Ne de güzel soyumuzu kırdınız; elleriniz dert görmesin...
“Türksüz Ermenistan” yaratmak hayali uğruna 1900’lerin başında başlayan “Türklerden arındırma(!)” operasyonları... Git daha öncesine, “Şark meselesi”... Karabağ’ın jeopolitiği dolayısıyla küresel güç savaşında üstlendiği rol... Yani tarihsel kökenleri, yani siyasi, stratejik, ideolojik boyutları; hepsi bir yana...
Çok bir şey beklemiyor Azerbaycan Türkleri sizden;
Bir kerecik “vicdan”ınızla bakın Hocalı’ya!
“Roboski” derken zuhur eden, “Rojava” icat ettiren, “Dersim” diye yer gök inlettiren “insanlığınızla(!)”;
Varsa...
Bir televizyon dizisinde yüzünüze vurulunca; 500 yıl öncesinin yasını tutturan “vefa”nızla bakın...
***
30’larında bir adamsınız mesela; gece başınızı yastığa birlikte koyduğunuz eşiniz, sevdiğiniz, yariniz yok yarın sabah uyandığınızda yanınızda... Daha kötüsü, yanınızda ama kasaturalar vurulmuş karnına, göğüsleri paramparça...
Bir annesiniz mesela; bu gece öpe koklaya beşiğine yatırdığınız çocuğunuz, kafa derisi soyulmuş halde verilecek yarın sabah kucağınıza...
Anne adayısınız; kurduğunuz kız mı erkek mi hayallerinden hançerlenerek uyanacaksınız; doğmamış bebeğiniz karnınızdan çıkarılıp futbol topu yapılacak canilerin ayaklarında...
Bir babasınız; ozanlık talimi yaptırıyorsunuz oğlunuza; sonra, yarın kafatası yarılmış, beyni dışarıda yem yapılıyor kurda, kuşa; ağıt düşüyor sazınıza, feryat...
Cıvıl cıvıl bir öğretmensiniz; “çiçek” leriniz yerlere saçılmış; kandan, revandan, yaralardan, oyuklardan tahmine bile korkuyorsunuz minik, cılız bedenlerine reva görülen hunharlığa...
Dedeler, nineler, fidan gibi kızlar, oğlanlar, cenin haldekinden kundaktakine, kucaktakine çocuklar, kadınlar, erkekler; bir kasaba dolusu insan bunun kat ve kat fazlasını yaşadı Hocalı’da!
***
Öz vatanlarında savunmasızdılar(!); kendi evlerinde kuşatılmış halde...
Elektriksiz, telefonsuz, ulaşımsız, irtibatsız; cellatlarını beklediler sadece... Sivildiler, av tüfekleri dahil kendilerini savunacak neleri varsa toplatılmıştı; silahsızdılar...
Sonra...
Tam bu geceyi yarına bağlayan saatlerdi, onlar geldiler; Ermeni işgalciler... 200 “gönüllü” tarafından korunmaya çalışılan mahzun Hocalı’yı 9 tank, 4 zırhlı taşıyıcı, 70 piyade zırhlı savaş aracı, 4 Strela -10 roket sistemi, 8 top, 57 havan topuyla yerle bir ettiler... Diri diri yaktılar insanları; havada bir barut, bir kan bir de gazetecileri kusturan insan eti kokusu vardı...
Ezberi seviyoruz ya, “63’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70’i yaşlı olan 613 kişi öldü” deyip kapatıveriyoruz dosyayı;
Bir kişi olsa ne fark eder, katliam yine katliam sonuçta da, yine de not düşmekte fayda var:
Gerçeğin fotoğrafını çekmiyor o rakam.
“613” Ermenilerle yapılan pazarlıklar sonucu cenazeleri alınıp defnedilebilenlerin sayısı; çoğu Ağdam’a gitmeye çalışırken Ermenilerin ateş açmama sözü verdikleri ormanda öldürülenler... “Hocalı’dan sonrası”nın bilançosu bu! Hocalı’da kime, ne oldu sorusu cevapsız hâlâ... Ermeni gazetecilerin bahsettikleri o “ceset dağları”nda saklı hâlâ “Hocalı soykırımı”nın asıl faturası!
***
BM Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşmesi “soykırım”ı, “milli, etnik, ırki veya dini bir grubu kısmen veya tamamen imha etme” olarak tanımlıyor.
Ermeni işgalciler Hocalı’ya “Bir tek Türk bile kalmayacak” naralarıyla girdiğine göre; bu “soykırım” değilse ne?
Yayınladığı bildirilerde “kara sayfa” diyor, “insanlığa karşı suç” diyor, “katliam” diyor da niye bir türlü “soykırım” diyemiyor TBMM?
Ve şimdi sadece ikisinden çekilirlerse geriye kalan Türk “rayon”larını Ermenistan’a bırakmaktan ve sınırları açmaktan söz ediyor Düşişleri!
Uğruna Bursa Atatürk Stadı’na Azerbaycan bayrağı sokturmamanız yetmedi, “Hocalı’dan önce, Azerbaycanlılar bizim şaka yaptığımızı sanıyordu, Ermenilerin sivil topluma karşı el kaldırmayacaklarını sanıyorlardı. Biz bunu kırmayı başardık...” diyen, 1991-1994 yılları arasında, yani işgalin başından ateşkese kadar “Dağlık Karabağ Savunma Ordusu(!)”nun komutanı olan Sarkisyan’a terk etme planları yapıyorsunuz Karabağ’ı ha!
Sonra?
Ağrı mı var sırada?
Oldu olacak bir de “Ne de güzel soyumuzu kırdınız, elleriniz dert görmesin” deyip övünç, gurur, cesaret, takdir nişanları takın kanlı üniformalarına!
AB’ye, AKPM’ye, BM’ye kızıyoruz da; bu ülkeyi yönetenler ne kadar sahip çıkıyor Azerbaycan’ın kabirsiz şehitlerinin emaneti ve hâlâ yüzde 20’si işgal altında tutulan Türk topraklarına?
---
Not: Bugün saat 13.00’te, Ankara’da Barolar Birliği Av. Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi salonunda, Azerbaycan Büyükelçiliği ve Türkiye Barolar Birliği’nin ortaklaşa düzenlediği “Hocalı Katliamı ve Karabağ Sorunu” paneli yapılacak; gidin, dinleyin, öğrenin derim...