Ne zaman akıllanacağız? (09 Mart 2009)
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Hristo-fiyasko Cumhurbaşkanlığı döneminin birinci yılının dolması dolayısıyla düzenlediği basın toplantısında yine Anavatan Türkiye’ye saldırdı. Hristo-fiyasko basın toplantısında Rum tarafının Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla sürdürülen müzakerelerdeki gerçek hedeflerini de açıkladı.
Bu açıklamaları okuyan 5 yaşındaki çocuk bile Rumun herhangi bir anlaşma istemediğini çok kolay anlayabilecektir. Halbuki bizi yönetenler, emperyalistlerin zoruyla, masa başında herhangi adil bir sonuç alınması güç olan müzakerelere devam etmektedir. 40 yıldır taraflar anlaşmamak üzere masadadır. Ve maalesef bu maskaralık sürüp gitmektedir.
Hristo-fiyasko basın toplantısında “Bizim hedefimiz Kıbrıs sorununun çözümüdür, ancak biz birçok kez çözüm anahtarının Türkiye’de olduğunu söyledik. Türkiye anlayış gösterirse ve politikasını, tutumunu değiştirirse Kıbrıs sorununa çözüm bulunacaktır.” diyerek bir kez daha saçmaladı ve Anavatan Türkiye’ye saldırmaktan geri kalmadı. Hristo-fiyasko Anavatan Türkiye’deki AKP iktidarının desteklediği ve Kıbrıs Türkünün kabul ettiği Annan Planına kendisinin ve partisi AKEL’in hayır dediğini ve çözüme karşı çıktığını ne kadar çabuk unuttu.
Hristo-fiyasko, Rum tarafının gerçek amacını da bir kez daha vurgulamış oldu.
Hristo-fiyasko ve Rum tarafı Kıbrıslı Türklerin içinde azınlık olarak ikinci sınıf vatandaş olarak yaşayacakları üniter Kıbrıs Cumhuriyetinin devamından yana olduklarını her fırsatta açıklamaktadırlar. Bizi Maronit’ten, Ermeni’den, Latin’den farklı olarak görmemektedirler. Birey olarak Kıbrıs Türkleri bizim eşitimizdir demekte ancak ayrı bir halk olarak siyasi eşitliğimizi inkar etmektedirler. 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğine de ortak olduğumuzu inkar etmektedirler. Tek hedefleri adayı Yunan yapmak olduğunu bile bile 40 yıldır Rumla neyi müzakere ediyoruz?
Emperyalizmin ve Rumun maskarası olduğumuzu, bunlarla boşuna vakit kaybettiğimizi artık fark etmemizin zamanı gelmedi mi?
Rum tarafı, kendine özgü, bizim tarafımızdan kabul edilmesi mümkün olamayacak, prensiplerine bağlı kalarak müzakereleri sürdürürken dünya kamuoyunu da müzakere süreci ile ilgili olarak kandırmaktadır. Rum tarafı her zamanki gibi oyun peşindedir.
Hristo-fiyasko’nun sürdürülen müzakerelerin şu ana kadarki sonuçlara ilişkin olarak da çıkmazların aşıldığını, hareketlilik yaratıldığını ve iki toplum ve bir çözüm için doğrudan görüşmelere başlandığını belirterek, “Çözüm zemini iki bölgeli ve iki toplumlu federasyon olarak teyit edildi ve uluslararası topluluğun Kıbrıs sorununa ilgisi canlandı ve uluslararası topluluk Kıbrıs Rum tarafının çözüm için samimi ve iyi niyetli olduğuna inandı. AB’nin belli bir rol üstlenmesi için devam eden çabalarımız ve temaslarımız meyve veriyor.” dedi. Hristo-fiyasko sonuçta kimileri için hüsranla sonuçlanacak müzakerelerin başarısızlık nedeni olarak Türk tarafını suçlayıp sorumluluktan kurtulmayı amaçlamaktadır. Rumlar bu taktiği her zaman uygulamış ve başarılı da olmuşlardır. Görünen köy kılavuz istemezken müzakerelere devam etmekle hata yaptığımızı ne yazık ki görememekteyiz. Hatamızı anladığımızda iş işten geçecek hem Kıbrıs Türkleri hem de Anavatan Türkiye zarar görecektir. Onurlu bir şekilde dünyanın önüne çıkıp Rumun uzlaşmazlıklarını ilan etmek ve KKTC tanınmadan hiçbir şekilde masaya oturulmayacağı artık açıklanmalıdır. Doğruyu bulup akıllanmamızın zamanı çoktan geldi de geçti bile...