Nasıl bir Cumhurbaşkanı tercih edeceksiniz?
21 yıl belli bir zihniyetin çizgisinde ülkemiz yönetildi.
Doğrularıyla ve yanlışlarıyla.
*
14 Mayıs 2023 tarihinde halkımız, cumhuriyet tarihinin en önemli seçimi için sandık başına gidecektir.
Ya laik cumhuriyete tamamen son nokta konup sömürenlerin, milletin kanını emenlerin, siyasal İslamcıların, baskıcı rejimin, gericiliğin, Emevi yobazlığının, din tüccarlarının hâkim olduğu bir ülke tercih edilecek, ya da çağdaş yolda ortak aklın, bilimin hâkim olduğu, laik demokratik cumhuriyete evet deyip yasaklara, baskılara, yolsuzluklara, adaletsizliklere vs. kısacası çöken karanlığa "Dur" denilerek ülkemizin tekrar fabrika ayarlarına, birinci sınıf demokrasiye döndürülmesi tercih edilecektir.
Evet; "14 Mayıs 2023, köprüden önceki son çıkıştır."
*
Bütün bunların ışığında seçeceğiniz Cumhurbaşkanı nasıl olsun?
- Bugün FETÖ'nün bıraktığı yerden devam etmekte olan tarikat ve cemaatlere gönülden bağlı, FETÖ'cü alçaklara her türlü desteği vermiş, FETÖ ile gönül bağları olmuş olan mı, yoksa "FETÖ'nün ağır toplarını" ortaya çıkaracak birisi mi?
- Binlerce yıllık tarihe sahip bir milletin bir arada yaşamasının yegâne reçetesi olan laik cumhuriyete ve Atatürk'e düşman olan, birlik ve beraberlikten uzak, milleti "siz, biz" diye bölen birisi mi olsun?
- Mustafa Kemal'in askerlerini hapishanelerde çürütenlere her türlü desteği vermek suretiyle Türk ordusunu zafiyete uğratarak 20 adet adamızın Yunanistan tarafından işgal edilmesine vesile olan, bu işgallere ses çıkarmayan birisi mi olsun, yoksa bu işgallerde sorumluluğu bulunan herkese hesap soracak, bu adaları tekrar alacak birisi mi?
- İç barışı yok edip halka parmak sallayan, torunlarımızın dahi borç içinde yaşamalarına sebep olan ve ekonomik kaynaklarımızı çarçur eden birisi mi olsun, yoksa liyakatli kadroları iş başına getirerek Türkiye'nin sorunlarını çözecek, kurumları şeffaf ve denetlenebilir, hesap verilebilir hale getirecek birisi mi?
- Başta Kızılay'ı ve bir çok devletin kurumunu amacı dışına çıkarıp usulsüzlüklerle anılan, güvenilmez hale getiren, kurumlara liyakatsiz, deneyimsiz kim varsa dolduran birisi mi olsun, yoksa bütün kurumları ıslah edecek birisi mi?
- Statlarda, "İktidar istifa" diyerek demokratik hakkını kullananlar için "Stada siyaset giremez." diyen, fakat camileri, kışlaları, Diyaneti, kurumları siyasete bulaştıran, ahlak ve adaleti çürüten birisi mi olsun, yoksa bütün buraları siyasetten arındıracak birisi mi?
- Ülkesini, toplumdaki bütün kesimi düşünerek hareket edecek birisi mi, yoksa dünür, eş, dost, yandaş kimler varsa onları düşünerek hareket edecek birisi mi olsun?
-Yandaş şirketlerin, yandaş belediyelerin, partililerin bütün pisliklerini örtme gayretinde olan birisi mi, yoksa bütün bu pislikleri ortaya çıkaracak, bu pisliklere bulaşanları yargı karşısına çıkaracak birisi mi olsun?
- Partili olan bir kimsenin tarafsız olması akla ve mantığa aykırıdır. Eskiden Cumhurbaşkanları partili değildi ve de tarafsızdı. Ettikleri yemine sadık kalırlardı.
Sevgisi, hoşgörüsü, merhameti olmayan, adalete, bilime saygısı olmayan, ötekileştiren, ayrıştıran, bütün inançları kucaklamayan, konuşanı sindirmeye çalışan, tarafsız olmayan, sadece belli bir zihniyeti kucaklayan birisi mi olsun, yoksa tarafsız olan, partili olmayan, 85 milyonu kucaklayacak, sevgiyi kendisine ilke edinmiş, ettiği yemine sadık kalacak birisi mi?
-Muhalif görüştekileri içine sindiremeyen, sürekli tehditler savuran ve hedef gösteren, eleştiriye açık olmayan, ifade özgürlüğünü kısıtlayan, Anayasa'yı ve AİHM kararlarını takmayan, özgür medyaya RTÜK marifetiyle cezalar yağdırarak susturmaya çalışan birisi mi?
- Savcıların ve hâkimlerin yukarıdan esen rüzgarlara göre hareket etmesini sağlayan, yargının bağımsızlığını çöpe atan birisi mi olsun, yoksa yargı mensuplarının yasalar doğrultusunda vicdanıyla karar vermesini sağlayacak, bir denge sistemi olan kuvvetler ayrılığını tekrar tesis edecek birisi mi?
- İslam'ın barış dini olduğunu anlayamayan, kindar nesil isteyen, iç cepheyi kutuplaştıran Ezan, Kur'an, Allah, peygamber diyerek dini ticarete ve siyasete alet edip toplumu Allah'la aldatan, harp okullarının kapısını tarikat ve cemaat mensuplarına açan birisi mi olsun, yoksa her inanca saygı duyan, dinden nemalanmayan, toplumu Allah'la aldatmayan, harp okullarını tarikatlara kapatacak birisi mi?
- 10 milyon mülteciye kucak açıp ülkemiz için "BEKA SORUNU" yaratan, ülkemizdeki genç beyinlerin göç etmesine vesile olan birisi mi olsun, yoksa bu mültecileri ülkesine gönderecek, genç beyinlere hak ettikleri değeri verecek birisi mi?
- "Depremde anasını ve babasını kaybetmiş, kimsesiz kalmış çocukları evlat edindiğinizde onlarla evlenebilirsiniz" fetvasını içine sindirebilen, küçük kız çocuklarına tecavüz ve tacizde bulunan bazı din adamı kılıklı şeytanlara ses çıkarmayan, bunların pisliğini örtme gayretinde olan birisi mi olsun?
Andımızı, T.C.'leri, dağlardaki Türk bayraklarını ve "Ne mutlu Türk'üm diyene" yazılarını kaldıran, Atatürk'ün ismini ve millî bayramlarımızı silme gayreti gösteren birisi mi olsun, yoksa bunları tekrar getirecek birisi mi olsun?
- ABD ve İsrail yapımı, ülkemizi de parçalama projesi olan BOP'un eş başkanlığına soyunan birisi mi olsun, yoksa bu projeye karşı dik duracak birisi mi?
- Bilimin yerine hurafeler peşinde koşan, her olumsuzluğu kadere bağlayan fakat olumlu ne varsa onları da üstlenen birisi mi?
***
Efendim;
Eskiden seçime giderken seçimden üç ay önce şaibe oluşmaması için İçişleri, Ulaştırma ve Adalet Bakanları istifa eder yerlerine siyasi kimliği olmayanlar (genellikle de müsteşarlar) atanırlardı. Şimdi bu yapılmıyor. Bakanlar kamu görevi yapan kişilerdir. Dolayısıyla seçimde şaibe oluşmaması, görevinden aldığı güçle devlet olanaklarını seçimde kullanmaması dolayısıyla iktidar ve muhalefetin seçime eşit şartlarda girmeleri için adı geçen bakanların istifa etmeleri gerekirken bu istifalar gerçekleşmedi.
***
Laik Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkarak yerine "Afganistan, İran benzeri bir İslâm Devletinin" kurulması için koşullar kapsamlı bir şekilde sağlanmıştır.
"Ben milliyetçiyim" diyenler;
Bu koşulların sağlanmış olduğunu, "Türk milliyetçiliğinin hiç bugünkü kadar aşağılanmadığını" göremiyor musunuz?
"Keşke Yunan kazansaydı" diyenlere desteği kimlerin verdiğini de mi bilmiyorsunuz?
"Keşke Yunan kazansaydı" diyenlere destek veren kesimin Türk olması ya da Türkleri sevmesi mümkün olabilir mi?
Kaldırılan "ANDIMIZ",
Kaldırılan T.C. yazıları,
Dağlardan sildirilmiş olan "Ne mutlu Türk'üm diyene" yazıları.
Bütün bunları hiç mi görmezsiniz, hiç mi düşünmezsiniz?
***
Kasada ödeme yaparken;
"Ne aldık da bu fiyat" diyenler, bu soruyu şimdi sandığa gittiğinizde sorma zamanı.
***
SONUÇ;
Kısacası dünyanın en kapsamlı IQ testi 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacaktır.
Bu tarihte Türkiye'yi yönetecek bir iktidarı seçmeyeceğiz.
Kadınlar ya cumhuriyet ile elde ettikleri hak ve özgürlükleri kullanmaya devam edecekler, ya da bunları tamamen kaybedecekler.
Ya Anayasa'nın ve yasaların sürekli olarak çiğnenmediği, bağımsız bir yargının yeniden kurulacağı hukuk devletine kavuşacağız,
ya da kör karanlığa tam olarak batacağız.
Bu seçim "Var ya da yok olma seçimi" olacaktır.
Kimsenin yanlış yapma lüksü kalmamıştır.
***
Unutmayalım ki;
Her Firavun'un karşısına mutlaka bir Musa çıkmıştır.
Artık evlerde ampuller sönmeye başladı.
Evlerde ampuller sönüyorsa güneş doğuyor demektir.
Evet, güneş ufuktan çok yakında doğacaktır.
Çünkü geminin su aldığını, kaptanın gerçekleri söylemediğini, işlerin hiç de iyi gitmediğini artık herkes görüyor.
Bilinmelidir ki; "Sorunların kaynağı olanlar sorunlara çözüm de bulamazlar."
***
Seçimin sonucunu "GEÇİM ve VATANDAŞIN KARAKTERİ" belirleyecektir.
Ya istibdat,
Ya da özgürlük.
Ya otoriter, monarşik rejim,
Ya da birinci sınıf demokrasi.
Ya çöp olacaksınız,
Ya da çöpe atacaksınız.
"Sahipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır."
(Mehmet Akif Ersoy)