Neden MHP
Geçtiğimiz salı günü Habertürk televizyonunda katıldığım programda sunucu "Neden MHP'den adaysınız?" diye sordu. Neden MHP'den adayım? Çünkü, Türkiye büyük bir politik, ekonomik, dış politik ve sosyal kaosa sürükleniyor. AKP Hükümeti, devleti ve ekonomiyi felç olmanın eşiğine sürüklemiş durumda. AKP Hükümetinin Türkiye'nin içine girdiği bu ağır politik, ekonomik ve sosyal buhranı açmak için bir programı yok.
Hükümet, Türkiye'yi PKK'ya inisiyatif üstünlüğü veren bir iç çatışmanın eşiğine getirmiş olan müzakere politikalarını sürdürmekte ısrarcı görünüyor. Ekonomik alanda AKP bol sıcak para, düşük kur, dış kaynağa bağımlılık ve yüksek cari açık ile ithalata ve iç piyasaya dayalı büyüme politikaların ısrar etmeye devam ediyor. Dünyanın en kırılgan ekonomisinde yaşıyoruz.
AKP Hükümeti izlediği dış politika ile Türkiye'yi "değerli yalnızlık" adını verdiği politikaları ile dünyada yalnızlaştırmış durumda. Ortadoğu'da dostumuz kalmadı. Kişisel kızgınlıklara ve hırslara dayanan bir dış politika anlayışı, Türk ekonomisinin önüne Orta Doğu'da Çin Seddi ördü. Türk iş dünyası Orta Doğu'daki bütün büyük projelerden dışlanıyor.
Sosyal alanda ise Türkiye, Erdoğan'ın "böl ve yönet" politikaları sonucunda düşman kamplara ayrılma sürecinde hızla ilerliyor. Karşılıklı tahammülsüzlük ve gerilim artıyor. Her an patlamaya hazır bir sosyal gerilim içinde yaşıyor. Özetle, ülkemiz ve toplumumuz büyük bir felaketin eşinde yaşıyor.
Haziran 2015 seçimleri Türkiye'nin ağır krizden koma haline geçiş öncesindeki son çıkış imkanı. Bu noktada, Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye'nin önündeki tek politik ümit. MHP, Türkiye'yi içine sürüklendiği politik, ekonomik, dış politik ve toplumsal felaket sürecinden çekip çıkaracak tek politik güç. MHP, İstiklal Harbi'nin ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş felsefesinin tek politik mirasçısı olan parti. Bunun anlamı milli devlet ve üniter devlet konusunda MHP tek tavizsiz olan parti. Türkiye'nin Güneydoğu Anadolusu'nun PKK kontrolüne müzakereler ile bırakılmasına karşı açık bir şekilde karşı çıkan ve PKK'ya yenilmeden YENEREK aşmanın yolunu Türkiye'nin önüne koyan tek parti.
MHP, Türkiye'nin tüketim ve dış borç çılgınlığı ile çökme eşiğinde olan ekonomisini de tüketimden üretime dayalı bir ekonomiye dönüştürmek üzere bir programı olan tek parti. MHP'nin böyle bir ekonomiyi yönetecek ekonomi kadroları da mevcut. Bu kadrolar bağırıp çağırmadan teknik olarak çok güçlü donanımları ile gerek Türk iş dünyasına gerek dünya ekonomisine sağlıklı ve doğru mesajları veren isimler. MHP, ekonomide gerçek istikrar mesajını veriyor, ekonomiyi en kırılgan ekonomi olmaktan sağlıklı ve sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma zeminine çekmeyi hedefliyor.
MHP dış politikada da Türkiye'yi sözde değerli yalnızlıktan kurtarmayı ve komşular başta olmak üzere dünya ile barışmayı hedefliyor. MHP iktidarında Türkiye, dünya ve komşuları kavga eden, gerilimler yaşayan bir Türkiye değil, "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesi ile birlikte çalışan bir ülke olacaktır. Türk dış politikası, ideolojik bir yaklaşım ile bir siyasi partinin menfaatlerine kurban edilmeden hayattan kopuk idealler zemininde değil, gerçekçi dış politika anlayışı ile bütün Türk milletinin ve devletinin menfaatleri, gerçekleştirmeyi hedef alarak şekillendirilecek ve yürütülecektir.
Orta Doğu politikası bir iç savaş sürecinden geçerken İslam Konferansı Örgütü eski Genel Sekreteri E. İhsanoğlu'nun MHP adayı olması MHP'nin Orta Doğu politikalarında çok etkili bir hale gelmesinin önemli adımlardan birisini teşkil edecektir. Artık, Washington, Moskova, Riyad, Tel Aviv daha sık MHP'nin Orta Doğu politikalarına dönüp bakmak zorunda kalacaklardır.
MHP, AKP'nin gerilim politikası ile böldüğü toplumumuzu birleştirecek partidir. MHP'nin hem AKP'lilerin hem CHP'lilerin 2. partisi olması MHP'nin neden toplumsal barış adası olacağını gösteren kanıttır aslında. Ben bu nedenler ile MHP'deyim. MHP'den adayım. MHP Türkiye için çarenin diğer adıdır.