Murat Eren ve illegal Cumhuriyet Bayramı Davası...
Selcan Taşçı'nın Yeniçağ'daki köşesinde "Kaç Murat Eren bir Can Dündar ediyor?" sorusunun halen cevabı yok. Ne Anayasa Mahkemesi ne de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından ses seda geliyor. Hapishaneye girdiğinde on günlük olan Murat'ın kızı geçtiğimiz gün Sincan'daki duruşmada babasının kucağından hiç inmediği gibi babayı devre arkadaşlarıyla bile paylaşmak istemedi. Şiddetle geçen zaman giderek duygusallaştırıyor beni. Halen 20 ay daha hapis yatması gereken Murat ile dünyalar güzeli kızının müthiş fotoğrafına ağlamamak için zor tuttum kendimi. Tanrı'nın ruhlarımızı yarattığı günden bu yana tanışıyormuşuz gibi kucaklaştık pilot Murat ile... "İnsanı gam, duvarı nem yıkar" diyenler boşuna konuşmamış. Öylesine zayıflamış ki sarılınca anında kemiklerini hissettim. Ancak bakışlarındaki umut ve sevgi daha da artmış. Sincan Adliyesi'nin koridorlarının dili olsa da konuşup, yaşadığımız tabloyu anlatsa... Bir başka Murat'ın eşi de Murat Eren'e destek için gelmişti. Mamak Cezaevi'ndeki kumpas şehidi Albay Murat Özenalp'in eşi Sema, kardeşçe Murat'ı bağrına basarken boğazında düğümlenen hıçkırıklarla, kirpikleri arasına hapsettiği gözyaşlarını azad etti... Sema Hanım'ın bakışlarından "Keşke Murat'ım da kara toprakta değil hapishanede yatıyor olsaydı" hislerini okurken yüreğim cız etti. Kumpas davalarında kocaları, ağabeyleri, kardeşleri, oğulları yıllarca hapis yatarken dışarıda bronzdan heykel gibi duran anneleri, eşleri, ablaları bir defa daha takdir ettim. Halen bitmeyen mücadelede vardiyayı teslim alan o kadınların günün birinde abideleri dikilmeli...
***
Okuyucularımız "kumpas ortaya çıktı, Murat Eren niçin hapiste?" diye soruyor. Kumpasların ilk provasıydı "Atabeyler Davası..." Cezaları malumunuz Özel Yetkili Mahkemeler verdi. Yargıtay'da ise 9. Ceza Dairesi onayladı. Özel Yetkili Mahkemeler kalktı. Balyoz ve benzeri davaları onaylayan 9. Daire'nin üyeleri dağıtıldı. Şimdi de o üyeler için soruşturma başlatıldı. Murat'ın davası ile beraber, İstanbul Casusluk Davası'nı onaylayan Yargıtay 9. Daire'nin haksız-hukuksuz kararları Anayasa Mahkemesi'nin kararları ile yeniden görülüp hepsi beraat etti. Ancak Atabeyler'de tek tutuklu Murat... Ve kamuoyunun da fazla haberi yok. Bir dönem bu ülkenin Başbakanını helikopter ile Van'a götürdüğünü unuttular. Yıllarca başarı ile helikopter pilotluğu yaptığı ordusunun şimdiki komutanları da unuttu bu kahraman subayı. Bu davalar esnasında kahırdan hastalanıp 5 ameliyat geçiren annesi de öldü. Ağlayanı eşi-kızı ve babası... Vicdanlar sağır anlaşılan...
Soyadı Eren ama "ermiş" gibi Murat. Hapishane koşullarında bile memleketin güvenini yitirdiği hukukta "yüksek lisans" yapıyor. Üstelik bu yüksek lisans ilk değil dördüncü... Dört yüksek lisansın iki doktora, doçentlik olduğunu hatırlatmaya gerek yok sanırım. Hantal bürokrasinin bitmeyen yazışmaları yüzünden dava 30 Haziran'a ertelendi. Murat yüzünden eksik etmediği tebessüm ile İstanbul-Kartal'daki cezaevine geri döndü. Bakalım "Kaç Murat Eren bir Can Dündar ediyor?" sorusunun cevabını verecek bir makam çıkabilecek mi?
***
Şu günlerde kısmetimize adliyeler düşüyor. Bugün de CHP eski İstanbul milletvekili Ali Özgündüz'ün Ankara-Sıhhıye Adliyesi'nde davası var. "İllegal Cumhuriyet Bayramı Davası..." Milletvekili olmadan önce İstanbul'da Savcılık yapan Özgündüz ile aslında suç ortağıyız. 29 Ekim 2012'de Ulus'taki I. Meclis Binası önünde başlayıp Anıtkabir'de sona eren Cumhuriyet Bayramı yürüyüşünde birlikte gaz yemiştik. Sonra polisin zırhlı aracının üzerinde elimizdeki Türk bayrağı ile fotoğraflarımız manşet olmuştu. Özgündüz artık milletvekili değil. Dokunulmazlığı kalktığı için "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet... Polise Mukavemet" iddiası ile hâkim karşısına çıkıyor. 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 10 bin liradan 30 bin liraya kadar para cezası ve kamu haklarından men cezası isteniyor.
Ankara'da hâkimlerin var olduğuna inanıyoruz...