Münevver'in katilini MOSSAD mı koruyor?
Gazeteler, İsveç’de çıkan Aftonbladet gazetesinde yayınlanan, “İsrail askerleri Filistinli gençleri organları için öldürüyor” haberi Türkiye basınında yer alınca, okurlar bizden, ABD’nin New Jersey eyaletinde Amerikalı hahamların da karıştığı organ ticareti ile de ilgilendirerek “olayın üzerine gitmemizi” istediler.
Biz İsveç gazetesinin haberine itibar etmediğimiz için meseleyi önemsemedik.
Öyle ya, bugüne kadar Filistinlilerin bile gündeme getirmedikleri bir şeyi Filistinliler adına İsveç niye dile getirsin? O gün ilk aklımıza gelen şey bu işin içinde başka işler olduğu yönündeydi. Nitekim böyle olduğu İbrahim Karagül tarafından birkaç gün sonra, yer, zaman ve olay(lar) gösterilerek Yenişafak’ta değerlendirildi.
Bugün (dün) yine öznesi İsrail olan bir haberle irkildik.
Üst düzey bir emniyet yetkilisi Akşam’dan Özkan Tamirak’a Münevver Karabulut’un katil zanlısı Cem G.’nin MOSSAD tarafından korunuyor olabileceğini söylüyordu:
“ -Devletin tüm güvenlik birimlerinin yakalamak için seferber olduğu 17 yaşındaki bir genç, eğer yakalanamıyorsa karşısında güçlü bir devlet birimi vardır. MOSSAD’ın Cem’i koruyor olmasından endişe ediyoruz.”
Dikkat buyurun...
“Üst düzey bir emniyet yetkilisi..”
“MOSSAD’ın Cem’i koruyor olmasından” diyor..
“Endişe ediyoruz” diyor..
Bunun ne demek olduğunu hemen herkes anlar, çünkü bu, “iddia etmekten” öte,“biliyoruz” demektir. “Üst düzey yetkili” de olsa hiçbir “memur” iki devlet arasında büyük sorun çıkartabilecek böyle bir iddiayı elinde bilgi ve söylediklerini ispat edecek sağlam deliller olmadan uluorta ortaya atamaz. Hatta böyle bir açıklama “siyasi otoriteden izin almadan”da yapıl(a)maz.
Bütün bunlar olmadığı takdirde..
O “üst düzey yetkili” kendini kapı önünde buluverir..
Öyleyse “Üst düzey emniyet yetkilisinin” söyledikleri “Cem G.’nin ailesinin İsrail’de de iyi ilişkileri bulunmakta” sözleri ile yan yana getirildiğinde, bir hayli önem kazanmakta.
Biliyoruz ki, İsrail bu iddiayı hemen yalanlayacaktır.
Ama biz yine biliyoruz ki, Üzeyir Garih Cinayeti’nde de MOSSAD’ın adı kuvvetli delillerle gündeme gelmişti.
Tel Aviv’dekilerin dünyanın bütün ülkelerinde yaşayan Yahudilerden tıpkı kendi vatandaşlarıymış gibi, “Biz burada bir devlet kurmak ve yaşatmak istiyoruz, siz oralarda para kazanıyor, keyif sürüyorsunuz” yaklaşımı ile İsrail adına vergi topladığı, vermeyene MOSSAD aracılığıyla infazlarda bulunduğu hep iddia edilir.
Garih’in de bu vergiden bunaldığı ve artık vermek istemediği için başına bu işlerin geldiği kayıtlara geçmiştir.
Şayet Cem G.’de MOSSAD tarafından üst düzey emniyet yetkilisinin iddiası doğrultusunda korunup kollanıyorsa, bu Türkiye’ye, “Onlar senin değil benim vatandaşım” diye meydan okumaktır. Neyse, cin şişeden çıkmıştır, yakında Münevver Karabulut cinayetinde önemli gelişmeler olacaktır. Mesele İsrail-Türkiye ilişkisinde fazla hasar açmayacak bir çözüm yoluyla tatlıya bağlanacak, görüntü, işin içinde MOSSAD yokmuş fotoğrafı ile servis edilecektir.
Bu arada biz de, “Hem ırkçı değilim diyor hem Yahudi düşmanlığı yapıyorsun” diyenler için bir açıklama getirmek istiyoruz amma kalan yerimiz yeterli değil.
En iyisi bir yazıyı özel olarak bu konuya ayırmak.
Evet, biz asla Yahudi düşmanı değiliz, hiçbir ırkın düşmanı değiliz ve bunu herhangi bir ırkı veya devleti ikna etmek için değil, bize inanan Mümin kardeşlerimize bir iman gerçeğini anlatmak için dile getirmek ihtiyacı hissediyoruz.
Nasip olursa, yarın..