Muhalefetin muhabbeti!..
Anayasa kitapçığının fırlatılması ile yaşanan krizleri, Bülent Ecevit’in Başbakanlığındaki Hükümetin nasıl alabora edildiğini ve daha sonrasını hatırlamayan var mı?..
AKP iktidarının şu son aylarda yaşattığı krizlere bir bakın ve sonra da elinizi vicdanınıza koyun!..
Ülkenin bölünme tehdidi ile doğrudan karşı karşıya olduğu bir dönemde muhalefetin siyaset kanadının sesi çıkmıyor.
Sakın bana, “Her gün çıkıp birileri bir şeyler söylüyor ya” demeyin.
Haftalık grup toplantıları, yazılı açıklamalar, kurdele kesme törenlerinde gazetecilerin soruları üzerine yalandan bir şeyler söyleyerek yapılan muhalefet “âdet yerini bulsun” cinsindendir. Zaten millet de bunu böyle değerlendiriyor.
Bakıyorum; yapılan beylik açıklamalar bile hep Tayyip Erdoğan ve sözcülerine verilen cevaplardan ibaret.
İktidar bilge ve belge karartması dahil her türlü yolu kullanıyor. Muhalefet de medyadan demeç takibi yapıyor.
“Adamlar tek başına iktidar. Herkes onların emrinde. Muhalefetin eline bilgi ve belge mi gelir? Korku imparatorundan herkes köşe bucak kaçıyor” demeyin sakın!..
“Nerelere neler gittiği ve nelerin sümen altına konulduğu” , Ankara’nın siyasi kulislerinde bugünlerde en çok konuşulan konuların başında.
Bunun böyle olmadığını varsayın.
Muhalefet gerçekleri gün yüzüne çıkarmak ve halka anlatmak için ille de birilerinin ayağına gelmesini mi bekler?..
İktidar kendi seyircisinin önünde kendi kalesine gol üstüne gol atıyor.
Muhalefet ise yarı sahasında yan paslarla durumu idare etmeye çalışıyor.
Hatırlayın şöyle bir yakın siyasi geçmişimizi.
Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile başlamıştı Abdullah Öcalan ve terör örgütü ile diyalog ve anlaşma faaliyetleri.
Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan da denedi.
Millet de gereken cevabı verdi.
Öcalan’ı asamayan Bülent Ecevit ve Devlet Bahçeli’nin de milletten aldığı cevap malumunuz.
2002 genel seçimlerinde köy köy gezip “Öcalan’ı asamadılar. Onlar ürkek biz erkek partiyiz” diyenler 10 yıldır iktidarda.
Bırakın terörist başını asmayı, İmralı’yı 5 yıldızlı otel haline getirdiler.
“Kımıldatmayacak gerçekler” yargının önüne konulunca görüntü yüksek çözünürlük kalitesiyle ortaya çıktı..
Muhalefet ne yapıyor?
Televizyon seyredip, gazete okuyup “demişmiş”de “demişmiş” edebiyatı.
Eğer, bugüne kadar ülkemizde yaşanan krizlerin ve oynanan oyunların gerçek yüzünü size gelip kahvede, ev veya salon toplantısında anlatan bir tek muhalefet temsilcisi varsa; bana yazıp gönderin. Bu sütunlarda kullanacağım.
Sakın ha!..
Kongre ve delege çalışmaları için gelenleri anlatmayın.
Kullanmam...
Derin devleti arayanlara; örnek...
MİT krizi patlayınca herkes her yerde kendi kafasına göre “derin” araştırma ve sorgulamalara girişti.
Oslo mutabakatı, terör örgütü PKK’nın paralel devlet yapılanması KCK’nın içine MİT mensuplarının sızdıkları, eylemleri yönlendirdikleri ve hatta eylem emri verdikleri PKK ile MİT ilişkisi en yüksek sesten tartışılır oldu.
Tartışmayı farklı bir tarihten de başlatabilirsiniz.
Şöyle ki;
Gazeteci-yazar Necdet Pekmezci’nin 2011 yılında kaleme aldığı Kripto yayınlarından çıkan “Apo, Pilot ve Derin Devlet” kitabında MİT-PKK ilişkisinin derinliklerini bulabilirsiniz.
Necdet Pekmezci’nin, kitaptaki şu satırlarına dikkat çekmek isterim:
“PKK-MİT ilişkisinin tarihi eski olduğu iddiaları hiç gündemden düşmedi. Ağrı doğumlu Pilot Necati Kaya’nın MİT mensubu olduğu. Örgüt ilk tutanaklı toplantısını Necati Kaya’nın Demirlibahçe’deki evinde yaptı. Bir yılbaşı gecesi başlayan toplantı 3 gün sürdü.
Toplantıya, Öcalan ısrarla Kesire Öcalan’ın da katılmasını istedi.
Çünkü, Kesire Yıldırım’ın babası Ali Yıldırım’ın da MİT elemanı olduğu biliniyor.
Pilot Necati Kaya, PKK’nın kuruluşunda, finansmanında önemli rol oynadı. Abdullah Öcalan’ı hep korudu kolladı.
Öcalan-Necati Kaya üzerinden MİT ile ilişkisi olduğu iddiası ile harekete geçen örgütün üst düzey elemanlarından Haki Karer, komplo ile öldürüldü. Karer’i öldüren PKK’lılar da yine PKK’lılar tarafından öldürüldü. Karer’in öldürülmesinden Öcalan sorumlu tutuldu. Öcalan, Gaziantep grubunu dağıttı, çoğunu da öldürttü.
MİT’in ilk fiyaskosu Öcalan’ın Suriye’ye kaçması oldu. Kendisini gölge gibi izleyen Necati Kaya bu durumdan haberdar olmadı.
Öcalan, Suriye’ye kaçarken örgütün önemli isimlerine bile haber vermedi. Kaçıştan sadece Cemil Bayık ve Duran Kalkan’ın haberi vardı.”
Kitabı yazma çalışmaları sırasında belgelere ulaşmak için uğraşan Pekmezci anlatıyor:
“Abdullah Öcalan kendi söylüyor; ’Diyarbakır’da memur olarak çalışırken 10 bin lira rüşvet aldım. PKK’yı bununla kurdum’diyor. Öcalan, hangi işlemi yaptı ki rüşvet aldı? Ayrıca Öcalan’ın Diyarbakır’ın ortasında büyük bir arsa kapattığı iddiası da vardı.
Bunları da Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’ne sordum. Başbakanlık yanıt verdi. Gelen yanıt manidardı, ’Söz konusu kişi devletin iç ve dış güvenliği ile ilgilidir. Yanıt veremeyiz’.”
MİT’in 85’inci kuruluş yıldönümü dolayısıyla Müsteşar Hakan Fidan yeni şeffaflaşma politikalarını açıklamıştı. Gazeteci-yazar Necdet Pekmezci de 2 Şubat 2012’de “Apo, Pilot ve Derin Devlet” adlı kitabının yeni baskısında kullanılmak üzere MİT’e yeni sorular sordu.
Sorulardan ikisi şuydu:
“-Terör örgüt elebaşı Abdullah Öcalan’ın öğrencilik yıllarında kurumunuzla çalışan-çalıştıran ilişkisi olmuş mudur? Olmuşsa bu ilişkinin boyutu nedir? İlişki neden kesilmiştir?
-Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın resmi nikahlı eşi Kesire Yıldırım Öcalan’ın kurumunuz ile doğrudan veya dolaylı bir bağı var mıdır? Kendisi veya babası Ali Yıldırım kurumunuzda çalışmış mıdır? Çalışmışsa bu süre ne zaman başlamış ve hangi gerekçe ile sona ermiştir?”
“Şeffaflaşan” MİT’den gelen cevap ise şöyle oldu:
“İlgi elektronik posta iletiniz incelenmiş olup, bilgi edinme talebiniz; 4982 sayılı Kanun uyarınca yürürlüğe konulan ” Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmeliğin “ 29. maddesi kapsamında, değerlendirilmiştir.
Bahse konu Yönetmeliğin 29. maddesi (Sivil ve askeri istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler) ile ilgili talepler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışında tutulmuştur.
Bu nedenle, başvurunuz işleme konulmamıştır.
Bilgilerini rica ederim
MİT
Bilgi Edinme Birimi”
Tartışmalara farklı bir boyuttan da bakılabilsin diye yazdım...