Mustafa Sabri ve zihniyet sorgusu...

Bazıları gibi meseleyi "Cahiller! Mustafa Sabri hakkındaki gerçekleri bilmiyorsunuz, o beş kez değil dört kez Şeyhülislam oldu" oportünizmine bağlayıp birilerini rahatsız edecek meselelerin etrafında dolanmamayı tercih edebiliriz.

Veya "şunu söylemek gerekiyor ki başarılı bir ilim adamıydı" sözleri ile karşı tarafa bir pas atarak meseleye girizgâh yapabiliriz...

Doğrudur, ortada pek çok yalan yanlış bilgi vardır...

Evet Damat Ferit'in kurduğu hükümetlerin her nedense birinde görev almamıştı.

Polemikçiliği tarihçiliğinin önüne geçmiş zevatın da buyurduğu gibi Kuvâ-yı Millîye mensuplarının katlinin caiz olduğuna dair fetvanın altında imzası yoktur.

Fakat daha sonraki icraatlarından anladığımız kadarıyla talih onu o koltuğa birkaç ay önce oturtsaydı bu fetvanın altına imza atmaktan çekinmezdi.

Hakkı aliniz var, Sevr'de imzası yoktu ama Yıldız'daki o meşhur toplantıda idam fetvalarına imza atan Dürrizade ile birlikte imza edilmesi için parmak kaldıran "civanmerd"lerdendi...

Bu doğrulardan haberdar ederek "önemli" bir hatanın kıyısından döndüren tarihçi-yazar taifesi her nedense Mustafa Sabri efendinin imza attığı icraatlara girmiyorlar...

Samimi kanaatim o ki bu isimler de Mustafa Sabri ve onunla aynı çizgideki isimlerden rahatsızlar lâkin bu konulara girmekten imtina ediyorlar...

Mesela, Mustafa Sabri Efendi'nin "çocuklarını asil Türk milletine emanet eden" Boğazlıyan Kaymakamı Şehid Kemal Bey'in idamının altında imzası olduğunu bilmemelerine imkân var mı?

Tabii ki yok...

Peki Sevr Antlaşması'nın imzalanmasına dair Şeyhülislam olarak irade beyanında bulunduğundan da mı haberleri yok?

Tabii ki var...

Millî Mücadeleye karşı icraatları, Kuvâ-yı Millîye'ye karşı Damat Ferit hükümetinin aldığı sert önlemleri bile beğenmeyecek derecede düşmanca tavrı, bunlar da mı bilinmiyor?

Elbette biliniyor...

Peki bu gerçekler ortadayken yanlış bilgileri merkeze alıp doğru bilgiler üzerinden meseleye yaklaşmamak neden?

Birilerini üzmemek için olmasın...

***

Mustafa Sabri Efendi'nin katı "ümmetçi" çizgisi onu milliyetini inkâr noktasına getirmişti. İttihat Terakki hükümetine olan muhalefetinin temelinde de İttihat Terakki'nin Milliyetçi çizgiye sahip olması vardı.

Sabri Efendi'ye göre Anadolu'daki özgürlük hareketi iktidara gelmek isteyen İttihatçıların oyunundan başka bir şey değildi.

Gümilcine'de çıkarttığı "Yarın" gazetesinde mensubu bulunduğu milletin özgürlüğüne kavuşmasına yeni devletin Milliyetçi kimliğinden ötürü sevinemedi.

Anadolu'da örgütlenen özgürlük hareketine de bu kimlikten ötürü muhalifti.

Mustafa Sabri Efendi askerlerin siyaset yapmasına karşı çıkarken din adamının siyasi hırslarla hareket ettiği zaman ne hallere düşeceğinin örneğini bizzat kendisi vermiştir.

Bu hırs onu öyle bir noktaya getirmiştir ki sonunda Türklüğünde tövbe istiğfarlarla istifa etmişti...

Diyelim ki büyük bir ilim adamıydı. Bu durum onun Kaymakam Kemal Bey gibi vatan evlatlarının hal fetvalarına tüm itirazlara rağmen imza attığı gerçeğini ortadan kaldırmıyor.

Tıpkı mensubu bulunduğu dinin ve milletin düşman çizmeleri altında kalmaması için mücadele edenlere karşı düşman ile aynı cenahta yer aldığı gerçeğini ortadan kaldırmadığı gibi...

***

İdeolojik hırsın Mustafa Sabri Efendi'yi ne hale getirdiği ortada.

Aynı ideolojik hırsın Mustafa Sabri ve onun zihniyetine mensup isimlerin engelleme gayretlerine rağmen kurulan Cumhuriyet'in imkânları ile sendikacılık yapan isimleri de ne hale getirdiğini görüyoruz.

Yaptıkları sendikacılığın niteliği ortada olan bu arkadaşlar "Ondan rahatsız olanlar bilgilerini ve zihinlerini sorgulasınlar" demiş. "Tabela iner ama yüreklerden ve zihinlerden saygınlığı inmez" diye de devam etmiş...

Mustafa Sabri zihniyeti Sevr, İstiklal Harbi ve Kaymakam Kemal Bey olayları üçgeninde kendini gösteriyor.

Anlaşılan o ki bu icraatlar birileri tarafından "saygın" bulunuyor...

Ancak birkaç tanesine yer verebildiğimiz bu hakikatlerden habersiz bir şekilde bu açıklamalar yapılıyorsa bu durum cehalet hanesine kaydedilebilir.

Yok eğer bu hakikatler biliniyor da bu açıklamalar yapılıyorsa, o zaman konu bu zihniyetin yönettiği kuruluşlara destek verenleri daha çok ilgilendiriyor...

Herhalde bir "vicdan muhasebesi" yapacaklardır...

Yazarın Diğer Yazıları