Muhalefette sığlaşma

Her ülkede ve her zaman uzun dönemli, ekonomik, sosyal ve siyasi istikrar için güçlü muhalefete ihtiyaç var. Demokrasilerde de siyasi iktidarlar güçlü muhalefet isterler. Zira güçlü muhalefet siyasi iktidarları uyarıcı fonksiyon görür.

AKP'den birçok insan, kendi hataları olursa frenleyecek bir muhalefet istiyor.

Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde, siyasette otomatik denetim sağlayan hukuki ve siyasi kurumlaşma gelişmemiştir. Söz gelimi yargıyı siyasi bir araç haline getirmeye karşı halkı ayağa kaldıracak toplumsal bir gelenek oluşmamıştır.

Siyasi iktidarların, iktidar hırsını frenleyecek yasal alt yapı yoktur. Bizde tersine 1980 öncesi demokratik unsurları barındıran Siyasi Partiler Kanunu, 1980 sonrası değişmiş ve bugün otokrasiyi güçlendiren bir yapı kazanmıştır.

İktidar ve muhalefet, bugüne kadar darbe anayasası diye suçladıkları Anayasayı değiştirmeye çalışıyorlar ve fakat demokrasi için değişmesi gerekli olan Siyasi Partiler Kanunu'nu değiştirmek için gevşek davranıyorlar.

Kamu kaynaklarının etkin kullanılması, ülke kalkınması için ön şarttır. Bizde yollar ve köprüler yapılıyor. Ancak bunlar dış borçla yapılıyor. Kârı özel sektöre gidecek. Yetmedi, özel sektörün dış borcuna da devlet kefil oldu. Elbette koltuklarını korumaya çalışan CHP ve MHP genel başkanlarının, bu sorunlara eğilecek zaman ve imkân bulmaları olanağı sınırlıdır. Ayrıca bu sorunları kamuoyuna anlatacak kadrolarını da maalesef yine koltuk derdiyle dağıttılar.

CHP ve MHP, işsizliğin çözümü için elle tutulur ve gerçeklere uygun bir proje geliştirmediler. İş dağıtma yerine para dağıtmak yarışına girdiler.

Dış politikada Türkiye dünyanın en yalnız ülkesi haline geldi. Yalnızca tenkit değil, dış politikada kamuoyunu ikna edecek alternatif politikalar da geliştirmek gerekirdi.

Deniz Baykal'ın sözüyle, ''Etnik ve mezhepsel temelde siyaset yapmak, inançla, dinle ve mezheple siyaseti meşrulaştırmak, Cumhuriyet projesini ve toplumun birliğini ve dirliğini bozar.''

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu'nun tek başına aldığı kararla yaptığı yanlış tercih bile, cumhuriyet değerlerine ve normal demokratik geleneklere aykırıdır.

Demokrasilerde partisini iktidara taşıyamayan veya oyunu anlamlı biçimde artıramayan siyasi parti genel başkanları istifa eder. Eğer etmezse, taban zorlar.

Demokrasinin beşiği İngiltere'de, 2015 mayıs ayında yapılan genel seçimlerden sonra siyasi parti liderleri adeta dünyaya demokrasi dersi verdi.

İşçi Partisi yüzde 30.4 oranında oy aldı. 232 milletvekili çıkardı. İşçi Partisi lideri Ed Miliband en yüksek oyu alamadığı ve partisini iktidara taşıyamadığı için görevinden ayrıldı

Aşırı sağcı, İngiltere Bağımsızlık Partisi (UKIP) oy oranını 10 puan artırıp yüzde 12.6 'ye çıkardı ve İngiltere'nin üçüncü partisi oldu... Ne var ki parti ideri Nigel Farage, bu artışı yetersiz görerek istifasını açıkladı.

Liberal Demokratlar'ın lideri Nick Clegg de istenen başarıyı elde edemediği için istifa etti.

Türkiye'de son 3 genel seçimde CHP ve MHP oy artırmayı bırakın oylarını gerilettiler.


Muhalefetin Oyları

Seçim Tarihi CHP MHP

12 Haziran 2011 25.98 13.01

7 Haziran 2015 24.95 16.29

1 Kasım 2015 25.31 13.01

Son 22 Anket

Ortalaması 24.60 12.14

CHP yüzde 25'te takıldı, kaldı... MHP de böyle giderse baraj altında kalır. Vikipedi de yer alan ve Kasım seçimlerinden bugüne kadar yayınlanan anketlerde de, CHP ve MHP oy kaybetmiş görünüyor.

Yazarın Diğer Yazıları