Muhalefeti bölme yasası
“Kürtlere seçim rüşveti” diyorlar;
“Keşke öyle/ondan ibaret olsa” dedirtiyorlar!
***
Konuyu, “Kürtler” diye (sanki siyasi-ideolojik-dini eğilimleri yekpareymiş; aralarında devletine bağlı-terör örgütüne bağlı, siyasal İslamcı-laik, zengin-fakir, eğitimli-cahil, bölücü-bütünlükçü ayrımları, farklı saflar yokmuş gibi) bir “genelleme” üzerinden tartışan, toplumun bir kesimini etnik kökeninden dolayı “tek tip” algılayıp algılatarak, “irade”lerini yok sayarak ırkçılığın, kafatasçılığın daniskasını yapan sosyalist-liberal-neoliberal medya çevreleri ve dahi bizim mahallenin sakinleri fena halde yanılıyorlar.
Bir kere “Kürtler”den ziyade “Türkler”in tercihini etkileyecek AKP’nin, “PKK işbirlikçilerine zırh” kazandıracak yasa önerisi.
Zira “Kürtler” diye tariflenen ama Kürt kökenli vatandaşların azımsanmayacak kısmını barındırmadığı gibi, Kürt kökenli olmayan ama aynı bölücü projenin parçası olan başka etnik kimlikleri pekala içerebilen bu “kitle”nin her durumda Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş etrafında kümelenerek bir nevi “özgül ağırlık” verisi oluşturacağı, ikinci turda da -yine her durumda- iktidarın adayına yol veren bir politika izleyeceği aşikar.
Gelgelelim “Türkler(!)”in oyunun ne şekilde dağılacağına. Kimi canıgönülden hevesle, kimi bağrına taş basarak “Erdoğan olmasın diye” Ekmel Bey’e “evet” diyecek.
***
Ancak, CHP’li Engin Altay’ın, PKK terör örgütüne her türlü tavizin verilmesini suç olmaktan çıkaran tasarıyı “yetmez ama evet” kıvamında sahiplenişini görünce durum çıkmaza girebilir.
Önümüzdeki hafta Adalet Komisyonu’ndan çıkarılması planlanan yasa tasarısı, “bölme”ye -en birlik, beraberlik sergilemesi gereken dönemde- muhalefetten başladı bile.
Kim ne derse desin, iktidar, olağan koşullarda kendisini sandığa/siyasi tarihe gömmesi işten bile olmayan bu “intihar bombası”nı bile, siyasi rakiplerinin kucağına fırlatmayı, milli-muhafazakar değerler etrafında şekillenen “uzlaşma”yı bertarafı becerdi! Yaptığı -bence- zaten “cep”te olan oylar için rüşvet değil, “cep” teki oyların sahiplerine verdiği sözleri tutabilmek için yolunu dikensiz gül bahçesine çevirme girişimiydi. “Kürtler”in daha da kenetlenmesini sağlarken, kaderi rüzgara emanet “Türkler”le muhalefetin adayı arasına “ilk fitne”yi soktu; ki daha da gelecektir gerisi!
***
Şuraya yazıyorum;
Engin Altay gibi birkaç kişi daha çıkar da, “yeter ki kan dursun...”la başlayan, “Anayasal suç” işlemeye teşne birkaç demeç daha verirse, bırakın AKP’ye giden milliyetçi-muhafazakar oyları geri döndürmeyi, elinde avucundaki desteği de kaybedecekler...
Özetle;
Bir sussanız diyorum!
Dikkat et kesmesin!..
Adından başlıyor sakatlık:
-Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesi Yasası!
Hoş, bir yandan “itiraf” olması bakımından bir kenara not edilmeli:
“Terör” var demek ki! “Sona erdirilmesi” iddiasıyla yasa tasarıları hazırlandığına göre, demek ki Başbakan dahil bugüne kadar “analar ağlamıyor, şehit cenazeleri gelmiyor, silahlar sustu” diyenlerin hiçbirinin söyledikleri doğru değildi!
Sonra... “Toplumsal bütünleşme” var mı ki; tohumu bile atılmamış, mesela “evlerde zor tutulan yüzde 50” ile “tencere tava hep aynı hava”cılar arasındaki “olmayan” şey güçlendirilebilir mi!
***
Terör örgütleriyle her türlü teması, bu temaslar sırasında her türlü tavizi “suç” olmaktan çıkaran bir yasa terörü sona erdirmez, tam tersine “terör”ü etkin bir “sonuç alma” , “hedefe varma” metodu olarak yerleşik hale getirir; başka niyetleri/projeleri olan kişileri/kitleleri/ülkeleri teşvik eder, taşeron örgüt sistemini besler. Teröriste her yeni talepte, silaha başvurma cesareti verir;
Ceza yok ödül çok nasıl olsa, bu saatten sonra hangi yasa, hangi katille hangi tetik arasına girebilir, “caydırıcı” olabilir?
***
13 yaşındaki çocuğu gaz kapsülüyle, 18’indeki üniversiteli genci demir sopalarla, çiçeği burnunda babayı cemevi avlusunda kurşunlayarak öldürenlerin zulmünü “destan”,
Senden olmayan kim varsa bilim adamı, asker, gazeteci; prangalayanların, hukuku guguklaştıranların zulmünü “vesayetin sona erdirilmesi”,
Haysiyet cellatlığı, yargısız infaz yapan manşet kadılarının zulmünü “ileri demokrasi” diye alkışladığın için açılan yaralar kabuk bağlamamışken daha,
Bir de şimdi “evlat katilleri”nin başını okşarsan bu tasarının yasalaşmasıyla, evlat olsan sevilmezsin!
Adaletsizliğin kurbanı oldukları yüksek yargı tarafından da tescillenen askerlerin eşlerini, çocuklarını evlerinden atmaya, rızıklarından etmeye alenen aç-açıkta bırakıp da, dağdan indirdiğin teröriste “sosyal ve ekonomik imkanlar” yaratarak, oğlunun ölüm haberini tutulduğu hücrede alan, bin bir suni zorluk çıkarıp da cenazesine yetişmesi engellenen babaları çıldırttıktan sonra, dağdan indirdiğin teröristin “psikoloji”sini tedavi ederek sağlayamazsın toplumsal bütünleşmeyi;
İnsanların kuyruk acılarına tuz basmaktır bunun adı!
Bilemektir!
Maazallah keser!