Ne olur bizi bir kerecik şaşırtın!..
Başbakan Binali Yıldırım, al gülüm ver gülüm gazetecilerle gerçekleştirdiği muhabbet toplantısında 'FETÖ'yle ilgili "örgütün saydam olmayan yapısı ve karmaşık ilişkilerini düşündüğümüzde hepimizi şaşırtan farklı gelişmeler yaşanabilir" dedi. Rutin, toptan bir muhabbet toplantısını kendisine verilmiş özel demeçmiş gibi yansıtan ve tek tek Yıldırım ile fotoğraf çektirip aynı deşifre metnini gazetelerine özel haber logosuyla yapıştıran kabin ekibi memurlarının sözde haberlerini satır satır okudum. Kendilerinden beklediğimden değil ama çok şaşırtıcı olurdu. Biri de çıkıp, "Sayın Başbakan şaşırtıcı farklı gelişmelerden kastınız nedir? Ne gibi gelişmeler beklemeliyiz?", "17/25 Aralık'ta yaptığınız kavganın ardından bile bu örgütün 15 Temmuz 2016'ya kadar ne kadar tehlikeli olduğunu anlayamadınız, karmaşık ilişkilerini çözemediniz. Hain darbe girişiminin ardından Adalet Bakanı'nızın açıkladığına göre 50 bin 510 tutuklama yapıldı. 169 bin 13 şüpheli kişi hakkında da işlem yapıldı. Devletin tüm imkanları elinizde, kamuoyunun desteği arkanızda. KHK'larla yapamayacağınız şey yok. Hâlâ neyi çözemediniz veya çözmeye çalışıyorsunuz?" Bir de sorsalardı şaşırmaktan öte kıyamet alameti sayacağım, "Zaman geçtikçe bazı karanlık dosyaların üstü kapatılıyor mu acaba", "Hani hainlerin inlerine kadar girilmişti" soruları var. Neyse!..
Hapishane kurdelesi kesmekle övünen siyasi iktidarın sayesinde cezaevi yerleşkelerinde 'FETÖ'cülerden diğer mahkumlara yatacak yer kalmadı. Fakat, Ankara'da şu manzara da oldukça ilginç!.. İçişleri Bakanlığına gidiyorsunuz, "hâlâ 'FETÖ'cülere dokunulmadı", Ulaştırma Bakanlığına gidiyorsunuz "oo!.. Burada 'FETÖ'cüler kral hayatı yaşıyor", Maliye Bakanlığına gidiyorsunuz "ne olduğunu anlayamadık. Hâlâ 'FETÖ'cülerin etkinliği kırılamadı", Çevre Bakanlığına gidiyorsunuz, "burası 'FETÖ'nün çiftliği" deniyor. Saraydaki bir gruba göre, AKP Genel Başkanı R. Erdoğan hâlâ etrafındaki gerçek 'FETÖ'cülerin farkında değil!.. Meclis'i hiç sormayın. Kapı arkasında hangi AKP mebusu ile konuşsak, içlerindeki 'FETÖ'cülerin temizlenmemesinden dolayı ağız dolusu şikayet ediyor. Meclis darbe araştırma komisyonunun son dakika eklemeleri yapılan raporuna bakıyorsunuz, 'FETÖ'nün siyasi ayağının yerinde yeller esiyor. Sanal alemde bile çok rahat bulup seyrettiğiniz bir zamanların meşhur Pensilvanya ziyaretleri fotoğrafları, "hocam, değerli bilim adamı ne olur gel Türkiye'ye. Sen ne büyük adamsın" salya sümük ağlamalı videoları, TBMM tutanaklarındaki methiyeler somut belge olarak ortada dururken saydam olmayan yapı!.. Öyle mi?..
Aslında bunlara şaşırmıyorum!.. Ha!.. Bir de R. Erdoğan'ın tekrar AKP Genel Başkanlığına seçildiği olağanüstü kongre öncesinde ve sonrasında çok sık dillendirilen kabine revizyonu vardı. Ne oldu? Hâlâ yapılmadı. Şaşırmıyorum!.. Çünkü, aşağıdaki şu ifadeler saray kaynaklarına ait;
"Bakanlar Kurulu revizyonu ile artık konuşmak istemiyoruz. Çünkü boşa çıkıyor. Bakanlar Kurulu değiştirilemedi... Yapılsa, hareketlilik sağlardı. Etkin bir 'FETÖ' operasyonu yapılamadı, etkin bir temizlik yapılamadı. Ekonomik alanda tıkandık. Bütün enerjimizi 15 Temmuz etkinliklerine ayırdık. Sağlıklı gidişat değil. Halk, 'bunlar yoruldu değişmeli' demeye başladı. Parti içinde büyük sıkıntı var. Herkes tetikte bekliyor. Emniyetin, ordunun, bürokrasinin içinde kendisi 'FETÖ'cü olmayıp da karşı olanlar var. Kimin nerede ne yapacağı da belli değil. Çekiniliyor..."
Saydam olmayan ve karmaşık ilişkilerin direkt adresi AKP. Acaba içeriye dokunursak, hükümeti düşürecek gelişmeler olur korkusu mu var?.. Yoksa... Haydi bakalım şaşırtın bizi!..
*****
Yörük kadınlardan rezalete tepki!..
***
TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın, kendisine yönelik hakareti için özür dilemek yerine yine itham edici savunmasına, Meral Akşener gayet çarpıcı bir şekilde cevap verdi. Haber sütunlarında okudunuz. Tekrarlamayacağım. İsmail Kahraman'ın imza attığı çirkinliğe bir tepki de Ankara Yörükler Türkmenler Kültür Derneği Genel Başkanı Diş Hekimi Nesrin Günel İçay'dan geldi. Öfkesini dile getirmek için YENİÇAĞ'ı telefonla arayan Nesrin Hanım şunları söyledi; "Hanımların siyasete atılmalarının önündeki en büyük engellerden birini yakın zamanda Sayın Meral Akşener Hanımefendinin şahsında yaşadık. TBMM Başkanlığı makamında oturan kişinin sırf bayan olduğu için hanımefendiye yaptığı hakaret bizleri derinden yaraladı. Politikacılar yaptığı ya da yapmadığı eylemlerinden dolayı eleştirilebilir ama hanım olmaktan dolayı vurulamaz. Kişinin kendi yakını bayanlara bunlar söylenseydi ne hissederdi?
Bu davranış ne Türk geleneklerine ne de Müslümanlığa sığar. Türkler binlerce yıldan beri kadın ve erkeği eşit görmüştür. Ama son yıllarda ülkemizi yönetenlerin kadına dolayısıyla da Türk toplumuna bakış açıları bozuktur. Son 15 yılda kadınlara ve çocuklara yapılan şiddet yüzde bin dörtyüz artış gösterdi. Bu nasıl açıklanabilir. Siyasete etiği, anlayışı, ülkemizi muasır medeniyet seviyesine ulaştırmayı ancak hanımlar gerçekleştirebilir. İstiklal harbinde kadınlarımızın neler yaptığını hepimiz biliyoruz. Ama korkunun bir faydası olmayacak. Lütfen beyler Türk kadınını engellemekten vazgeçin."
Yörük Nesrin'in bu delikanlı açıklamasının altına imzamı atıyorum...