Misyonerlerin Kürtleri Hıristiyanlaştırma çabaları

Bu satırları New York Times’te çıkan Kandil mahreçli yazının Türk medyasına yansıdığı günlerde yazmayı düşünmüştük, nasip bugüne imiş.
New York Times’in tespitleri ile Kandil’de papaz olduğunu öğrendik. Öcalan fotoğrafının hemen yanında Meryem Ana resmi asıldığını gördük. Bazı teröristlerin çantalarında İncil bulunduğu bilgisini aldık. Elbette bu görüntüler Haçlı dünyasına bir selâm için de, başta Ermeni kökenliler olmak üzere örgüt bünyesindeki diğer Hıristiyan militanların dinî ihtiyaçlarını karşılamak için de olabilirdi. Ama Türk kamuoyundan ve özellikle Kürt halkından özellikle gizlenen başka bir gerçek daha var. PKK militanının çantasından Kur’an çıkmıyor, Kandil’in hiçbir noktasında ezan okunmuyordu.
Niye mi?
Niye olduğunu da PKK içerisinde tam 18 yıl kalmış ve “komutan” olarak pek çok eyleme imza atmış teröristlerden Kadri Cihan’ın geçtiğimiz yılın Haziran başında savcılığa verdiği ifadeden öğreniyoruz: “Kandil’de namaz kılanlarla alay edilir. Kırsal alanda İncil okuyan örgüt mensupları gördüm.”
Ele geçirilen bir video kasetten PKK’lı teröristlerin namazı nasıl alaya aldıklarını zaten bütün Türkiye, televizyonlardan izlemişti. Bu arada Öcalan’ın Avrupa’da iken, “İncil okuyorum, siz de İncil okuyun” dediğini hatırlattıktan sonra, meselenin PKK’yı da aşan boyutuna kısaca değinmekte fayda görüyoruz.
Amerika Irak’ı işgal etti ya, Amerikan ordusu ile birlikte Irak’ı işgal eden bir başka ordu daha vardı: Misyonerler ordusu. Bavullarına İncil’leri, Kürtçe, Arapça broşürleri ve çantalarına dolarları doldurup önce Hıristiyan köy ve mahallelerine yerleştiler. Haçlı askerlerin anne babalarını katlettiği Müslüman çocuk ve gençleri kiliselerde doyurdular, ceplerine küçük küçük dolarlar koydular. Velhasıl Müslüman’ın askere bedenini, misyonere ruhunu katlettirdiler. Irak’ta sağlam zemine basan misyonerlerin hedefi Irak’ın kuzeyi başta olmak üzere Türkiye ve İran’daki Müslümanlar oldu.
Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülkerim Ünalan, “Türkiye’de Kürt vatandaşların yaşadığı koşulları fırsat bilen misyonerler, önce Hıristiyan köylere yerleşiyor, sonra bölgeye dağılıyor” diyor. Dilek Karaca’nın 29 Temmuz 2010’da Akşam’da verdiği haberden, Kanada ve İsviçre merkezli iki misyoner grubun, “Hıristiyanlığın henüz dokunmadığı 20 milyon” olarak tanımladığı Kürtler için çalışma başlattığını da öğrendik. Habere göre Kanada ve İsviçre merkezli misyoner gruplar Kürtlerle ilgili tarihi, sosyal ve toplumsal bilgilerin yer aldığı broşürler hazırlayıp bölgeye odaklanmış bulunuyor. Kürt bölgesinde Hıristiyanlık üzerine radyo yayınları yapılıyor. Misyonerler harıl harıl Kürtçe öğreniyor. İncil, Kürtçenin üç lehçesinde tercüme edilmiş bulunuyor. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı haritalarla İran, Irak ve Türkiye’ye yayılan misyonerler, Türkiye’de Mardin, Diyarbakır, Urfa, Van, Elazığ ve Malatya’yı hedef almış durumda.
Dahası da var...
25 Ağustos 2010 tarihli Akit’te yer alan Furkan Altınok’un “İstihbarat kaynakları” mahreçli haberine göre 14 Temmuz 2010’da Mersin’de, BDP Siyaset Akademisi’nin açılışına katılan misyonerler BDP’ye, “Kürt kilisesi açalım” teklifinde bulunuyor. BDP’nin cevabı ise, “Kürtlerin İslamiyet’i kabul etmeleriyle birlikte Araplar tarafından sömürülerek Kürt kimliklerinden uzaklaştığı” oluyor ve “Kilise açalım” teklifine cevapları, “Her konuda destek vereceğiz ve her zaman yanınızda olacağız” oluyor.
Misyonerlerle görüşen BDP milletvekilinin Ayla Akat Ata olduğu haberde var. Bir soru üzerine Akat, “Evet, 14 Temmuz günü Mersin’deydim, ama kilise açılması konusunda bir talep gelmedi” diyor.
Ama Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Ünalan’ın dediği gibi bölgede Hıristiyan köyleri merkez haline getiren misyonerler, bölgeyi Kürtçenin üç lehçesine çevrilmiş İncillerle adım adım geziyor. Belki de çantalarında Öcalan’ın, “İncil okuyorum, İncil okuyunuz” kasetleri de var.
Benim merakım; bütün bunlar olurken AKP ne yapıyor?

Yazarın Diğer Yazıları