aletlerimizi vs. Ama bu defa ’Çırpınırdı Karadeniz’şarkısının Ermenilere ait olduğunu iddia ediyorlar.
Bazı Türk dergileri de bilerek veya cahiliyetten bunu yazıyor. Bu şarkı ’Sarı Gelin’gibi anonim değil ki birisi sahiplensin.
Şarkının müziği bizim devlet marşımızın da bestecisi olan Üzeyir Hacıbeyov’a ve sözleri de yine devlet marşımızın yazarı Ahmet Cevat’a aitdir.
Şarkı, Nuri Paşanın Bakü’yü Ermenilerden azat etmesi şerefine yazılmıştır, ta 1900’lerin başında. Belki de bu yüzden olacak ki Ermeniler kıvranıyorlar. Ermeniler Nuri Paşa gelene kadar bir ay içinde Azerbaycan’da tam 150 bin insan katlettiler.
Lütfen bu konuda yardımcı olun, şarkının bir Ermeniye değil de, Azeri Üzeyir Hacıbeyov’a ait olduğunu yayınlayabilir misiniz?..
Allah rızası için bari siz yayınlayın. Yazık o kadar şehit düşen insana. Diğer gazetecilere de yazdım ama kimse doğruyu yayınlamadı.”
KEREM DOKSAT DİYE BİR PSİKİYATRİST
Biz nelerle uğraşırken, ıvır zıvırlarla, yalanlarla uğraşanlar da var. Şimdi buna bir örnek vereceğim.
Kerem Doksat diye bir psikiyatri profesörü var İstanbul’da.
Sağda solda -nedense- beni eleştirmeyi “ruhsal görev” edinmiş herhalde!..
Ceviz Kabuğu arşivine baktım, üç kere konuşmacı olmuş. Benden “hazzetmediğini” söylüyor. Acaba bu programlardan sonra mı hazımsızlık başladı?..
Eleştirilerinde ne dediği belli değil. (Kendisine dava açacağım için çok ayrıntıya girmeden özetlemek istiyorum.)
Bana bir taraftan Bahai ve Mason demeye getiriyor; bir taraftan da bunlara hakaret ettiğimi söylüyor!..
Ben ne Bahaiyim (ayrıca nasıl olunuyarsa!), ne de Mason!..
Kimliğim şudur: Öz be öz Türk, hurafelere karşı gerçek Müslüman, rozet ve salon Atatürkçülüğüne karşı gerçek ve bilinçli bir Atatürkçüyüm.
Kerem Doksat’ın e-postasının bana geldiği dakikalarda -ne ilahi tesadüf ki- başımı kaldırıp ekrana baktığım da kendisini gördüm! Habertürk televizyonunun canlı yayınında “Eşçinsellik hastalık değildir” diye konuşuyordu!.. (Habertürk, 3.12. 2008, Çarşamba, saat 17.45) Tarihteki biseksüel(eşcinselliğe) büyük örnekler vererek savunuyordu. “Selamün aleyküm” diyen diğer konuşmacıyı (Dr. Mustafa Merter) eleştirmek adına, ABD’de bir kongrede bir biliminsanının kendisine “İslam ülkelerinde oğlancılık var” dediğini kanıt olarak sunuyordu!.. “Hastalık olmayan bir şeyi tedavi edemezsiniz” diyordu.
Allah hepimize akıl, fikir ve ruh sağlığı versin. Tabii bilim de.
Ama psikiyatrist Kerem Doksat’ın önce adaletle halletmesi gereken bir konu var. Az sonra..