"Mor Beyin"den önceki kanıt...

"Mor Beyin" kumpasını resmi olarak ilk ne zaman duydunuz?.. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 27 Aralık 2017 tarihinde yaptığı "11 bin 480 kişinin iradeleri dışında ByLock sunucusuna yönlendirildiğinin tespit edildiği" açıklaması ile.. Sayının daha da artması beklenen bu mağduriyetin ilk izine ne zaman rastlandı dersiniz?.. Çook daha önce.. Mesela; 17 Temmuz 2017'de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına bir bilişim uzmanının gönderdiği raporda... Ancak, ben sizi daha da evvele götüreceğim. Bu çok teknik konuyu belgesiyle anlaşılır hale getirmeye çalışacağım.

24 Ekim 2016 tarihinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, AKP kampının ikinci gününde yaptığı ByLock'la ilgili açıklamalar basında geniş olarak yer almıştı. Ne diyordu Soylu?..

"ByLock konusu sulandırılmaya çalışılıyor. Bu öyle bir program ki bunu öyle herhangi birisinin indirip kullanması mümkün değil. Yani, yanlışlıkla telefonuma indirilmiş falan bunlar doğru değil, böyle olması mümkün değil.

Bu sistem üzerinden dosya paylaşımı, görsel ve işitsel haberleşme yapılıyor. İlk önce 18 bin kullanıcı tespit ediliyor. Buna birinci ByLock diyoruz. İkincisinde ise 40 bin kullanıcı tespiti var. Ancak 2. ByLock dediğimiz olayda operatörden kaynaklanan bir endişe sebebiyle bu 40 bin rakamı şu anda tekrardan gözden geçiriliyor."

Süleyman Soylu'nun değerlendirmesi, bakanlığında hazırlanan ve "gizli" ibaresi ile önüne konulan bir "Bilgi Notu"na dayanıyordu. Açıklamanın muhtemel kaynağını sonrasında Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 2017/111 esas numaralı yargılamada sanık avukatlarından birinin dosyaya eklediği o "Bilgi Notu"nda buluyoruz.

"Bilgi Notu" 14 Ekim 2016 tarihli. Şöyle başlıyor:

"FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarınca güvenli iletişim amacıyla kullanılan ByLock isimli uygulamayı kullandığı iddia değerlendirilen İçişleri Bakanlığına bağlı üst düzey yöneticilere ait ByLock ile ilgili yapılan incelemeler aşağıda sunulmuştur."

Burada geçen isimleri ve görev yerlerini kapattık. Ancak, şunu söyleyelim ki, hem isimler, hem iddia edilen bağlantı sayıları doğru. Bu isimlerin çoğu tutuklanmış, ihraç edilmiş. "Bilgi Notu"na devam edelim:

* "Ancak ByLock kullanıcılarının tespitine yönelik çalışmalar kapsamında,

* MİT tarafından ilk olarak 11 Ağustos 2016 tarihinde gelen listede Ad-Soyad, GSM numarası, ADSL abonelik bilgisi ve ID bilgilerine yer verilmektedir.

* 03 Eylül 2016 tarihinde gelen ikinci listede ise 18.074 kişinin kimlik bilgisine yer verilmiş, ID bilgilerine yer verilmeyen listede, tespitlerin IP üzerinden iz sürülerek yapıldığı anlaşılmıştır.

* İkinci liste ile ilgili olarak MİT ile yapılan görüşmelerde sunucuya bağlanan Avea kullanıcılarının IP adreslerinde hatalar ile karşılaşıldığı, bu hataların Avea'nın aynı baz istasyonu üzerinden internete bağlanan birden fazla aboneye aynı IP adresi ile hizmet vermesinden kaynaklandığı belirtilmiştir.

* Avea'dan kaynaklanan bu hatadan dolayı ByLock isimli uygulamayı hiç kullanmamış kişilerin dahi kimlik bilgilerinin sunucudaki IP verileri ile eşleştiği, bu nedenle IP bağlantı sayısı düşük olanlarda (20 ve altı) yanlışlık olabileceği değerlendirilmektedir."

Ağır Ceza Mahkemesi, avukatların ısrarı sonucu İçişleri Bakanlığı'na "Bilgi Notu"nu soruyor. Bakanlık cevabında "Bilgi Notu"nun varlığını kabul etmiyor. Gerçi "Bilgi Notu" haliyle kurum içi bir işlemdir. Yetkili makamın bilgilenmesidir amaçlanan. Sorgulayarak gidelim;

"Arz" ifadesiyle tamamlanan "Bilgi Notu"nda halk arasında "birinci liste" ve "ikinci liste" olarak adlandırılan ve Soylu tarafından da belirtilen konu doğrulanıyor. Bakanın, 24 Ekim 2016 tarihli açıklamaları da, "Bilgi Notu" da hem "Bilgi Notu"nun kendisini hem de ByLock kullanıcı tespitlerindeki problemleri doğruluyor. En önemlisi, düğün değil, bayram değil, herkes "ByLock kesin delildir" derken Süleyman Soylu, neden böyle bir açıklama ihtiyacı duymuştur? "Bilgi Notu"ndaki isimler, görev yerleri ve iddia edilen bağlantı sayıları da doğru ise bizce fazla düşünmeye gerek yok!..

Tespitler, IP üzerinden iz sürülerek yapılmış, yani operatörler ve tuttukları kayıtlar, ByLock kullanıcı tespitlerinde başrolde yer almış. "Bilgi Notu"nda ID numarası denilen ByLock uygulamasının kullanıcılara verdiği numara. Özetle, ikinci ve muhtemelen devam eden listeler sadece operatör kayıtları esas alınarak hazırlanmış, ByLock sunucusunda ikinci ve devam eden listelerde yer alan kişilerle ilgili bilgi yok. Bu kişilerle ilgili sunucuda bilgi yoksa, ID yoksa, içerik de zaten yok demektir. İçerik yoksa suç nasıl olur Allah aşkına?

Özetle, aslında ByLock kullanabilme ihtimali cezalandırılmış. Yetmemiş, yakınları cezalandırılmış. Bir kardeşe yanlış bir iddia yöneltilip, diğer kardeşleriyle birlikte kamu görevinden çıkarılmış, yani ihraç edilmiş. Tutukladıkları masumların aileleri, çoluk çocuğu cezalandırılmış. En acısı, masum onurlu insanlar terörist ilan edilmiş.

4 Nisan 2017 tarihinde "Sakın Bay BayLock Olmasın!.." başlığıyla bir yazı kaleme almış ve "kurunun yanında yaşın yakılmaması ve her şeyden önce tuzağa düşülüp Türk Devlet yapısının tamamen bitirilip çökertilmemesi için dilim döndüğü kadar bazı uyarıları yapmak zorundayım" demiş, operatör kayıtlarıyla ilgili de önemli uyarılar yapmıştım.

Zaman bizi haklı çıkardı!.. Bizim, Nisan 2017'de yazdığımız konular, yaptığımız uyarılar anlaşılıyor ki Devlet kademelerinde görevli adı bilinmeyen vatanseverlerce daha 2016 yılı Ekim aylarında yapılmış. "Bilgi Notu" kabul edilsin edilmesin, içeriği doğru ve Bakan da kendi partisinin kampında bir açıklama yapma ihtiyacı duymuş. O vakitlerden bu yana bu hata ihtimallerini bilenler, göz göre göre tuzağa düşmüş. Şimdi, "Mor Beyin" ortaya çıktı. Mağdur olan insanlar, "madem biliyordunuz, neden zamanında önlem almadınız, listeleri gözden geçirmediniz" diye sorsalar, haksızlar mı?

Keşke, suçluluk ihtimalleri üzerine cezalandırmak yerine, masumiyet karinesi dikkate alınsaydı; iktidar kendi üyelerinin olduğu kadar sıradan vatandaşın da "lekelenmeme hakkını" korusaydı.

Devlet kademelerine bir daha sesleniyorum: Operatör kaynaklı, içeriksiz ve güvenilirliği olmayan ByLock kullanıcı listelerini daha fazla mağduriyete sebep olmadan detaylı bir şekilde inceleyin ve masumları rahatlatın. Kendinizi, masum olduğu halde tutuklu olanların yerinde kabul edin ve eşinizin, evladınızın yolunuzu gözlediğini hayal edin. "Terörist" olarak damgalananın siz olduğunuzu düşünün ve siz cezaevindeyken eşinizin, evladınızın, kardeşinizin toplumdan dışlandığını... Birkaç gün, birkaç hafta uyumayın ne olur gece gündüz çalışın. Empati yaparak çalışın!.. Yarım ağızla "pardon" diyerek olmuyor!..

Yazarın Diğer Yazıları