Muhtemel, asker dahi AKP'ye oy verecek!

Bu yazı seçimlerden önceki son yazımız olduğu için oyların istikameti yönünde bir yazı yazmak daha uygun düşer diye düşündük. Amma önce Gül’ün “Kürdistan”ı konusunda bir iki şey söylemek de farz oldu.
Bu ne talihsizliktir ki, İsrail’in kuruluşunu ilk tanıyan, halkı Müslüman devlet olan Türkiye Cumhuriyeti, yıllar sonra, halkı Müslüman bir ülke olarak yine, bu sefer de, bir İsrail, İngiliz, ABD ittifakı ürünü olan korsan “Kürdistan” oluşumunu resmen telaffuz ediverdi. Sayın Gül kendilerini, “Kürdistan dediniz” diye uyaran gazeteciye, “Ne diyecektim, Irak anayasası öyle yazıyor!” diye de hafif ton çıkışmış.
Irak anayasası o bölge için “Kürdistan” diyor amma sayın Gül, sizin “Kürdistan” dedikleriniz ise kendilerine, “Güney Kürdistan” diyor. “Biz Güneyiz, bizim bir de kuzeyimiz var” diyorlar. Kuzeyi neresi? Onların kuzeyi, tabii ki Türkiye’nin yaklaşık dörtte biri... Yanî BOP’ta haritası çizilen bölge. Yanî, Gül’ün “Kürdistan”ı, Türkiye’nin sırtına saplanmış bir hançer.
Tarih gösterecektir ki İsrail’in varlığı ile Türkiye nelere katlanmışsa, korsan oluşum “Kürdistan” n varlığı da orta gelecekte Türkiye’yi İsrail’in var oluşundan çok daha fazla rahatsız edecektir. Öyle olaylar yaşanacak ki, birileri, “Türkler Ermenileri kesmiştir, Ermeni soykırımını tanıyoruz” diye imzâ kampanyaları başlattı ya, yarın öbür gün de, “Türkler Kürtleri kesmiştir, öyleyse Güney Kürdistan’la Kuzey Kürdistan birleşsin ve Türkiye Kürtlerden özür dilesin” kampanyaları o günün kimi kalem ve kafalar, tarafından yeni kampanya konusu yapılacaktır.
Gül’ü o makamlara taşıyanlar için hayırlı olsun diyor, seçimler konusuna dönüyoruz.
Biz bugün aslında her ilde, özellikle üç büyük ilde oy kullansaydık oyumuzu kime verirdik, onu açıklayacaktık, istişareler sonucu bunun doğru olmadığı kanaatine vardık ve genel bir değerlendirme yapmayı daha uygun gördük.
Belki, gazeteci oyunun rengini belli eder mi, diyeniniz olabilir. Aslında okuyucusu yazarın kime oy vereceğini bilir, bilmeli. Kime oy vereceklerini açıklamış olmasalar da, siz, Yenişafak’ından Star’ına, Bugün’ünden Zaman’ına kadar aynı yelpazedeki gazete yazarlarının yüzde 99’unun ve Cumhuriyet’inden Hürriyet ve Milliyet’ine kadar Aydın Doğan gazete yazarlarının kimlere oy vereceğini bilmiyor olamazsınız.
Bu pazar sandık başına gidecek seçmen, özellikle de milliyetçi hassasiyetleri tercihinin mihengini oluşturanlar, kimi illerde çok zorlanacaklardır. Sıra belediye başkanı tercihine geldiğinde ne yapacaklar? Her şehre bir belediye başkanı seçilecek. Hadi, Ankara’da Mansur Yavaş dediniz, İstanbul’da ne yapacaksınız? MHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayını tanıyan, televizyonlarda, gazetelerde gören var mı? Yok...
Vatan bölünmesin, rüşvet yenilmesin diyenler kime oy verse, o oy, AKP’li Kadir Topbaş’ın işine yarayacak?
Peki ne olacak? Oylar CHP adayı Kılıçdaroğlu’nun torbasında toplanacak. İnsan ister istemez soruyor. Bu seçmeni kendi partisi etrafında toplayacak bir aday bulamamak ve o adayı alternatif hale getirecek bir performans oluşturamamak alkışlanacak bir durum mu?
Hele Diyarbakır’da iş çok daha içler acısı..
Ortada iki parti var. Biri, AKP, ki millî hassasiyeti olanlar bu seçimleri AKP’den bir kurtuluş olsun istiyor, gelin görün ki, Diyarbakır’da AKP’ye verilmeyen her oy DTP’ye yani PKK’nın belediyedeki üssüne verilmiş bir oy olacak. 24 ayar milliyetçi olsan Diyarbakır’da AKP’ye mahkûm gibisin. Muhtemeldir ki Diyarbakır’da asker ve yakınları da AKP’ye oy verecektir. Bu mahkûmiyet AKP’nin bir başarısı mıdır, yoksa, AKP’yi doğru teşhir edemeyip bölgede varlık gösteremeyen milliyetçi unsurların bir ayıbı ve yetersizliği mi?

Yazarın Diğer Yazıları