Ne olacak bu beş bin militan?
Türkiye’nin birinci problemi PKK değil mi? Kimi hayır, ülkenin birinci çözmesi gereken ilk sorun demokrasisizlik diyor. Kimi, “Ergenekon terör örgütü” diyor, kimi, ne şu ne bu, ülkenin baş sorunu “işsizlik” diyor.
Felsefe yapacak, yani, bize göre ülkenin birinci problemi hangisi ise onu söyleyip ardından da kendimizce gerekçeler sıralayacak halimiz yok. İster işsizlik olsun, ister Ergenekon olsun, ister başka şey olsun, sınırımızın hemen ötesinde elinde silah, beş bin terörist var. Dile kolay, tam beş bin terörist. Kimi on yıldır, kimi yirmi yıldır dağda. İşleri, insan öldürmek, beyaz ticareti, petrol kaçakçılığı yapmak, haraç toplamak. Fidye almak. Belki tamamı ateist. Ve arkalarında bir hayli iç ve dış destek...
Onlar orada durdukça Türkiye’ye rahat olmadığı kesin. Gidip kökünü kazıyabilecek miyiz? Şu saatten sonra bu mümkün gözükmüyor. İyi de ne olacak? Hükümetin “Açılım” dediği şey, bir felaket senaryosundan başka bir şey değil. Kıyısından köşesinden zerre kadar faydalı olacağına inansam, vallahi destekleyeceğim. Uygulama ile gördük ki “açılım”daki niyet ve hedef Kandil’dekilerin Türkiye’ye sokulması. Bu, ülkenin tamamının Kandil haline gelmesi demek. Çünkü bunların okumuş yazmışı, sandıktan çıkmışı, “İşgalci TC Kürdistan’dan defol” diyor, “Diyarbakır gönlümüzün başkenti” nutukları atıyorsa, onlarca yıl dağda kalmış, asker şehit etmiş, Kürt katletmiş, beyaz ticareti yapmış, haraç toplamışı daha aşağısına razı olur mu? Adam şu haliyle devletten korkmuyor, korksa devletin karşısına silahla dikilmezdi. Dağdan sınıra kadar ayaklarına kırmızı hali döşenince mi korkacak, hayır, bilakis o durumda kendini muzaffer bir ordunun mensubu olarak görecek, şunuda ver, bunu da isterim diye dayatacak da dayatacak!
“Açılımın” sonu bu. Velhasıl AKP’nin dağdaki beş bin terörist için bir çözümü yok. Çözüm dediği, topluca intihar gibi bir şey.
İşte tam burada ben yine soruyorum: Ne olacak bu beş bin terörist?
İktidar, teslim olmuş gözüküyor. Peki muhalefetin bir çözümü var mı? Sence var mı ey okuyucu? Duydun mu CHP’den bir ses? Hangisi söyledi Kandil’deki beş bin katilden Türkiye’yi nasıl kurtaracağına dair bir şey? Baykal’ın vatanperverliğine, dürüstlüğüne zerre şüphem yok, ama beş bin teröristi dağdan nasıl indireceğine dair ne düşündüğünü ben bilmiyorum. Belki, kardeşim sen bilmiyorsan bizim suçumuz ne, rapor hazırladık, arada sırada söylüyoruz falan diyeceklerdir.
O zaman ben, “Eğer buysa çözümünüz, sizde kalsın!” diyeceğim, çünkü ben bile bir şey anlamamışsam ne dağdaki militan bundan bir şey anlamıştır, ne onları Türkiye içerisinden besleyen ve bekleyen yakınları bir şey anlamıştır. Dahası, gelsin bizi PKK’dan kurtarsın diyecek olan halk da bir şey anlamamıştır bundan? Zaten “bugün seçim olsa kim ne alır?” özneli anketler de böyle söylüyor.
Ya MHP?
Tık yok.
CHP için söylediklerimiz MHP için de geçerli. Devlet Bey yahut onun adına konuşanlar, söyleyin, dağdaki militanı buradaki yakınlarını incitmeden, yani, bataklıkta yeni sivrisinekler oluşmasına meydan vermeden eritmeyi nasıl başaracaksınız? Var mı bir çözümünüz? Yok. Cindoruk’un partisinin yok, Sarıgül’ün söylemlerinde yok. Saadet’te yok. Velhasıl ufukta PKK ile mücadelede ülkenin dokusuna daha fazla halel getirmeden beş bin teröristi eritecek bir formül henüz kimsede mevcut değil?
İşiniz gücünüz eleştirmek.
Bu ayıp size yeter.