Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Nazarbayev'in verdiği mesaj

Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, önce Nahcivan’da ardından da Ankara’da Türk Dünyasına yönelik hayati önemi haiz adımların atılmasını sağladı. Nazarbayev’in, “Türklüğümüzü çocuklarımıza ve bütün dünyaya öğretelim” demesi ise bu konudaki boşluğu göstermesi bakımından düşündürücüdür. Türk Devletler Konseyi ve Türk Dünyası Akademisi kurulması gibi Türk Devletleri arasında birçok kurumsal yapının hayata geçirilmesini sağlayacak önerileri de yine Nazarbayev gündeme getirmiştir.
Nazarbayev’in söylediklerini duyanlar, Türklük ve Türk Dünyası yönünden yüz yıl önceki gelişmeleri hatırlamış olmalılar. Fethi Ali Ahunzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, Mehmet Emin Resulzade, İsmail Gaspıralı vb. düşünürlerin tamamı, Çarlık Rusya’sının işgali altındaki topraklarda Türklüğü muhafaza için hayatlarını tehlikeye atarak mücadele etmişlerdi. Bilge Kağan’dan Mustafa Kemal’e kadar uzanarak bugüne ulaşan Türklük mücadelesinin bugün yepyeni şartlarının bir halkası olarak Nazarbayev’in ortaya çıktığı görülmektedir.
Kazakistan’ın lideri, günümüzde bütün Türk Devletlerinin yeryüzünde özgür olarak yaşayabilmesinin en önemli şartının birlik içinde olmalarından geçtiğini savunmaktadır. Yine bu birliğin Türkiye-Azerbaycan-Kazakistan eksenli olması gerektiğinin de farkındadır. Bu nedenle de Türkiye ile Kazakistan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine özel bir önem atfettiği görülmektedir.


Çok yönlü ve çok dengeli bir strateji
Diğer yandan Nazarbayev, Türk Devletleri arasındaki işbirliğinin sekteye uğratılmaması için bölgede hayati çıkarları olan güçlerle de iyi ilişkiler kurulması gerektiği kanaatindedir. Bu bağlamda Nazarbayev, Türkiye ile Rusya’nın işbirliğinin daha da iyileştirilmesi gerektiğine özel bir vurgu yapmıştır. Nazarbayev, “Rusya devlet başkanına da bunları söylüyorum. Çünkü tarihte neler olmadı. Bunların hepsini unutmak ve geleceğe bakmak lazımdır”. Ayrıca Nazarbayev, Türkiye’nin AB’yle olan ilişkilerine de atıfta bulunarak “Yönünüzü AB’ye dönerek, bizi de unutmayıp Rusya ve Kafkaslarla da iyi olursanız, AB de size çok farklı bakacaktır” demiştir. Bu bağlamda Nazarbayev, Kazakistan’ın Bakü-Ceyhan hattı üzerinde kurulacak rafineriye ortak olmak istediğini, Nabucco projesine de destek vereceğini açıklamıştır.
İşin ironik yanı, Nazarbayev, “Türklüğümüzü çocuklarımıza ve bütün dünyaya öğretelim” derken, Türkiye’deki ktidarın, Türklüğü tartışmaya açmasıdır. Bu bağlamda Türkiye’de 20. Yüzyılın başında yapılan tartışmaların hemen hemen aynısının 21. Yüzyılın başında da yaşanması ilginçtir. “Türk/Türkiyeli”, “Osmanlıcılık/Yeni Osmanlılık”, “İslamcılık/Ilımlı İslam”, “Batıcılık/AB’cilik” ve “ABD ile İşbirliği/ABD Mandası” vb. tartışmalar birbirinin izdüşümü olan tartışmalarıdır. Türkiye’de taraflar yüz yıl önceki pozisyonlarını aynen muhafaza ediyorlar. Türkiye’de Türklük ile ilgili tartışmalara kuzeyden gelen düşünürlerin fikirleri ile Mustafa Kemal’in zaferi son vermişti. Günümüzde de Nazarbayev’in Türk Devletler Birliğiyle ilgili olarak ortaya koyduğu bu görüşlerden alınması gereken dersler vardır. Türkiye’deki iktidar ABD’nin tarihi çıkarlarını değil Türkiye’nin tarihini devam ettirmek durumundadır. Aksi durumda tarihten kopuk iktidarların yerinin tarihin çöplüğü olduğunu yine tarih yazmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları