Neden bugün birbirlerinden özür diliyorlar?
Meclis Genel Kurulu’nda AKP Grup Başkanvekilinin sözleri ile verilen yanıtları resmi tutanaktan özetliyorum:
Leyla Şahin Usta:
“Bu ülkenin şanlı ve şerefli tarihine kimse bir laf söyleyemez. Hele ki bu lafı söyleyenler binlerce masum insanı terör eylemlerine, PKK'ya destek vererek, Kandil'den talimat alarak söyleyenlerse hiç itibar görmez.
Kandil'den talimat alarak kendi maaşlarını bile Kandil'e göndererek bu millete hizmet edilmek için seçilip bu milletvekili kürsülerine oturanların bize akıl, ders vermeye haddi değildir.”
Hakkı Saruhan Oluç:
“Attığı iftirayı, maaşlarımızı Kandil’e gönderdiğimize dair eğer kanıtlamazsa kendisi müfteridir, müfteri ilan ediyoruz onu. Leyla Şahin Usta bir müfteridir.
Siz ne demek istiyorsunuz 'Maaşlarını Kandil'e gönderenler' diye? Azıcık utanma olur insanda.
Şu fotoğrafı görüyor musunuz; bu fotoğraf 28 Şubat 2015’te Dolmabahçe‘de yapılan mutabakatın fotoğrafı.
Kim var? Efkan Ala; sizin başkanvekiliniz, Yalçın Akdoğan; sizin geçen dönem milletvekiliniz, Mahir Ünal; sizin yönetiminizde olan bir kişi. Oturmuşlar bir mutabakat imzalamışlar bizim heyetimizle.
Kayıtlara geçmesi gerekiyor. Müfteri ilan ediyoruz. İspat etmesi gerekiyor. Yok böyle bir usul! Ayıp! Utanın siz ya, utanın! Müfterisiniz, müfteri.”
Leyla Şahin Usta:
“Eğer bir grubu itham edecek sözlerde bulunduysam, yanlış anlaşıldıysa ben de özür dilerim.”
AKP ile DEM arasındaki bu tartışmaya haydi ben de katılayım.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan onay ve talimat verdi 28 Şubat 2015’te Dolmabahçe Toplantısı yapıldı.
HDP heyeti ile AKP heyeti Dolmabahçe’deki başbakanlık ofisinde anlaşma sağlayarak 10 maddelik mutabakata imza attılar.
Erdoğan dedi ki;
- “Bu demokratik açılım süreci ile başlayan bir çağrıdır. Milli birlik ve kardeşlik projesi ile başlayan şimdi de çözüm süreci ile devam eden ve bunu artık noktalayalım diye hasretle beklediğimiz bir çağrıdır.”
Bu 10 maddeyi özetleyeyim:
1- Dağdakine Siyaset
PKK’nın silahlı-silahsız bütün unsurlarının, yeni dönemde siyaset yapabilmesinin önünün açılması. ‘Dağdan iniş ve ovada siyaset’ yapılması. Örgüte üye olmayanların da örgüt üyesi gibi cezalandırılmasını öngören TCK’nın 220’nci ve TCK’nın 314’üncü maddelerinin değiştirilip, hatta yürürlükten kaldırılması.
2- Özyönetim Modeli
‘Ulus Devlet’ tanımının, demokratikleşme yoluyla değiştirilmesi.
Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na atıfla yerelde ‘Demokratik Özerklik’ adı altında özyönetim modellerinin geliştirilmesi.
3- Eşit Yurttaşlar
4- Sivil Toplum Örgütü
PKK çizgisindeki ‘Kürt Siyasi Hareketi’nin öncülük ettiği ve devlet tarafından ‘hukuk dışı’ kabul edilen mevcut tüm siyasi, kültürel ve ekonomik örgütlenmelerin sivil toplum örgütü olarak kabul edilmesinin ve faaliyetlerinin kısıtlanmaması.
5- Bölgesel Kalkınma
Koruculuk sistemi ve boşaltılan köyler sorunu olmak üzere yaklaşık 30 yıldır süre gelen çatışma ortamının yarattığı tüm sosyo-ekonomik sorunların giderilmesi.
6- Yeni İç Güvenlik
İç Güvenlik Yasa Tasarısı’nın; Ceza, Siyasi Partiler ve benzer kanunlardaki kimi maddelerin yeniden düzenlenmesi. Terör suçlarına özgü infaz uygulaması insan haklarına uygun şekilde düzenlemesi.
7- Ayrımcılığa Son
8- Anadilde Hizmet
Anadilde eğitim hakkı taleplerinin karşılanması.
9- ‘Kürt’e Güvence
‘Türklük’ üzerine şekillenmiş Anayasa’daki vatandaşlık tanımının değiştirilmesi.
10- Yeni Anayasa
Demokratik vatandaşı ve toplulukları ulus-devlete karşı korumayı esas alan toplumsal konsensüsle oluşmuş bir anayasa.
Değerli okurlarım,
Bu mutabakata onay veren Erdoğan hükümeti ortada iken Meclis’te AKP ve eski HDP şimdiki DEM birbirlerini suçluyor ve sonra birbirlerinden özür diliyorlar.
İşte “çözüm süreci” dedikleri ancak “çözülme süreci” haline evrilerek neredeyse iç isyan yaratan AKP 14 Mayıs’ta Kemal Kılıçdaroğlu’na videolu PKK-CHP kumpası kurdu
Terörist başı Öcalan, “İmralı Notları” kitabında AKP ile HDP arasındaki tüm görüşme detaylarını tek tek açıklıyor.
Neden bugün birbirlerinden özür diliyorlar?
HDP ne kadar suçlu ise AKP de o kadar suçludur çözüm sürecinde.