Müzakerelere artık “iki devlet” arasında devam edilmelidir..
Kıbrıs sorununa anlaşarak çözüm bulmak amacıyla 50 yıla yakındır müzakereler sürdürülmektedir. Bir elli yıl daha devam edilse müzakerelerden sonuç alınamayacağı ortadadır. Rumun ısrarla adayı Yunan yapma hedefi sonuca gidilmesini engellemektedir. Emperyalizmin ada gerçeklerini göz ardı eden tutumu çözüme engeldir. Süper güç olmaya aday Anavatan Türkiye’nin önünü kesmek için Kıbrıs sorunu ikide bir, yerli yersiz ortaya konmaktadır. Kimse Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs’ta yaptıkları mezalimi sorgulama yoluna girmek istememektedir. Gerçek bir Bizans oyunu ile karşı karşıya olduğumuzu bilmek ve buna göre hareket etmek zorundayız.
KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ile Rum lider Hristo-fiyasko New York’ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un eşliğinde üçlü bir görüşme yaptı. Görüşmeden sonra yapılan açıklamada tarafların müzakerelere Kıbrıs’ta devam ederek, BM Genel Sekreteri Ban Ki -Moon ile gelecek yıl Ocak ayının sonunda Cenevre’de yeniden bir araya gelip durum değerlendirmesi yapma kararı aldıkları belirtildi.Yani anlayacağınız New York’ta havanda su dövüldü. Görüşmenin “prosedüre yeni bir ivme kazandırmak açısından faydalı olduğu tezi” safsatadan başka bir şey değildir. Bazı kaynaklara göre tarafların 8 Aralık’ta Lefkoşa’da yeniden müzakerelere kaldıkları yerden devam edecek olmaları da herhangi bir şeyi değiştirmeyecektir.
Ocak ayı sonunda Cenevre’de gerçekleşmesi beklenen görüşmede herhangi bir sonuca varılamaması halinde BM’nin nasıl bir tavır alacağı belirgin değildir. Bir süre önce BM’den alınan bilgililere göre Ban-Ki Moon’un müzakerelerin takvimsiz bir şekilde devam edemeyeceğini belirterek; özellikle herhangi bir takvim ve BM’nin hakemliğini kabul etmemekte ısrar eden Rum tarafına kızgın olduğu ve müzakerelerden BM’nin çekileceği tehdidini yaptığı öğrenildi. Bu arada Ban-Ki Moon’un Kasım ayı sonunda Kıbrıs konusunda Güvenlik Konseyi’ne sunacağı Kıbrıs Rapor’u da merakla beklenmektedir. Rum basınında çıkan Rapor yayınlanmadan ’elde edilen bilgilere’dayandırılan haberde, Rapor’da Lefkoşa’da süren müzakerelerde başlıklardaki görüş birlikleri ve farklılıkların ortaya konarak tarafların sunduğu önerilerden bahsedileceği, ayrıca sürecin Kıbrıs sahipli olduğunun ve Cenevre görüşmesine kadar görüşme planını belirlemenin iki toplum liderine bağlı olduğuna vurgu yapılacağı kaydedildi.
Bu arada BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer, geçtiğimiz hafta Türk düşmanı Hristo-fiyasko ile Lefkoşa’da bir görüşme yaptı. Politis gazetesi bu görüşme ile ilgili olarak Downer’in, görüşmenin hemen ardından gazetecilerin soruları üzerine “taraflar Ocak ayına kadar tüm konularda uzlaşamazlarsa BM’nin toplanıp adadan ayrılmasının söz konusu olmadığı şeklinde kesin bir açıklamada bulunduğunu” yazdı.
Gazete, Downer’in, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Rum Yönetimi Başkanı Hristo-fiyasko’yla Cenevre’deki yeni randevusunun tarihini 25 veya 26 Ocak olarak tayin ettiğini de kaydetti.
BM’nin takvim ortaya koymak veya hakemlik uygulamak gibi bir niyeti olmadığını vurgulayan Downer, gazetenin ifadesine göre “usturuplu bir şekilde bu konuların adadaki siyasi güçler arasında büyük boyutlar kazanmasından ötürü şaşkınlığını dile getirdi”.
Görüldüğü üzere BM de ne yapacağını bilemez, şaşkın durumdadır. Genel Sekreter konunun çözümü için ağırlığını koyamamaktadır. ABD ve AB bir tarafta Çin ve Rusya diğer tarafta her kafadan bir ses çıkmaktadır. Nafile müzakereler sürerken Kıbrıs Türkü ise ambargo ve izolasyonlar altında ekonomik sıkıntılarla boğuşmaktadır. Gelecekle ilgili bilinmezlik-belirsizlik insanlarımızı olumsuz şekilde etkilemektedir. Ocak’tan sonraki süreçte müzakereler sürdürülecekse bu ancak uluslar arası toplum tarafından kabullenilmiş-AB üyesi “iki ayrı devlet” arasında sürdürülmeli; KKTC’nin önü daha fazla kesilmemelidir...