Müslüman insan mıdır?
Amerikan Mahkemesi 2007 yılında Bağdat’ta bir kalabalığın üzerine keyfî ve rast gele ateş ederek 17 Irak’lıyı öldüren beş özel güvenlik çalışanı hakkındaki davayı düşürdü.
Aynı mahkeme bir sokak köpeğini kafasına sopa vurarak öldüren bir kimse hakkında böyle bir karar verir miydi? Asla vermezdi, verseydi Amerika’da yer yerinden oynardı. Tepkiler Amerika kıtasını aşar, Avrupa’ya ulaşır, hayvan hakları savunucuları mahkeme üyelerini analarından doğduğuna pişman ederlerdi, iyi de ederlerdi. Ama keyfî olarak öldürülen Müslüman, öldüren de emekli askerlerden oluşan Black Water çalışanı olunca Mahkeme, “bu normaldir” diyor. Çünkü Müslüman onlar için insan değil, hatta hayvan bile değil, ondan da aşağı, bitki gibi bir şey, belki bitkiden de geride bir varlık, çünkü Batı dünyası aynı zamanda “çevreci” de geçinir, yeşile önem verir.
Bizdeki kimi zevatın anlayamadığı işte bu. Amerika başta olmak üzere Batı zihin olarak hâlâ “Kadın insan mıdır değil midir?” tartışmasının yaşandığı Engizisyon döneminde. Kimileri zannediyor ki bilgi ve teknoloji aynı zamanda medeniyettir, insanlıktır. Hayır, öyle değildir. M. Şevket Eygi’nin ifadeleri ile ciğeri on para etmez biri 500 bin dolarlık cipe bindiğinde ciğeri on paraya çıkar mı? Çıkmaz. Görünmez uçak yaptı, nükleer teknolojiyi aşıp nano teknolojiye geçti diye şerefsizin şerefinde değişiklik mi olurmuş? Dün neyse bugün de o. Çörçil Çanakkale’de kimyasal silah kullanma önerisine, “Bu bir insanlık suçudur” diye karşı çıkan bir senatörü, “İyi ama Türkler insan sayılmaz ki” diyerek ikna etmiyor muydu?
İşte Batı bu.
Bush Afganistan’a, “Haçlı savaşı başlattım” diyerek saldırdı, zamanın İşçi Partili İngiltere Başbakanı Tony Blair, “Irak’a asker göndermemde dini inançlarım yol gösterdi” demedi mi? Berlusconi değil miydi, “Müslümanlar da artık Hıristiyanlığın İslâmiyet’ten üstün olduğunu kabul etsinler canım” diyen adam. Amerika’dan Yunanistan’a kadar pek çok batı ülkesinde devlet ve hükümet başkanları İncil üzerine yemin ederek göreve başlamıyorlar mı? İncil üzerine yemin etmek bir bakıma İncil’i devre dışı bırakan Kur’an’la savaş edeceğim demek değil midir?
Daha üç gün önce İsveç’in Malmö Camii’ne bir silahlı saldırı gerçekleştirildi. Tamam, her yerde bir deli çıkabilir ama bu kaçıncı kardeşim. Malmö İslâm Merkezi Başkanı Behzat Becirov, “Saldırganlar defalarca ateş etti. Onların amacı caminin imamını öldürmekti. Bu tip saldırılara artık alıştık” diyor. Çünkü benzer saldırılar defalarca olmuş ve saldırıyı gerçekleştirenlerden hiçbiri yakalanıp hâkim karşısına çıkartılmamış. Ama bir serseri İsveç’te havaya ateş açıp mahalle sakinlerini rahatsız etse mutlaka yakalanır ve hak ettiği cezaya çarptırılır. Demek ki İsveç’te bir cami imamının değeri İsveç’in hava boşluğu kadar bile yok, çünkü o bir Müslüman. Al İsveç kolluk kuvvetleri ve adaletinin bir Müslüman’a verdiği değeri, vur Amerikan Mahkemesi’nin Bağdat’ta suçsuz insanları öldüren özel güvenlik şirketi tetikçileri hakkında verdiği takipsizlik kararına da, bir Müslüman olarak aklını başına topla..
Velhasıl..
Elbette istisnaları vardır amma genel olarak Amerika ve Avrupa Müslüman’ı insan saymıyor. Ve onlar Müslüman olanlar için “İslâm’ı seçti” yerine, “Türk oldu” diyorlar, yani onların gözünde Çörçil’in dediği gibi, Türk de insan değil.
Biz biliyoruz ki Türk’ü, Amerikalısı, İsveçlisi ile insan, eşrefi mahlûk. Eşrefi mahlûk olan insanlık buğday ise, buğdaya göre ekmek ne ise, Müslüman da işte o.
Bu gerçeği, kendilerini insan saymayan Batıya ceket önü ilikleyen bizdeki zihni vaftiz edilmiş taklitçiler bir idrak etse, edebilseler..