Müttefikler Suriye’de ne yapmak istiyorlar?

ABD önderliğinde IŞİD’e karşı kurulan geniş fakat hedef ve stratejileri açısından istikrarsız müttefik grubunun dünya kamuoyuna ABD tarafından açıklanan, (Türkiye dahil bir çok anti-IŞİD ittifak üyesi tarafından paylaşılmayan) yol haritası ABD ve müttefiklerinin IŞİD’i bombalarken, Irak’ta Irak ordusu ve peşmergelerin, Suriye’de ise “ılımlı” muhalefetten kurulacak 15.000 kişilik bir ordunun karada IŞİD’i yenmesi olarak özetlenebilir. Bu plan gerçekçi midir? Bu plan uygulanabilir mi ve uygulanması durumunda başarılı olma şansı var mıdır? Bu planın başarılı olmaması durumunda ortaya ne gibi sonuçlar çıkabilir?

Öncelikle planın gerçekçiliği sorgulanmalıdır. IŞİD, Irak ve Suriye’de çok geniş bir alanı kontrol altında tutan ve kontrol altında tuttuğu alanda yapmış olduğu ittifaklar sayesinde kamu gücünü yeniden tesis eden ve işleten bir yeni tür örgüttür. IŞİD, konvansiyonel ordu silahları olan tank ve zırhlı araçları, insansız hava araçlarını, gerilla savaşı taktikleri ile kullanan ve terörü sistematik bir psikolojik savaş aracı haline getirmiş bir örgüttür. Bu hali ile IŞİD hem yapı hem de savaş stratejisi açısından çok önemli bir yeniliği temsil etmektedir. IŞİD, hem Afganistan’dan Libya’ya, Çeçenistan’dan Balkanlara uzanan coğrafyada savaşmış deneyimli cihatçı gerilla diye nitelendirilen gerillaların deneyimini hem de 2004-2011 arasında Irak’ta Amerikan ordusuna karşı savaş deneyimi kazanmış kadrolara sahip bir örgüttür. Üstelik bu örgüt selefiliğin en katı yorumlarından birisi etrafında ideolojik-psikolojik olarak örgütlenmiştik. Bu hali ile IŞİD, Amerikan hava kuvvetlerinin yoğun desteğine rağmen Irak’ta kurumsallaşmış bir yapıyı temsil eden Irak ordusunu yenerek ilerlemektedir. Peşmerge güçlerini kısa zaman içinde nasıl dağılmaya zorlayabileceğini göstermiştir. Yine ideolojik olarak fanatik-askeri olarak iyi eğitimli PKK-PYD unsurları Ayn el-Arap’ta IŞİD güçlerinden Türkiye’den lojistik, ABD’den hava desteği ve Barzani’den silah desteği almasına rağmen ağır darbeler almaktadır. IŞİD bir yandan Ayn el-Arap’ta çatışırken, öte yandan Irak başkenti civarına inebilmektedir.
Gerçekçi bir bakış, Suriye’de 2011’den buyana halk gözünde değerini tamamen yitirmiş, etkisizleşmiş ve sahayı Selefi cihatçı örgütlere kaptırmış olan “ılımlı muhalefetin” askeri yardım-eğitim programı ile IŞİD’i yenmesinin imkansız kadar zor olduğunu göstermektedir. Savaş her şeyden önce bir politik ülkü için yapılır. Bu politik ülküyü gerçekleşmesinin yol haritasını temsil eden politik bir çizgiye ihtiyaç vardır. Politik ülkü ve politik çizginin bir politik/askeri lider ve kadro tarafından yaşama taşınması gerekir. Eğitimden geçirilip eline silah verilmesi durumunda anti-IŞİD ve anti-Esad olmak dışında politik bir çizgiyi temsil etmeyen askeri-politik kadrolardan IŞİD’in yaptığı gibi “ölümüne savaşmaları” beklenmemelidir. Öte yandan PKK-PYD’nin kadroları IŞİD’i yenmeye yeterli olmadığı gibi bu unsurun Arap coğrafyasında ilerlemesi başka etnik sorunlar ortaya çıkaracaktır. Özetle bu plan teorik boyutta çok eksiği olan bir plandır.
Bu plan uygulanabilir mi? Evet bütün teorik eksiklerine rağmen planın uygulanması için çalışılacaktır. Türkiye ve Suudi Arabistan’da yetiştirilen ılımlı muhalefet unsurları takriben 9 ay sonra diğer bir ifade ile 2015 yazından itibaren yetiştirilen unsurlar alana sürülecektir. Ancak bu arada IŞİD’in gerek Suriye’de gerek Irak’ta ne kadar güç sağlamlaştırması yapacağını henüz bilmek mümkün değildir. Ancak teorik planda zayıf olan planın uygulanmasında teoride görülmeyen başka zorluklarda ortaya çıkacaktır. Kendi içinde çok parçalı olan ılımlı muhalefet ortak bir komuta etrafında toplanamaz ise zaten zayıf olan başarı ihtimali daha da zayıflayacaktır.
Son olarak planın başarılı olmaması durumunda ne olur? IŞİD galip ve meşru güç olma doğrultusunda çok önemli bir adım atar.

Yazarın Diğer Yazıları